DOLAR

36,6199$% 0.07

Created with Highcharts 8.2.212:0012:3013:0013:3014:0014:3015:0015:3016:0016:30
EURO

39,8679% -0.08

Created with Highcharts 8.2.211:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:0015:3016:00
STERLİN

47,4961£% 0.07

Created with Highcharts 8.2.211:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:0015:3016:00
GRAM ALTIN

3.508,60%1,66

Created with Highcharts 8.2.210:3011:0011:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:00
ONS

2.980,84%1,61

Created with Highcharts 8.2.212:0012:3013:0013:3014:0014:3015:0015:3016:0016:30
BİST100

10.727,58%1,39

Created with Highcharts 8.2.210:3011:0011:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:00
İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Azerbaycan Şairi Saadet Cihangir ile Röportaj: Edebiyat, Siyasi Mücadele ve Toplumsal Adalet

Röportaj: Dr. Mayis Alizade / Yeniçağ

Röportaj: Dr. Mayis Alizade / Yeniçağ

Bakü Devlet Üniversitesi mezunu olan Saadet Cihangir, farklı alanlarda çevirmen ve editörlük yaptıktan sonra muhalif bir gazetede köşe yazarlığı yapmaya başladı. Kalemiyle verdiği mücadelenin yanı sıra, günlük insan hakları mücadelelerinin önünde yürüyerek toplumsal adalet için sesini yükseltti. Azerbaycan Türkçesinde yayımlanmış birkaç şiir kitabı bulunan Cihangir’in okuyucu kitlesi her geçen gün artıyor.

Yeniçağ: Azerbaycan’ın kadın şairleri arasında duygusal derinliği ve bilinçli bir yaklaşımı birleştirerek şiir yazan ilk şair olduğunuzu söylemek mümkün. Bu bağlamda Azerbaycan edebiyatının, Rus edebiyatından yaklaşık 100 yıl geride olduğunu gözlemliyoruz. Bu durumu nasıl açıklarsınız?

Saadet Cihangir: Öncelikle, bu değeri bana atfettiğiniz için şükranlarımı sunuyorum. Azerbaycan küçük bir ülke olduğu için, dünyadaki büyük ülkelerle kıyaslama yapmayı doğru bulmuyorum. Örneğin, geçtiğimiz yüzyılın başlarında Rus edebiyatında Ahmatova ve Tsvetayeva gibi güçlü kalemler varken, Azerbaycan’da klasik tarzda yazan birkaç kadın dışında çağdaş anlamda eser veren bir şair yoktu. Ancak günümüzde edebiyatımızın geride kalmasının birkaç nedeni olduğunu düşünüyorum. İnsan özgürlüklerinin kısıtlanması ve yaşam koşullarının son derece zor olmasının yanı sıra, eski yazar kuşakları ile günümüz genç kuşakları arasındaki bağlantının tamamen kopması acı bir durum yaratmıştır. Stalin dönemi, 1930’lu yıllarda yetenekli ve milli kökenli bilim-edebiyat kuşağımızı yok ederken, onların yerini “proleter edebiyatı” temsilcileri aldı. Yaratıcılığın en önemli koşulu olan özgür ortam ortadan kalktığı için Azerbaycan edebiyatı kapalı bir devreye hapsoldu. Ayrıca, günümüzde bağımsız Azerbaycan’da insanların %70-80’inin yaşam standardı oldukça düşük; kitap, gazete ve dergi edinmek bile lüks haline gelmiş durumda. Bu nedenle yetenekli kalem sahiplerinin günlük düşüncesi ekmek parası üzerinedir. Ancak, kendi kişiliğini satmayan yazarların direnişi sonuna kadar sürmektedir.

Yeniçağ: Şiirlerinizin bir kısmı, Azerbaycan’ın mevcut yönetimine karşı bir isyan niteliği taşıyor. Bunun nedeni nedir? Yönetim bu kadar kötü ve acımasız mı yoksa siz daha iyi bir yönetim talep ediyor musunuz?

ad826x90

Cihangir: Bir yazarın gerçeği tüm çıplaklığıyla, toplumun yararına yazması gerektiğine inanıyorum. Yalanlarla acımasızlığa göz yummak, riyakarlığın en üst düzeyidir. Yazarın, gerçeği dile getirme borcu vardır, bunun ne kadar ağır sonuçları olursa olsun. Benim isyanım, sistemin kötü yönetilmesine, özgürlüklerin kısıtlanmasına, insanlara karşı acımasız davranılmasına ve kamu kaynaklarının birkaç kişinin elinde talan edilmesine karşıdır. Normal bir yaşam herkesin hakkıdır ve benim isyanım, ülke yönetimini ele geçirmiş açgözlü bir grubun milyonların haklarını gasp etmenin ötesinde, onları köle haline getirme hırsına karşıdır.

Yeniçağ: Şiirlerinizin yanı sıra, günlük yaşamınızda da siyasi bir mücadele içinde olduğunuz açık. Baskılardan siz de zaman zaman etkileniyorsunuz. Bu mücadele sizi yıpratıyor mu yoksa daha kararlı olmaya mı sevk ediyor?

Cihangir: Herkesin yaşamında bir mücadele vardır; siyasi mücadele de bunun bir parçasıdır. Elbette, siyasi mücadele çoğu zaman maddi kayıplar ve fedakarlıklar gerektiriyor ve ben de bu konuda nasibimi aldım. Ancak bu benim yaşam tarzım; başka bir tarzı düşünemem bile.

