35,0621$% 0.04
36,4674€% 0.12
44,1918£% 0.18
2.936,31%0,57
2.610,11%0,71
9.915,76%-0,95
Angelina Jolie, güzelliği ve ünlü aktör Jon Voight’un kızı olması sebebiyle Hollywood tarihinde önemli bir yere sahip. Ancak Jolie, bu avantajları arkasına alarak değil, yıllarca süren azim ve çabayla kariyerini inşa etti. Son yıllarda sadece oyunculukla yetinmeyip, yönetmenlik de yapmaya başladı. Yakın zamanda, klasik eserlerden biri olan “The Outsiders”ı tiyatro sahnesine taşıdı. Kısacası, 49 yaşındaki Angelina Jolie, çocuk yaşta başladığı kariyerinde sinema ve tiyatronun farklı alanlarında aktif bir şekilde yer aldı.
‘Kimse Beni Oyuncu Olarak Ciddiye Almadı’
Ancak Jolie’nin bu süreçte büyük bir sorunu var. Bunu, katıldığı bir sohbet programında ilk kez açıkça ifade etti. Mesleğini tutkuyla sevmesine rağmen, yıllar boyunca kimsenin onu bir oyuncu olarak ciddiye almadığını dile getirdi. Maria adlı filmde üstlendiği iddialı rol ile Altın Küre adayı olan Jolie, Oscar’a da aday gösterilmesi hatta kazanması beklenen bir performans sergilemesine rağmen, oyuncu olarak yeterince takdir edilmediğini düşünüyor.
‘Bu Bir Meydan Okuma’
Jolie, Radio Times programında opera sahnelerine damgasını vuran soprano Maria Callas’ı canlandırdığı “Maria” adlı film hakkında konuştu. Bu derinlikli ve sanat tarihine damgasını vurmuş bir karaktere hayat vermenin bir “meydan okuma” olduğunu belirtti. Jolie, Maria Callas’ı canlandırmanın ne denli zor olduğunu vurgularken, “Bir sanatçı olarak korktuğunuz, yapabileceğinize emin olmadığınız şeyleri üstlenmek istersiniz” dedi. Rolüne hazırlanırken Callas ile yapılmış röportajları izlediğini belirten Jolie, bu röportajlarda Callas’ın sanatıyla ilgili derinlikli konuşmalar yaptığını fark etti. Bu noktada, “Maria Callas ciddiye alınıyordu. Kimse benim için bunu yapmadı.” ifadelerini kullandı.
Opera Eseri Seslendirmeyi de Öğrendi
Angelina Jolie, yönetmenliğini Neruda, Jackie, Spencer gibi biyografik çalışmalarıyla tanınan Şilili yönetmen Pablo Larrain’in üstlendiği film için şan dersleri de aldı. Filmdeki opera sahnelerinde Callas ve Jolie’nin sesleri teknoloji yardımıyla bir araya getirildi. Jolie, opera eserlerini seslendirmenin bir tür terapi olduğunu da sözlerine ekleyerek, “İnsanlar hayatlarında bir şeyler yaşadıklarında, bu bedenlerinde depolanır. Midenize girer ve duruşunuz değişir. Ama opera söylemek için tüm bu parçaların kilidini açmanız gerekir” şeklinde açıkladı.
Jolie’nin filmdeki rol arkadaşlarından biri de Haluk Bilginer… Usta oyuncu, Callas’ın büyük aşkı Onassis’i canlandırdı.
Maria Callas’ın Hayatı ve Kariyeri
Maria Callas, 2 Aralık 1923’te Yunan göçmeni bir ailenin kızı olarak New York’ta dünyaya geldi. Asıl adı Anna Maria Cecilia Kalogeropoulos olan ünlü soprano, ailesinin soyadını Callas olarak değiştirmesiyle tanınmaya başladı. 9 yaşında piyano derslerine başlayan Callas, 1937’de ebeveynlerinin boşanmasının ardından annesi ve ablasıyla birlikte Yunanistan’a döndü. Callas, 15 yaşında sahneye çıkarak Cavalleria Rusticana operasında ilk performansını sergiledi. O dönemde Atina’daki devlet konservatuarları 16 yaşından küçükleri kabul etmemesine rağmen, yeteneği sayesinde okula kabul edildi.
Callas, İspanyol soprano Elvira de Hidalgo’nun öğrencisi olarak okulun üçüncü yılında ilk ödülünü kazandı. Kariyerinde hızlı bir yükseliş yaşayan Callas, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından babasını bulmak için ABD’ye döndü ve İtalya’daki Metropolitan Operası’nda sahne almaya başladı. Callas, birçok ünlü eserde başrol üstlenerek opera dünyasında zirveye ulaştı ve La Divina unvanını kazandı.
Aşkı Ona Mutluluk Getirmedi
Callas, kariyerinde gösterdiği başarıya rağmen özel hayatında inişli çıkışlı bir dönem yaşadı. İlk evliliğini 1949-1959 yılları arasında, kendisinden yaşça büyük olan menajeri Giovanni Battista Menehgini ile gerçekleştirdi. 1957 yılında, dönemin zenginlerinden biri olan Aristotle Onassis ile tanışması, bu evliliğin sona ermesine neden oldu. Onassis ile tanıştıktan iki yıl sonra, onun uğruna kocasını terk etti ve hatta sahneye veda etti. Ancak bu ilişki ona mutluluk getirmedi; Onassis, Jackie Kennedy ile evlendi ve bu durum Callas için yıkım oldu.
Büyük Aşkı Zayıf Kadınları Sevecek Kadar Güçlüydü
Callas, sahip olduğu doğal çekicilikle Onassis’i cezbetmişti. Ancak Onassis, zayıf kadınları tercih ediyordu ve Callas, onu etkilemek için hızlı bir diyet uygulayarak zayıf kalma hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. Onassis, Callas ile evlenmeye yanaşmadı ve bunun yerine eski ABD Başkanı John F. Kennedy’nin dul eşi Jackie ile evlendi. Bu durum, Maria Callas için büyük bir yıkım oldu. Kilo sorunları nedeniyle sürekli eleştirilen Callas, bu baskıdan kurtulmak için aşırı diyetler uyguladı.
Külleri Ege Denizi’ne Savruldu
1962 yılında tekrar sahneye dönen Callas, Onassis’in aşkını bir türlü kalbinden atamadı. Onassis’in 1975’teki ölümü, Callas için son derece sarsıcı bir gelişme oldu. Maria Callas, 18 Eylül 1977’de henüz 54 yaşındayken bir kalp krizi sonucu hayata veda etti. Naaşı yakıldıktan sonra külleri Ege Denizi’ne savruldu. Sembolik mezarı ise Paris’teki Pere Lachaise Mezarlığı’nda yer alıyor.
Kaynak: Hürriyet
Megan Fox ve Machine Gun Kelly Ayrıldı: Hamilelik ve Güven Sorunları