Yenidoğan Çetesi Soruşturmasında Şok Gelişmeler ve İddianame Detayları

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yenidoğan Çetesi Soruşturmasında Şok Gelişmeler

Yenidoğan Çetesi soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin, gözaltı ve tutuklama kararlarının alınmasıyla birlikte çete üyeleri tarafından ölümle tehdit edildi. Özellikle makam odasına gelen çete üyesi Mustafa Kemal Zengin, “Benimle fotoğraf çektir, paylaş; kılına zarar veremezler.” diyerek açık bir tehditte bulundu.

Ayrıca, soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” ile “örgüt kapsamında kasten öldürmeye teşebbüs” suçlamasıyla tutuklanan Zengin hakkında yeni bilgilere ulaşıldı. CNN TÜRK İstanbul Haber Müdürü Nihat Uludağ, gelişmeleri şu şekilde aktardı: Mustafa Kemal Zengin’in, başhemşire Tuğçe Toptemel’i aslında tahliye ettirmek amacıyla tehdit ettiği ortaya çıktı. Bununla birlikte, Yavuz Çelik’in ifadesine de başvuruldu. Üvey baba Çelik, “10-15 yıldır tanıyorum. Olayın bu boyuta gelmesiyle aile de şikayetçi oluyor. Biz de şaşırdık. Ek ifade ile serbest bırakılacağını söyledi.” şeklinde konuştu.

Yenidoğan Çetesi Soruşturmasında Şikayetçi Sayısı Artıyor

İstanbul’da, 12 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerin çete ile ortak hareket ederek, bebek acil hastalarının önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilip ölümlerine neden olduğu ve bu süreçte haksız kazanç sağlandığı iddiaları üzerine şikayetçi sayısı 350’ye ulaştı. Öte yandan, soruşturma kapsamında 22’si tutuklu olmak üzere toplam 47 sanık hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.

Soruşturma ve İddianame Detayları

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, ölen 10 bebek “maktul”, 5 kişi “müşteki”, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü “suçtan zarar gören”, sağlık şirketleri ve hastaneler ise “malen sorumlu” olarak yer almakta. İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in, 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 11 kez “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

Diğer yandan, sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası isteniyor. Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine “dolandırıcılık” suçu işlenmesi nedeniyle tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.

Soruşturma kapsamında, İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da ise bir hastanenin ruhsatı iptal edildi.

Kaynak: Timetürk