34,5910$% 0.3
36,2386€% 0.01
43,5355£% -0.1
2.987,72%0,88
2.689,82%0,69
9.367,77%3,72
1999 yılından bu yana ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan ve 15 Temmuz darbe girişiminin mimarı olan FETÖ elebaşı Gülen’in ölümü, örgüt içindeki mücadeleleri alevlendirdi. Gülen’in sağlık durumunun ağır seyrettiği ve akıl sağlığının yerinde olmadığına dair bilgiler bulunuyordu. Uzun süredir yaşadığı yerleşkeden kaçırıldığı da iddia ediliyordu. Bu süreçte örgüt içinde meydana gelen bölünmelerin yanı sıra, Gülen’in ölümünün ardından kimin lider olacağı ve örgütün mali kaynaklarının nasıl yönetileceği üzerine büyük tartışmalar yaşandığı ortaya çıktı.
“Uzun Cevdet” lakaplı Cevdet Türkyolu, Gülen’in en yakınındaki isimlerden biri olarak öne çıkıyor. Gülen’in kardeşi Seyfullah Gülen’in kızıyla evlendikten sonra, Türkyolu’nun Gülen’e olan yakınlığı artmıştı. Türkyolu, örgüt içindeki tartışmaların merkezinde yer alarak, Gülen’in sağlıklı görünmesini sağlamak amacıyla ona ilaçlar verdiği ve örgütteki dağılmayı önlemek için daha önce çekilmiş videoları yeniden yayımladığı iddialarıyla gündeme geldi. Ayrıca, örgüt elebaşını Pensilvanya’daki çiftlikten kaçırarak, damadının evine götüren kişi olarak tanınıyor. Cevdet Türkyolu’nun aile üyeleri ile birlikte sahip olduğu yaklaşık on adet lüks taşınmaz, örgütün gizli kasası olduğu yönündeki iddiaları güçlendiriyor.
Bir diğer potansiyel lider olarak görülen Mustafa Özcan, daha önceki görevinde sözde “Türkiye imamı” olarak atanmıştı. Özcan’ın, merkezi New Jersey eyaletinin Clifton şehrindeki Ant Kitapevi bünyesindeki yayınevlerinden biri olan The Light Inc. şirketinin başkanı olduğu biliniyor. Türkyolu ile yakın bir ilişki içinde hareket eden Özcan, dünya genelindeki yapılanmaların gelirlerinin yüzde 15’inin kendisine gönderilmesini zorunlu kılan bir sistem kurmuştu. Ancak, toplanan nakit paranın ne kadarının örgüt için harcandığı ve ne kadarının zimmetine geçirildiği konusu uzun süredir tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Son dönemde, kontrolsüz bir şekilde zenginleştiği ifade edilen Cevdet Türkyolu’na karşı çıkan Abdullah Aymaz, örgütün Avrupa ayağını yönetiyor. Aymaz’ın, gerekirse “Avrupa ayağı olarak örgütten ayrılma” tehdidinde bulunduğu ve örgüt içerisinde gücü elinde tutmak isteyenler arasında suikastlar gibi sert çatışmalar yaşanabileceği iddiaları gündeme geldi. Aymaz ile birlikte hareket eden bazı örgüt üyeleri arasında Mustafa Yeşil, Ali Ursavaş, Barbaros Kocakurt, Talip Büyük, Bilal Karaduman ve İsmail Cingöz gibi isimler yer alıyor.
Örgüt içinde, Cevdet Türkyolu, Mustafa Özcan, Barbaros Kocaoğlu, Ali Ursavaş ve eski Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni firari Ekrem Dumanlı gibi isimlerden oluşan ve “Ali Heyet” olarak adlandırılan bir üst yönetim mekanizması bulunuyor. Bu mekanizma içinde, yeni çatışmaların ortaya çıkabileceği belirtiliyor.
Örgüt içinde “Başyüceler Şurası” adı verilen çekirdek kadroda yer alan isimler, Gülen’in ardından örgütün başına geçebilecek kişiler olarak dikkat çekiyor. Bu şurada Mustafa Özcan, Barbaros Kocakurt, İsmail Büyükçelebi, Adil Öksüz, Abdullah Aymaz ve Ekrem Dumanlı gibi isimlerin bulunduğu belirtiliyor. Özellikle, bu yapıyı yöneten Osman Şimşek ve şurada yer alan Suat Yıldırım gibi isimler, örgüt içindeki güç mücadelesinde önemli bir rol oynuyor.
Öte yandan, örgütün ABD yapılanmasında kilit rol oynayan Türkyolu ve ekibi ile Avrupa yapılanmasını yöneten Aymaz ve ekibi arasında güç ve mal paylaşımına dair kavgalar kamuoyuna yansımış durumda. Aymaz’ın, Türkyolu’nun örgütün maddi varlıklarına fazla hükmettiğini iddia ederek Avrupa ayağı olarak örgütten ayrılma tehdidi, bu çatışmanın boyutunu gözler önüne seriyor.
Güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre, Gülen’in ölümünün ardından cenazenin nereye gömüleceği ve cenazeye kimlerin katılacağı gibi konular da tartışmalara neden oldu. Gülen’in cenazesine sınırlı sayıda kişinin katılması ve Cevdet Türkyolu’nun damadının evinin arazisindeki ormanlık alana gömülmesi planlanıyor. Güvenli bir yer olarak düşünülen bu alan, Türkyolu’nun cenazeyi kaçırma ihtimalinin de endişe kaynağı olduğu ifade ediliyor. Ayrıca, Gülen’in ölümünün ardından örgüt içinde paranın nasıl yönetileceği konusunda da tartışmalar sürüyor. Türkyolu’nun, örgüt içindeki yaşlılardan muhalefet gördüğü ve parayı kendine yakın grupları kontrol etmek için kullandığı biliniyor. Aymaz’ın, Türkyolu ve Özcan’ın etkisini azaltmak için yoğun çaba sarf ettiği de ifade ediliyor. Bu bağlamda, örgüt içindeki bölünmenin Avrupa ve ABD kontrolünde gerçekleşeceği, Afrika’daki faaliyetlerin Avrupa etkisinde kalacağı, Asya’daki faaliyetlerin ise ABD tarafından kontrol edileceği öngörülüyor.
AAKaynak: Timetürk
RTÜK Başkanı’ndan FETÖ ile İlgili Açıklama