Acemoğlu’nun Nobel Konuşması ve Kapsayıcı Kurumların Önemi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Acemoğlu’nun Nobel Konuşması Üzerine Düşünceler

Sevgili takipçilerim, Nobel ödül töreninde yaptığım konuşmanın metnini burada sizlerle paylaşıyorum. Bu konuşma, günümüzde yaşanan önemli gelişmelere ışık tutuyor ve derin bir anlam taşıyor. Öncelikle, Majesteleri, Kraliyet Ailesi Üyeleri, Ekselanslar, Sayın Nobel Ödüllüler, Hanımlar ve Baylar, Profesör Johnson ve Profesör Robinson’a, ayrıca kendi adıma İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’ne ve Nobel Vakfı’na, ekonomik ve politik kurumların kökenleri ile bunların yarattığı küresel eşitsizlikler üzerine yaptığımız çalışmaların takdir edilmesi dolayısıyla teşekkürlerimi sunmak isterim.

Bu ödül, sadece çalışmalarımıza verdiği büyük onurla değil, aynı zamanda bu alanlarda çalışan genç akademisyenleri teşvik edecek olmasıyla da bize mutluluk vermektedir. Gerçekten de, bu çabamız birçok insanın ortak gayretinin bir yansımasıdır ve ekonomi ile tarihi birleştirerek sosyal bilimlerde önemli sorulara cevap bulunabileceğinin bir göstergesidir.

Çalışmalarımız, dünyanın dört bir yanında refahın paylaşımında en önemli katkıyı sağlayan unsurların demokratik katılım, hukukun üstünlüğü, mülkiyet haklarının güvenliği ve ekonomik fırsatlara erişimde eşitlik gibi kapsayıcı kurumlar olduğunu ortaya koymuştur. Ancak, 25 yıl aradan sonra bugün, bu aynı kurumlar ciddi tehditlerle karşı karşıyadır. Hemen hemen her yerde demokrasi büyük bir tehlikeye girmiştir. Demokratik kurumlara verilen destek, tarihimizin en düşük seviyelerine inmiştir.

Üstelik, dünya, iklim değişikliği, yeni küresel güç dinamikleri ve hızla yaşlanan bir nüfusun getirdiği zorluklarla da başa çıkmak zorundadır. Daha da önemlisi, yapay zeka, her şeyi aniden ve her yerde sekteye uğratma potansiyeline sahiptir. Tarih, birçok dersle doludur. Refahın paylaşımı, insanlık tarihinde yalnızca belirli dönemlerde gerçekleşmiş ve bu asla kendiliğinden olmamıştır. Kapsayıcılık, bu süreçte en önemli etkendir.

Eğer ilerleme adına politik olarak güçlü olanlar, halkın sesini ve haklarını bastırırsa; eğer seçkinler, toplumu sadece harcanabilir bir varlık olarak görmeye başlarsa; ve eğer yalnızca kendi fikir ve yeteneklerinin değerli olduğunu düşünme hatasına düşerlerse, bu durum refah paylaşımını sağlayan kurumların yok olmasına yol açacaktır. Unutulmamalıdır ki, kurumlar her zaman tercihlerin sonucudur.

Bizleri endişelendiren unsurlar, bir yandan da umudumuzu artırmaktadır. Daha iyi kurumlar oluşturmak ve teknolojinin yönünü belirleyerek daha fazla istihdam yaratmak, elbette elimizdedir. Ancak bu, yalnızca bu odada bulunanların değil, aynı zamanda teknoloji, eşitsizlik ve yapay zeka çağında refah paylaşımını nasıl sağlayacağımıza dair önemli soruların peşinden koşacak genç araştırmacıların katıldığı ortak bir çabanın sonucu olmalıdır.

Kaynak: Timetürk