36,6774$% 0.07
40,0835€% 0.04
47,6415£% 0.05
3.556,21%0,57
3.016,48%0,52
%
Alman otomotiv üreticileri ve tedarikçilerinin duyarlılığı, 2024 yılının başında rekabet güçleri ile ilgili kaygılarla birlikte önemli ölçüde kötüleşti. Münih merkezli Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) tarafından gerçekleştirilen İş Ortamı Anketi sonuçlarına göre, Aralık 2024’te eksi 35 puan olan sektörün iş ortamı endeksi, Ocak ayında 5,7 puan düşerek eksi 40,7 puana geriledi. Bu durum, sektördeki duyarlılığın Kovid-19 salgınından bu yana en düşük seviyeye ulaşması anlamına geliyor.
Alman otomotiv sektörünün mevcut durum endeksi de Ocak ayında 6,7 puan azalarak eksi 39,1’e indi. Sektörün geleceğe yönelik iş beklentisi ise eksi 37,3 puandan eksi 42,3 puana geriledi. Ankete ilişkin yapılan açıklamada, iş ortamı endeksinin hem şirketlerin mevcut iş durumu hem de geleceğe yönelik beklentileri tarafından aşağı çekildiği belirtildi. “Almanya’da otomotiv sektöründeki duyarlılık yılı başında yeni bir düşük seviyeye ulaştı. Ülkede otomotiv endüstrisi rekabet gücü konusunda endişeli” denildi.
“Alman otomotiv endüstrisi krizde sıkışmış durumda”
Açıklamada, “Otomotiv sektörü, her şeyden önce rekabet gücü konusunda endişe duyuyor. Ocak ayında şirketler, dış pazarlardaki konumlarını hem Avrupa Birliği (AB) içinde hem de dışında her zamankinden daha düşük olarak değerlendirdi. Ayrıca, Alman pazarında da önemli ölçüde zemin kaybettikleri ifade edildi.” değerlendirmesi yapıldı. Ifo Endüstriyel Organizasyon ve Yeni Teknolojiler Merkezi Uzmanı Anita Wölfl, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Alman otomotiv endüstrisi krizde sıkışmış durumda. Özellikle rekabetçi konumunu ciddi bir tehlike altında görüyor.” ifadesini kullandı. Wölfl, “Çin’den gelen güçlü rekabet, Donald Trump’ın ABD’nin AB’den ithalatına gümrük vergisi uygulama tehdidi ve ülke içindeki gerginlik, Alman otomotiv endüstrisi üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor.” dedi.
Avrupa Otomotiv Sektörü Birçok Zorlukla Yüzleşiyor
Alman otomotiv üreticileri, elektrikli araçlara geçişin yüksek maliyetleriyle mücadele ederken, Çin ve Avrupa’dan gelen zayıf talep ışığında maliyetleri düşürmek ve rekabet gücünü korumak için ciddi baskılar altındalar. Son yıllarda otomobil endüstrisinde yaşanan çığır açan teknolojilerin, Çin ve ABD’den gelmesi, Avrupa kamuoyunda tartışmalara yol açarken, Çinli üreticilerin artan rekabeti, Alman otomobil üreticisi Volkswagen’in tarihi işten çıkarma ve fabrika kapatma kararları bu tartışmaları daha da alevlendirdi.
Ifo Enstitüsüne göre, Almanya’daki vergi, bürokrasi ve enerji maliyetlerinin şirketler üzerindeki yükü diğer ülkelere kıyasla oldukça yüksek. Ayrıca, ülkede dijital, enerji ve ulaşım altyapısının yenilenmesi süreci de daha yavaş ilerliyor. Bunun yanı sıra, Almanya’da kalifiye işçi sıkıntısı giderek belirgin hale geliyor. Tüm bunların yanı sıra, ABD Başkanı Donald Trump, dış ticaret açığını azaltmak ve yerli üretimi desteklemek amacıyla AB ürünleri için gümrük vergilerini önemli ölçüde artırmayı planladığını duyurdu. Trump, AB’den yapılan tüm ithalat için yüzde 10 ya da yüzde 20 gümrük vergisi uygulamak istiyor.
Alman Otomotiv Sektöründeki Kriz
Alman otomotiv endüstrisindeki kriz, gözden kaçan trendler, yapısal sorunlar ve jeopolitik risklerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıkıyor. Otomotiv endüstrisi, bir zamanlar Alman ekonomisinin bel kemiğini oluşturuyordu. Sektör, Almanya’da toplam katma değerin yüzde 5’ini sağlarken, istihdamın da yüzde 3’ünü oluşturuyor. Gelir açısından ise açık ara en büyük sanayi sektörü konumunda. Alman otomotiv üreticileri, 2023 yılında 272,6 milyar avro değerinde ihracat gerçekleştirdi. Bu rakam, toplam ihracatın yüzde 17,3’üne denk geliyor. Haziran 2024 itibarıyla, sektörde, tedarikçiler hariç yaklaşık 773 bin kişinin istihdam edildiği kaydedildi ve sektör istihdamı 2023’e göre yüzde 0,8 azaldı. Sanayide çalışanların yaklaşık yüzde 14’ü otomotiv sektöründe görev alıyor ve bu da otomotiv sektörünü, 952 bin çalışanı olan makine mühendisliğinden sonra iş gücü açısından en büyük ikinci sanayi sektörü haline getiriyor.
Alman Ekonomisi ve Erken Seçim Süreci
Öte yandan, Almanya ekonomisi, geçen yıl Çin ile artan rekabet ve yapısal sorunların ekonomiyi frenlemesi nedeniyle art arda ikinci yıl küçülme yaşadı. Geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,2 küçülen ekonomi, 2025’in ilk çeyreğinde de daralması halinde, iki çeyrek üst üste daralma olarak tanımlanan teknik resesyona girecek. Analistler, siyasi belirsizliğin, yurt dışından gelen artan rekabetin, yüksek enerji maliyetlerinin, hala yüksek olan faiz oranlarının ve belirsiz ekonomik beklentilerin Alman ekonomisini baskıladığını vurgulayarak, 2025 için yalnızca hafif bir büyüme öngörüyorlar. Ayrıca, Almanya’da hükümet, 29 Ocak’ta bu yıl için daha önce yüzde 1,1 olarak açıklanan büyüme tahminini, zayıf küresel talep, jeopolitik belirsizlik ve ticari gerginlikler dolayısıyla yüzde 0,3’e düşürdü.
Almanya’da, başta bütçe olmak üzere ekonominin nasıl canlandırılacağı konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle üç partili koalisyon hükümeti Kasım 2024’te dağılmıştı. Ülkede 23 Şubat’ta erken seçimler düzenlenecek. Seçimler için yürütülen kampanyanın en önemli konularından biri de büyümekte zorlanan ekonomi olacak.
Türkiye Petrolleri’nde Şaibeli Satış: Yeni Patronun Hızlı Yükselişi Dikkat Çekiyor