34,6100$% 0.19
36,3730€% 1.01
43,5486£% 0.49
2.931,74%-2,44
2.631,87%-2,73
9.665,80%1,21
Balıkesir’de gerçekleşen ilginç bir dava, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin gündemine geldi. Olayın merkezinde, tartıştığı eşiyle evde kalan bir koca yer alıyor. Koca, eşini evin kapısını kilitleyerek silahla alıkoydu. Kadının şikayeti üzerine, sanık hakkında “silah kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlamasıyla Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.
Mahkemede savunma yapan sanık, “Midemde dinleme cihazı olduğunu düşünüyorum. Zaman zaman karnımda dinleme cihazı olduğuna dair sesler duyuyorum. Bu cihazı eşimin yerleştirdiğini düşündüğüm için aramızda tartışma çıkmıştı. Doktora gidip baktırdığımda böyle bir cihaz görünmedi.” şeklinde ifadeler kullandı. Mağdur kadın ise, eşinin midesine cihaz koyduğunu öne sürerek, kendisine saldırıldığını belirtti.
Mahkeme, sanığın akıl sağlığını değerlendirmek amacıyla Atatürk Şehir Hastanesi’ne sevk edilmesine karar verdi. Burada yapılan muayene sonucunda, sanığın ceza ehliyetinin tam olduğuna dair rapor alındı. 1 Aralık 2023’te davayı sonuçlandıran mahkeme, sanığı “eşe karşı silahla cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan 10 yıl hapis cezasına mahkum etti.
Yargıtay: “Kuşkuya Yer Bırakmayacak Kurul Raporu Gerektirir”
Sanık ve avukatı, bu karara itiraz ederek istinaf başvurusunda bulundu. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararda bir hata olmadığını belirterek istinaf başvurusunu reddetti. Bunun üzerine sanığın avukatı, müvekkilinin suç işleme kastı taşımadığını ve suçun unsurlarının oluşmadığını savunarak dosyayı Yargıtay’a taşıdı.
14 Ekim 2024 tarihinde Yargıtay 8. Ceza Dairesi, sanığın eşi tarafından midesine dinleme cihazı konulduğu iddialarının doğruluğunu belirlemek amacıyla Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas kurulundan veya tam teşekküllü ruh sağlığı ve hastalıkları hastanelerinden kuşkuya yer bırakmayacak biçimde bir rapor alınması gerektiğine dikkat çekti. Daire, hazırlanan rapor doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, yerel mahkemenin sanık hakkında Balıkesir’deki Atatürk Şehir Hastanesi tarafından hazırlanan tek hekim raporuna dayanarak mahkumiyet kararı verdiğini kaydetti. Yargıtay, orantılılık ilkesinin yanı sıra hak ve nefaset kurallarının gözetilmeden, suçun işleniş biçimi, yeri ve zamanı, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, güttüğü amaç dikkate alınmadan kanunda öngörülen üst sınıra yakın bir ceza verildiğini belirtti.
Sonuç olarak, Yargıtay yerel mahkemenin kararını hukuka aykırı buldu ve sanık hakkındaki hükmü oy birliğiyle bozarak dosyayı Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesine geri gönderdi.
Kaynak: Timetürk
Sochi Havalimanı’ndan Antalya’ya Acil İniş: Yangın ve Hızlı Müdahale