34,5760$% 0.27
35,9755€% -0.74
43,2725£% -0.68
3.005,76%1,49
2.704,31%1,23
9.462,93%1,02
İlk sezonuyla Türkiye’nin gündemine oturan Kanal D dizisi İnci Taneleri, ikinci sezonuna da büyük bir enerjiyle başladı. Dizinin 23. bölümü izleyicilerden yoğun ilgi gördü.
İşte yeni bölümde yaşananların özeti;
Hastaneden bir an olsun ayrılmayan Azem, çocukken Nehir’in oynadığı kaplumbağayı kızının çantasında görünce duygusal anlar yaşadı. Kendine gelen Nehir, babasını görünce şaşkınlık içinde kaldı. Odaya Özgür girdi ve Nehir’e neden madde kullandığını sordu. Nehir ise, “Seninle hiç temasa geçmemeliydim. Bizim birbirimize faydamız yok. Peki o adamda var mı, ben sana o adamdan uzak dur demedim?” diyerek tepki gösterdi. Özgür, “O adam deyip durma lütfen,” karşılığını verdi ve devam etti: “Ne diyeyim, sen ne diye hitap ediyorsun mesela? Hepimizin hayatını mahveden insana baba mı diyorsun? Nasıl unutabilirsin her şeyi?”
Mahun, Nehir’in madde kullanmaktan hastaneye yatırıldığını öğrenince oğlu Arcan’ın evine gidip ondan hesap sordu: “Karın nerede senin? Ben yıllarca seni adam etmeye uğraştım ama olmadı. Artık pes ediyorum. Senin varlığın bana acı çektiriyor, ben acı çekmek istemiyorum. Senin yokluğun varlığından daha az canımı yakar. Kendini önce bu kızdan sonra da kötü alışkanlıklardan kurtarıp yeni bir sayfa açarsın ya da benim evladım değilsin artık. Bu son uyarımı dikkate almazsan eğer, bir anne olarak seni evlatlıktan reddederim, bir patron olarak da kovarım.”
Arcan, hastaneye gelerek Nehir ile konuştu: “Ne yaptığını sanıyorsun sen? Annem çıldırmış durumda senin haberin var mı? Anneme karşı hep senin tarafını tuttum, seninle evlendim. Ben sana soyadımı verdim, artık bu yaptığın…” Dışarıda Arcan’ın bağırmasını duyan Cihan odaya girip olaya müdahale etti. Arcan, Nehir ile ilgili gerçekleri anlatacakken Nehir araya girdi ve yüzüğünü çıkararak odadan ayrıldı.
Dışarıda Azem ile karşılaşan Arcan, “Neden bırakmadın peşimizi, nasıl bir adamsın sen?” diye sordu. Azem ise, “Bilmediğin bir durum hakkında konuştuğun zaman olduğundan daha salak görünüyorsun. Böyle bir yere, böyle bir durumda sarhoş gelmişsin.” şeklinde yanıtladı. Arcan, Azem’i kızdırmak için “Kayınpederim bir katil, böyle söyleyeceğim arkadaşlara, gitmeden bir şey soracağım: tam olarak nasıl öldürdün karını?” dedi.
Hastanede Cihan ile bir araya gelen Semiramis, gerçekleri öğrenmek için ısrar etti: “Ne dolaplar dönüyorsa senin anlatmanı rica ediyorum.” Cihan, yaşananları Semiramis’e tek tek anlattı: “Nehir benim kuzenim değil, ablam. Babamız hapisteydi uzun süre. Sonra çıkıp buldu bizi, daha biz bir araya gelemedik.”
Talip, Piraye’nin evine gelip Ayça ile konuştu: “O adam Göcek’e gelmeseydi biz bu konuşmayı yapmayacaktık. Öğretmenin, onun adı Adem değil. Annen sana gerçeği söylemedi. Senin öğretmenin diye bildiğin adam sabıkalı bir suçlu. Bu adam bir katil ve sen bu adamla bir daha bir araya gelmeyeceksin asla.” Ayça, annesine dayısının geldiğini ve her şeyi öğrendiğini söyledi: “O bir katil dedi. Öyle mi, öyle mi gerçekten?” Evdeki görevliden olayın detaylarını öğrenen Piraye çılgına döndü. Ayça ise büyük hayal kırıklığı yaşadı ve Azem ile yaptıkları bahçeyi dağıttı.
Hatice, Ayça’ya destek olmaya çalıştı: “Hocamızla ilgili merak ettiğin bir şey varsa kendisine sorarsın ama şuna emin ol. Hocamız kötü bir insan değil.” Talip’in yanına giden Piraye, öfkesini dile getirdi: “Kalpsiz bir insan olmak nasıl bir şey, sen gelip de benim kızıma nasıl böyle bir şey söylersin? Sen bizim hayatımıza nasıl karışırsın?”
Azem, hastaneye gidip kızının yanına ulaşmaya çalıştı ama Nehir’i odasında bulamadı. Hemşireden bilgi alan Azem, Nehir’in taburcu olduğunu öğrendi.
Zerre, Yıldız’a nişan yüzüklerini getirdi. Teklif karşısında büyük şaşkınlık yaşayan Yıldız, teklifi geri çevirdi: “Bu saatten sonra senle ben olmaz. Böyle saadet olmaz.”
Nehir, Semiramis ile buluşup ona yalan söylediği için özür diledi: “Kardeşim hariç ailemden kimse hayatta değil. Yakından benden kurtulursunuz, herkes kurtulur. Ben de kendimden kurtulurum.”
Azem, Piraye’nin evine gitti. Kapıda Ayça ile karşılaştı ancak Ayça’nın soğuk tavrına anlam veremedi. Piraye ile bir araya gelen Azem, sorunun ne olduğunu öğrendi: “Talip, eve gelip Ayça’ya her şeyi anlatmış. Böyle bir şey ona bile yakışmadı ama… Gidip anlatmış işte! Ayça da allak bullak oldu. Bana sordu, ‘doğru mu’ diye ben de tutuldum kaldım. Ne diyeceğimi bilemedim. O yüzden çağırdım sizi. Ne yapmak lazım şimdi?”
Piraye’nin sözleri Azem’de büyük bir üzüntüye neden oldu. Daha sonra Ayça ile bir araya gelen Azem onunla konuştu: “Benim gerçek adım Azem. Sabıkam var diye, kimse iş vermeyecek diye seni ve herkesi kandırdım. Özür dilerim Ayça. Hem öğretmenin hem dostun olarak yaşadığımız her şey çok güzel ve gerçekti, ismim dışında. Sana kendimi savunmayacağım, herkese karşı bunu yapmaktan çok yoruldum. Annene söylemiştim, kendisi değil ama hatıraları kötü bir adamım. Hiçbir hayat hikayesi tertemiz bir sayfa değil. Ben çok büyük hatalar yaptım, pek çok şeyden sorumluyum ama sana söylenen o korkunç şeyi ben yapmadım. Affet beni ve şunu da unutma ben seni çok ama çok seviyorum.”
Ayça’nın yanından ayrılan Azem, Talip’in yanına gitti. Karşısında Azem’i gören Talip büyük bir şaşkınlık yaşadı. Azem, Talip’e verdiği sözü tutarak onu dövdü.
Kaynak: Hürriyet
1917 Filminin Konusu, Oyuncuları ve Etkileyici Anlatımı