35,0198$% 0.09
36,6842€% -0.09
44,4954£% 0.02
2.966,08%-0,25
2.635,42%-0,30
9.915,76%-0,95
Bayar, doğum sırası teorisinin bireylerin kişilik gelişiminde önemli bir rol oynadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: Alfred Adler’in 1920’lerde geliştirdiği bu teori, bir bireyin doğduğu sıranın, onun kişilik özelliklerini ve davranışlarını nasıl şekillendirdiğini öne sürmektedir.
Adler’e göre, ilk çocuklar genellikle daha sorumluluk sahibi, mükemmeliyetçi ve ailelerinin beklentilerine uyum sağlama konusunda daha fazla eğilim gösterirler. Bu durum, onların liderlik özelliklerini geliştirmelerine yardımcı olur. İlk çocuklar, genellikle ailedeki otorite figürleri olarak kabul edilirler.
Ortanca çocuklar ise, evdeki dengeleri sağlama gayreti içinde, genellikle arabulucu ve koordinatör roller üstlenirler. Bu çocuklar, iki kardeş arasındaki çatışmaları çözmeye çalışarak sosyal becerilerini geliştirir ve grup dinamiklerine daha hakim hale gelirler.
En küçük çocuklar ise daha özgür bir ortamda büyüyerek, disiplin kurallarından daha bağımsız bir şekilde hareket etme eğilimindedir. Bu, onların yaratıcı ve yenilikçi bireyler olmalarına zemin hazırlar. Genellikle şımarık olarak nitelendirilen bu çocuklar, kendilerini ifade etme konusunda daha cesur olabilmektedir.
Bu bakış açısıyla, yönetim becerilerinin ailedeki doğum sırası ile ilişkili olarak şekillendiği söylenebilir. Adler’in doğum sırası teorisi, sadece bireysel gelişimi değil, aynı zamanda insanların iş hayatındaki liderlik ve yönetim tarzlarını da etkileyebilecek bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Aile içindeki bu dinamikler, ilerleyen yaşlarda iş hayatındaki liderlik, başarı, rekabet ve yönetim anlayışını şekillendirmektedir.
Kaynak: Timetürk
Dijital Ödeme Çözümleri ve Sanal POS’un Önemi