DOLAR

35,0174$% 0.04

EURO

36,5642% -0.48

STERLİN

44,3433£% -0.38

GRAM ALTIN

2.965,18%-0,28

ONS

2.622,37%-0,79

BİST100

9.915,76%-0,95

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul KAPALI 11°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Suriye’deki Gelişmeler ve Türkiye’nin Rolü

İstihbarat Başkanlığı döneminde, uluslararası koalisyonun kurulmasından DAEŞ ve PKK ile mücadeleye, Astana Süreci’nden siyasi sürecin teşvikine kadar Suriye’deki gelişmelere yön veren önemli bir şahsiyet oldu. Dışişleri Bakanlığı döneminde de Suriye dosyasını, MİT ve MSB gibi devlet kurumlarıyla yakın bir iş birliği içinde yürütmeyi başardı. İdlib’ten başlayıp Şam’a kadar uzanan süreçte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde çok sayıda kritik aşamadan geçildi ve stratejik kararlar alındı. Yeni dönemde nelerin olacağı ise merakla bekleniyor.

Bakan Fidan, konuşmasına şu şekilde başladı: “14 yıl boyunca, bu konuyu milletimize nasıl anlatırız, tedbirlerimizi nasıl alırız diye düşündük. Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman bu meselenin arkasında durdu. Biz, sorundan önce ve sonra daima Suriye halkının iyiliğini düşündük. Uzun vadede iyi bir noktaya geldik. Zaman zaman karamsar noktalara geldiğimiz anlar oldu. İdlib’e çekilmemiz gibi tüm bu süreçlerde çok ciddi kararlar almamız gerekti. Türkiye, terörle mücadelesini etkili bir biçimde yürüttü. Herkesin anlamakta zorlandığı bir ilişki tarzı geliştirdi.”

Suriye Milli Ordusu’nun Kuruluşu

Suriye Milli Ordusu nasıl kuruldu? Türkiye, Suriye Milli Ordusu (SMO) konusunda farklı bir tutum sergiledi. Diğer ülkeler desteklerini çekmesine rağmen Türkiye, bu oluşumu desteklemeye devam etti. Bu durumun sağladığı faydalar oldukça önemlidir. Astana süreci başladıktan sonra Halep boşaldı ve Suriye’nin Dostları Platformu, Suriye’nin yanında yer aldı. Dar görüşlülük, bir hastalık gibi bir durum değil; o dönemde bu gerçeği dinlemek istemediler. O zaman Özgür Suriye Ordusu, Suriye Milli Ordusu’na dönüşmüştü. Biz, Suriye’deki iç savaştan dolayı ev sahipliği yaptık. Eğer Suriye Milli Ordusu desteklenmeseydi, Suriye muhalefeti yok edilmekle kalmaz, milyonlarca mültefi Türkiye’ye gelirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönemde bu risklerin farkındaydı. Türkiye’nin niyeti, Suriye halkını mutlu edecek bir Suriye’nin ortaya çıkmasını sağlamaktı. Ancak durumun çok kötü olduğunu gördük. Cumhurbaşkanımız elini uzattı. Uzun yıllar boyunca rejim, kendi eksikliklerini görmeyi reddetti. İnsani isteklerimiz vardı, ama kendi halkını düşman olarak gördükleri için bu konulara girmediler. Rusya ve İran’ın etkisi altında kaldılar ve bu aşamaya geldik.

Rejim Çöküşü ve Doha Forumu

Rejim çöktüğünde, siz Doha Forumu’ndaydınız. Bu gelişmelerin arifesinde Doha’da neler yaşandı? Aslında son 2-3 yıldır rejim oldukça zayıf bir konumdaydı. Yapılması gereken en hayati konu, Rusların denkleme girmemelerini sağlamaktı. İran Dışişleri Bakanı geldi ve Ruslarla birlikte bazı konuları görüştük. Eğer rejim destek görseydi, çok kanlı bir süreç yaşanabilirdi. Ancak Ruslar ve İranlılar, bu durumu sürdürmenin bir anlamı olmadığını gördüler. Bu, muhalefetin cesareti ile ilerleyen bir harekât haline geldi. Biz, odaklı görüşmeler ile bunun kansız olmasının yolunu açmayı başardık.

ad826x90

Yeni Yönetim ve Suriye’nin Geleceği

Bugüne dönersek, muhalif güçlerin Şam’ı ele geçirmesiyle birlikte devlet kurumlarının işlerliğini devam ettirmesi yönünde hızlı ve önemli adımlar atıldı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? 4 milyon nüfusa hizmet etme durumu ortaya çıktı. Muhalefet, halkın ihtiyaçlarını karşılamanın asli sorumluluklarının farkında ve İdlib’te yürüttükleri hizmetleri tüm ülkeye yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Öncelikli olarak ülkede bütünlüğün sağlanması gerekiyor; bu bizim için yoğun bir mesai anlamına geliyor.

