34,9739$% 0.16
36,7420€% 0.28
44,1241£% -0.32
2.974,72%-1,04
2.647,78%-1,18
10.125,46%0,66
Ateistlerin sıklıkla dile getirdiği bir iddia var: “Kutsal kitaplar kaynağını Sümer, Roma ve Mısır mitolojilerinden aldı.” Bu yalan, Küresel Çete olarak adlandırdığımız ezoterik ve Masonik örgütlerden kaynaklanmaktadır. Bu tür yapılanmalar, soylarını Lucifer adıyla bilinen İblis’e dayandırarak birçok yanlış bilgi yaymaktadırlar. Sümer metinlerinde bu figür Enki, Mısır mitolojisinde ise RA olarak karşımıza çıkar. Onlara göre yeryüzünde üç farklı soy bulunmaktadır: Adem’in soyu, İblis’in soyu ve bir de melez soy. İsrailoğulları, Lucifer’in soyundan geldiğini ve ‘Mavi Kan’ taşıdıklarını iddia ederek, kendilerinin yeryüzünün gerçek halifesi olduğuna inanıyorlar. Bu nedenle, diğer soyları ‘GOYİM’ olarak adlandırarak, onları hayvanlarla eş tutup küçümsemekte ve kendilerini üstün görmektedirler.
Zuhruf suresi 62. ayette Allah, “Sakın Şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o sizin besbelli düşmanınızdır.” diyerek bu durumu vurgulamaktadır. Düşmanımızı yenmek için onu tanımamız, özellikle mavi kan ile kırmızı kan konularında bilgi edinmemiz gerekmektedir. O halde konuya en başından başlayalım.
Hz. Adem’in cennetten kovulması, Kur’an’da çeşitli surelerde (özellikle Bakara, A’râf, Tâhâ surelerinde) ele alınmaktadır. Mavi kan, kırmızı kan konusuna geçmeden önce bu olayın özetine ve cennetten kovulma sebebine bakalım ki iddia edilen soyların ne olduğu daha iyi anlaşılsın.
Bu konuyla ilgili, kaynağını Kuran-ı Kerim’den alan iki farklı bakış açısı bulunmaktadır. Birincisini biliyoruz ancak ikincisinden çoğumuzun haberi yok. Bugünkü yazımızın konusu, çoğumuzun haberi olmadığı ikinci bakış açısı olacaktır.
Bu klasik, yani hepimizin bildiği İslam anlayışıdır. Ancak farklı bir inanış daha vardır ki onu konuşmadan İsrailoğullarının hangi soydan geldiğini anlamak mümkün değildir.
Sonuç olarak Habil, Adem ile eşinin bir meyvesi; Kabil ise Adem’in kendi soyu ile birleşmesinin meyvesi olarak ifade edilmektedir. Bu yorum, yukarıda bahsedilen Secere ve takreba kelimelerinin çevirisinden kaynaklanmaktadır. Sonraki ayetlere göre, “Bu suretle kandırarak ikisini de sarktırdı, onun üzerine vakta ki o ağacı tattılar, ikisine de çirkin yerleri açılıverdi…” (Araf-22).
Burada dikkat edilirse Ağaçın meyvesini yedi ifadesi yoktur. O ağaçtan yani o soydan tattılar ifadesi yer alır. Adem ve eşi, “Ey Rabb’imiz! Biz, kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan oluruz.” dediler. Cennetten kovulma ise şöyle gerçekleşir: “Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak inin. Yeryüzünde, size belli bir süreye kadar yerleşme ve yararlanma imkanı vardır.” Bu ifadede yalnızca Adem, eşi ve şeytandan bahsedilmez; “Bir kısmınız bir kısmınıza” hitabı geçmektedir. Bu, çoğul bir ifadeyi işaret eder.
Bugün Küresel Çete olarak adlandırılan bir sülalenin, kendilerinin o soydan yani İblis soyundan geldiğini iddia etmesi, bu konuyu irdelememe neden olmuştur. Onlara göre Adem soyu Kırmızı kanı, İblis soyu da mavi kanı temsil etmektedir. Habil’i öldüren Kabil ise bu iki kanın karışımından oluşan melez bir soy olarak ifade edilmektedir.
Şimdi bunları neden anlattım? Eğer onların bildiği bu bilgilere sahip olamazsak; İsrail’in bayrağının neden beyaz üzerine mavi renkte olduğunu, İngiltere ve ABD bayraklarının neden beyaz üzerine mavi ve kırmızı renklerden oluştuğunu ve Türk bayrağının neden sadece beyaz üzerine kırmızıdan oluştuğunu asla anlayamayız. İlgi gösterdiğiniz ve yorum yaptığınız sürece bu konuya devam edeceğiz inşallah.
Kaynak: Timetürk
Bakırköy’de Organize Suç Örgütü Duruşması: Bebek Dolandırıcılığı İddiaları