Yeniçağ: Azerbaycan edebiyatı, methiyeciler ve kaleminin namusuna sahip çıkanlar arasında ikiye bölünmüşken, ulusal bilinç buna ne ölçüde etki ediyor? İktidar, önünde eğilmeyen yazarların elini kolunu bağlamak için her türlü yolu denerken, methiyecilere ise servet dağıtılıyor. Bu durum, toplumu millet olmaktan çıkarıp bir tayfa haline getirmiyor mu?

ad826x90

Cihangir: Edebiyattaki yol seçimini ulusal mantalite belirlemiyor; bu tamamen karakterle ilgilidir. Edebiyat ve sanat insanları, kendi saflarına çekmeye çalışarak “kendininki” yapmaya çalışıyor. Eğilerek el öpenler her zaman olmuştur; ancak biz özgür ruhlu bireyler, kendimizi Nesimi, Hüseyin Cavid veya Samed Behrengi gibi örnekler alarak var edebiliyoruz. Fakat kıyasladığımızda, eski saray şairlerinin el öpmesinin bir sınırı vardı; günümüzdeki durum ise mide bulandırıcı bir hal aldı. Gönüllü köleler olarak hizmet ettikleri rejim, günümüz dünyasına daha fazla zarar veriyorlar. Etienne de L Boetie’nin “Gönüllü kölelik üzerine düşünce” eseri, bugünkü sistemimizi çok iyi yansıtıyor. İktidarın hiyerarşisini göz önüne aldığımızda, her basamakta daha fazla insanın yer aldığını ve bunun sonucunda gaddarlık, talan ve yalakalık gibi kötülüklere nasıl katıldıklarını görüyoruz. Halihazırda Azerbaycan gerçeği, işte bu ucube manzarayı sergiliyor.

Yeniçağ: Nazım Hikmet, Türk şiirinde devrim yapmasaydı, bugün şiir Yahya Kemal’in ötesine geçemezdi. Sizce, Azerbaycan edebiyatında 1950’lerin ortalarında Ali Kerim’in başlattığı devrim başarısını sürdürüyor mu?

Cihangir: Nazım Hikmet, dünya çapında bir şairdir. Siyasi görüşlerine katılmayabilirsiniz; ancak Türk edebiyatının kökleri derindir. Tasavvuf edebiyatının zengin kaynakları, Türk edebiyatının dünyaya açılması için her halükarda bir fırsat tanıyacaktı. Türk şiirini elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum ve çok güçlü kalemlerin olduğunu söyleyebilirim. Türk edebiyatı, belirli bir ölçüde dünya çapında kendine yer bulabilmiştir; yurt dışında büyük tirajlarla yayımlanan ve uluslararası ödüller kazanan yazarlar bunun bir kanıtıdır. Ali Kerim, edebiyatımızda devrim yapmış bir kalem sahibidir; ancak maalesef yaşamı kısa sürdü. Günümüzde de yetenekli kalem sahipleri var; ancak ülkemizin dışında önemli başarılar elde ettiklerini söylemek zor.

Yeniçağ: Azerbaycan’daki baskıcı rejim, baskıyı her gün daha da artırırken, bu mücadeleden yorulup kendinizi tamamen şiire verebileceğiniz bir gün gelecek mi? Böyle bir ihtimal var mı?

Cihangir: İnsanların değerinin verildiği bir ülkede yaşıyor olsaydım, muhtemelen hayatımı tamamen edebiyata adardım. Ancak insanların haklarının her an ayaklar altına alındığı bir ortamda, ülkeme özgürlüğün gelmesi benim için her şeyden daha önemlidir. Bu nedenle bu ortamda mücadeleden çekilmek, şimdiye kadar geldiğim yola ihanet olurdu. Kalbimde beslediğim ideallere sırt çevirmek ve yol arkadaşlarımı yalnız bırakmak benim karakterime aykırıdır. Türk müziğinde de dediği gibi: “Ağaçlar ayakta ölüyor.” Bana verdiğiniz bu fırsattan ötürü teşekkür ederim ve bu fırsatı kullanarak, naçizane bir şiirimi Türk okurlarıyla paylaşmak istiyorum:

Söylediğin kitapları okudum
Sevgili hocam,
yaprak-yaprak roman-roman
Nasıl büyür küçükler
Nasıl küçülür büyükler
okudum…
ama hiç söylememiştin sen
sən heç söyləməmişdin,
yaşamın – dışarı atılmış çocukların
gece gömleği
yağmurda ıslanan
sokak rüyaları olduğuna
açlıktan ölen bir çocuğun
resimleri
tam yüz milyon ediyor
yüz yıl önce
yoksulluk içinde can vermiş
bir ressamın tablolarıdır
şimdi müzayedelerde
yüz milyona alıcı buluyor…
ama sen dememiştin
yaşamın soğuk sobalarda
sözü yakarak
ısınan şairlerin
tarih için bir utanç olduğunu
bir kalemle
sürülürken bir kalemde uzak cehennemlere
bir asır sonra tabutta
geri dönen şairlerin
vatan sürgünü olduğunu …
hiç söylememiştin ama
bu hayat dediğin şeyin
bir kilise kararında
bir kitap ayetindeki
kadın yasaklarına
odaklanmış günah taşı olduğun
kınaması asırların
üzerine kalan
Jean d’Arc’ın
Meryem adın
verilen bakirelik savaşıdır…
sevgili hocam,
söylediğin kitapları okudum,
ama sən heç
söyləməmişdin,
hardasa biri vardı,
biri hiç vaxt yoxudu…

Yeniçağ

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Mahsun Kırmızıgül’den Otoyol ve Köprü Zamlarına Sert Tepki

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0