Bu hassas dönemde dikkatli olunmaması durumunda Suriye’nin yeni bir güç/nüfuz mücadelesi alanına dönüşme riski var mı? Bu risk her zaman var, bu nedenle yapıcı davranmak gerekiyor. Biz bu konuda oldukça duyarlıyız ve gereken diplomatik ile istihbari adımları atmaya devam etmeliyiz.

HTŞ Tartışmaları ve Gelecek Beklentileri

Siz “farklı dini-etnik grupların sulh içinde yaşadığı bir yeni Suriye’nin hayata geçmesini bekliyoruz.” dediniz. Bu noktada HTŞ’nin geçmişi ile ilgili kaygılanan Batılı analistler var. Bu endişelere ne diyorsunuz? Biz ciddi bir karşı duruş görmedik. Bizim tanıdığımız kadar kimse bu grupları tanımıyor. Biz, terörizmin olmadığı bir Suriye görmek istiyoruz; kitle imha silahlarıyla kimsenin işi olmasın, bölge ülkelerine tehdit oluşturmayan bir yapı istiyoruz. Bunları Şam’daki yönetime iletiyoruz. Can güvenliği sağlanmış bir Suriye’de insanlar geri dönebilirler. Bu konuda tüm ülkelerin ortak bir çabası olmalı ve bölgenin ortaya çıkan sorunlarını çözmek için geliştirdikleri mekanizmalar olmalıdır.

İsrail’in Suriye Stratejisi

İsrail ordusu Golan’da içeri girdi ve önemli stratejik tepeleri kontrol altına aldı. Bu durum Suriye için ne anlama geliyor? İsrail, burada olabilecek en kötü senaryoyu belirleyip tedbir paketi geliştirmiş durumda. Esad rejiminin kabiliyetlerini biliyorlardı. Yeni yönetimin durumu belirsiz olduğu için bir strateji geliştirdiler. Bu çok tehlikeli bir strateji; kendilerine haber yolladık ve bu noktaları bombalamaktan vazgeçmelerini istedik.

ad826x90

ABD’nin PKK/YPG İlişkisi

Yeni dönemde Washington’ın YPG ile ilişkisi nasıl şekillenecek? Bugün Blinken ile yaptığımız görüşmede bu konuyu ele aldık. Amerika’nın Suriye’deki gelişmelere yaklaşımı, bizim pozisyonumuzu değiştirmedi. ABD ve bazı Avrupa ülkeleri, PKK’ya ciddi destek sağlamış durumda. Suriyeli muhalifler yıllardır savaşıyorlar ve Şam’daki yönetimin atacağı adımlar neticesinde YPG’nin zemin bulamayacağını düşünüyoruz. YPG’nin ortadan kaldırılması bizim stratejik hedefimizdir. Suriyeli olmayan YPG unsurlarının bir an önce ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. Ayrıca, kalanların silahlarını bırakıp yaşamaya devam etmeleri gerekecek.

DEAŞ Tutukluları ve Avrupa’nın Sorumluluğu

Batılı ülkeler, DEAŞ’lıları kendi topraklarına geri almamak için başka bir terörist örgütü kullanıyorlar ve bunun Türkiye üzerindeki yükünü umursamıyorlar. Avrupa’nın, kendi DEAŞ unsurlarını alıp götürmesi gerekiyor. YPG’nin Avrupa’nın sürekli şantajına maruz kalması ise bir akıl tutulmasıdır. DEAŞ ile mücadele dedikleri aslında DEAŞ tutuklularına yapılan bir gardiyanlık işidir.

Sığınmacıların Geri Dönüşü

Türkiye açısından önemli bir başlık da sığınmacıların geri dönüşleri meselesi. “Gönüllü” vurgusu yapıyorsunuz dönüşler için. Suriye’de güvenlik ve temel yaşam koşulları sağlanmadan ne kadar gönüllü dönüş bekliyorsunuz? Herkes kendi yuvasına dönmek ister. Ben geri dönüşlerin artacağını düşünüyorum; aldığımız bütün veriler de bu yönde. Ortadoğu’da tek başlık Suriye değil. İsrail pek çok cephede savaşıyor. Gazze’deki katliamlar ve Hizbullah’ın Lübnan’daki durumu, Suriye’deki gelişmelerin her iki başlıktaki sorunlara yansımasını nasıl etkiliyor? Özellikle İran-Hizbullah fiziki bağının Suriye nedeniyle kesildiği düşünülürse…

Bu konuları Blinken ile de görüştük. Gazze’deki ateşkesin bir an önce hayata geçmesi gerekiyor. Trump’ın iktidara gelmesiyle Gazze’de nasıl gelişmeler yaşanacağı merak konusu. Olumlu bir senaryo ya da İsrail’in yayılmacılığı başlatacağı bir senaryo var. Netanyahu, Trump yönetiminden bu mesajı alırsa bu durumu ilerletebilir.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İBB Etkinliğinde Pınar Aydınlar’a Soruşturma Açıldı

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0