Diyarbakır’daki Narin Güran Cinayeti Davası: Kim Boğdu ve Neden?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Diyarbakır’daki Cinayet Davası: Narin Güran’ın Ölümü

Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın trajik bir şekilde öldürülmesiyle ilgili olarak hazırlanan iddianame, cinayetle ilgili önemli veriler sunarken, iki temel sorunun hala yanıt beklediği görülüyor: Narin’i kim boğdu ve bu cinayetin arkasındaki neden neydi?

İddianamede, Narin’in ölümüne sebep olan dört kişi tespit edilmiş durumda. Bu kişiler arasında amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar yer alıyor. Bu şahıslar hakkında “iştirak halinde çocuğu kasten öldürmek” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Ancak iddianamede Narin’i hangi kişinin boğarak öldürdüğüne dair net bir bilgi bulunmuyor. KİM, NEDEN BOĞDU?

Cinayetin işlendiği gün, yani 21 Ağustos 2023‘te, baz ve kamera kayıtları incelendiğinde, tüm şüphelilerin Narin’in öldürüldüğü evde bulunduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, Narin’in ölümüne neden olan boğma eylemini kimin gerçekleştirdiğine dair somut bir tespit henüz yapılmamıştır. İddianamede, Narin’in öldürüldüğü saatlerde şüphelilerin yalan ifadeler verdikleri, olayın zamanlamasını değiştirmeye çalıştıkları ve delilleri gizleme çabasında oldukları ortaya çıkmıştır.

CEZAEVİNDEKİ GİZLİ KONUŞMALAR VE DNA DELİLLERİ

İddianameye göre, cinayetle ilgili önemli bir başka delil de amca Salim Güran’ın aracında bulunan Narin’e ait bir kıldır. Savcılar tarafından yapılan araştırmalar sonucunda bu kıl, cinayetle ilgili kritik bir bulgu olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, şüphelilerin cezaevinde gerçekleştirdikleri görüşmelerde adli tıp raporunun sonucunu büyük bir endişeyle bekledikleri ve raporun içeriği hakkında bilgi edinmeye çalıştıkları tespit edilmiştir.

Bu cinayet davası, toplumda derin bir üzüntü yaratırken, Narin’in ailesi ve sevenleri, adaletin yerini bulmasını beklemektedir. Olayın arka planındaki gerçeklerin açığa çıkması, hem adaletin sağlanması hem de benzer trajedilerin bir daha yaşanmaması açısından büyük önem taşımaktadır.