34,5444$% 0.18
35,9596€% -0.78
43,2669£% -0.69
3.004,06%1,43
2.701,52%1,12
9.549,89%1,94
Türkiye’nin gündeminde yer alan Yenidoğan Çetesi’nin bilinmeyen mağdurları bir bir ortaya çıkmaya devam ediyor. Kocaeli’nin Darıca ilçesinde yaşayan Hamide ve Akın Okutucu çifti de bu çeteden etkilenen ailelerden biri olarak kayıtlara geçti. Geçtiğimiz yılın Mayıs ayında Gebze’deki özel bir hastanede dördüz bebek sahibi olan çiftin, acı dolu hikayesi dikkat çekiyor. Üç bebekleri, sadece üç ay içinde hayata veda ederken, sağ kalan tek bebekleri Cemre’nin durumu ise ayrı bir kaygı konusu haline geldi.
Yenidoğan Çetesi soruşturması kapsamında ruhsatı iptal edilen Bağcılar Medilife Hastanesi’ne nakledilen Cemre bebek, burada 15 gün boyunca tedavi altında kaldı. Ancak, bu süreç sonunda Cemre’nin sol gözü kalıcı olarak görme yetisini kaybetti. Aile, avukatları Tayfun Budak aracılığıyla Gebze’deki özel hastanede yaşanan olaylarla ilgili suç duyurusunda bulunmuş olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı’nın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen herhangi bir soruşturma izni verilmedi.
Aile, Yenidoğan Çetesi soruşturması kapsamındaki dinleme kayıtlarının ortaya çıkmasıyla bir kez daha sarsıldı. Hazırlanan iddianamede çocuklarının adının geçmesi ve Cemre bebeğin hastanede kaldığı süreçte soruşturma kapsamında tutuklanan şüphelilerin ihmalleri sonucunda gözünde kalıcı görme kaybı yaşandığını öğrenen aile, bu davaya dahil olmak için başvuruda bulundu.
‘Bir Çocuğumun Kafası Patladı’
Doğum ve sonrasında yaşadıkları süreci aktaran anne Hamide Okutucu, “Mayıs 2023’te dördüz doğum yaptım, erken doğum oldu. İlk bebek 2-3 gün sonra vefat etti. ‘Kanama oldu, bu yüzden öldü’ dediler. Bunu kabullendik ama diğer üçüzlerim gayet sağlıklıydı. İlk olarak Erdal bebeğimi kaybettim. Erdal için ‘Mikrop kaptı’ dediler, kafası dahi patladı. Çocuğu almak istediğimizde vermediler. ‘Belki başka bir şey vardır, alalım başka yere götürelim’ dedim. Ama kabul etmediler. ‘Burada gerekli tedavi yapılıyor, mikrop kapmış’ dediler. Derin dondurucudaki bütün sütleri ‘Mikrop kapmış’ dedikleri için çöpe attım. Sonrasında Erdal bebeğimizi kaybettik. Gömdükten sonra hastaneye gittiğimde Cemre ve Emre’nin sağlıklı olduğunu söylediler. Ancak ertesi gün, durumu kötüleşen Emre’yi kaybettik” ifadelerini kullandı.
‘Çocuğumu Gebze’deki Hastaneden Almak İstediğimde Vermek İstemediler’
Çocuklarının birer birer ölüm haberini aldığını belirten Okutucu, “Diğer bebek vefat etmeden önce bunların iyi olduğunu söylemişlerdi. O vefat etti, bir gün sonra bunların da kötü olduğunu söylediler. Bebeklerimi almak isteyince, ‘Kendiniz hastane bulacaksınız’ dediler. Hastane aradım ama çocuklarda hastane mikrobu olduğu için bir türlü hastane bulamadım. Emre bebeğimizi kaybettikten sonra Cemre çok kötü oldu. Ümraniye Hastanesi’ne gitmemiz gerekti. Yer olmadığını söylediler. Göztepe’ye gittik ama orada da hastane mikrobu olduğu için kabul etmediler. Oradaki bir asistan bize yardımcı oldu ve Sağlık Bakanlığı’nı arayıp sevk edebileceğimizi söyledi. Çocuğumu Gebze’deki özel hastaneden almak istediğimde vermek istemediler. Ama asistan bayan telefonda doktor diliyle konuşunca hemen 112’ye bildirdiler. Bir hafta boyunca hastane bekledik. Bağcılar Medilife Hastanesi çocuğumuzu kabul etti. Oraya gittiğimizde kolunun yanık olduğunu orada gördük. 1 hafta boyunca ‘Cemre ölecek’ diye bekledik. Hiç beslenmemiş, mikrop kapmış, hastane mikrobu kapmış. 15 gün sonra Bağcılar Medilife Hastanesi’nden kilo almış şekilde teslim aldık. Ancak Gebze’deki hastanede çocuğumun gözü ROP olmuştu. Ameliyatı yapacak doktor Amerika’daydı ve gelir gelmez hastalık 5. evreye ulaştı, Cemre’nin gözü görmüyor” diye konuştu.
Baba: Çevremizde O Kadar Hastane Varken, Neden Oraya Götürüldü?
Baba Akın Okutucu, Gebze’deki özel hastane ile Bağcılar Medilife Hastanesi’nin bağlantılı çalıştığını düşündüğünü belirtti: “Çevremizde o kadar hastane varken, neden Gebze’den direkt Medilife Hastanesi’ne çocuğum götürüldü? Akıl alır gibi değil. 112’nin onay vermesi, o tarafın iyi olduğunu gösteriyor. Hastanedeki tüm bu süreçlerde benim çocuğumu neden oraya gönderdiler? Sağlık Bakanı, 2023’ün Mart ayında oraların denetlendiğini açıkladı. Bizim naklimiz Ağustos’ta yapıldı. O hastanenin denetim altında olduğu dönemde 112 oraya nasıl onay veriyor? Darıca’dan Bağcılar’a kadar en az bin tane hastane varken neden orası kabul ediyor? Bunların bağlı olduğunu düşünüyorum. Gebze’deki hastane, bu 3 çocukta sadece para için bu durumu yaşattı” dedi.
Avukat: Sorumluların Hesap Vermesi İçin Ne Gerekirse Yapacağız
Ailenin avukatı Tayfun Budak, “Aile bize Ekim 2023’te müracaat etti. Bu müracaatında 3 bebeklerinin vefat ettiğini, 1 bebeğinin de kolunda yanık ve gözünde görme kaybı olduğunu bildirdi. Hemen evraklarımızı toplayarak suç duyurusunda bulunduk. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki suç duyurumuz 1 yıldır devam etmekte. Savcılık, hemen aynı gün bakanlığa soruşturma izin talepleri yazdı. Ancak 1 yıldır soruşturma izni dahi verilmedi. Bakanlıkta dosyamız bekletiliyor. Bu hastanede başka ölümler olmasını istemiyoruz. Hastanedeki faaliyetlerin durdurulmasını talep ediyoruz” dedi.
İhmaldan Kaynaklı 10 Günlük Gecikme ve Sonuçları
Yenidoğan Çetesi soruşturmasının iddianamesinde, tutuklu sanıklar arasında geçen telefon dinleme kayıtlarına yer verildi. Bu kayıtlarda, Cemre bebeğin gözünün kötü olduğu ve bu konuda bazı bilgilerin aileye söylenmemesi gerektiği konuşmaları yer aldı. Cumhuriyet Savcısı, bu durumu değerlendirirken, “Cemre bebeğin gözünün hastaneye geliş tarihinin yanlış kaydedilmesi sebebiyle 10 gün gecikmeli muayene yapıldığını, bu durumun da görme kaybına neden olduğunu” belirtti.
Yaşanan bu olaylar, Türkiye’de sağlık sistemine ve hastanelerdeki uygulamalara dair önemli bir sorgulamayı gündeme getiriyor. Aile, yaşadıkları mağduriyetin bir an önce giderilmesini ve sorumluların hesap vermesini talep ediyor.
Yenidoğan Çetesi’nin Mağdurları: Okutucu Ailesinin Trajik Hikayesi