Bakırköy Adliyesi’nde Duruşma: Sanıkların Savunmaları ve Talepleri

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bakırköy Adliyesi Duruşması

Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşma salonunun yetersizliği nedeniyle duruşmayı konferans salonunda gerçekleştirmektedir. Duruşmaya, aralarında Fırat Sarı ve İlker Gönen’in de bulunduğu 22’si tutuklu 47 sanık katıldı. Ayrıca bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu. Bugüne kadar 22’si tutuklu 47 sanığın savunmaları alınmış olup, duruşma saat 10.30 civarında sanık avukatlarının katılma ve tutukluluk taleplerine ilişkin savunmalarıyla başlamıştır. Bugün mahkeme heyetinin ara kararını açıklaması da beklenmektedir.

Sanık Avukatlarının Savunmaları

Sanık avukatları, savcının mütalaasına karşı savunmalarını yapmaya devam etmektedir. İlk olarak, tutuklu sanıklardan Mustafa Kazan’ın avukatı söz aldı. Avukat, “Duruşma savcısının talebinin reddini talep ediyoruz. Örgüt bulunmadığı kanaatindeyiz. Örgüt liderinin ve üst kısımdaki kişilerin alt tabakaya emir vermesi gözlemleniyor, ancak böyle bir hiyerarşi yok; işveren-işçi ilişkisi söz konusu. Müvekkilim iş yerinde idari personel olarak görev yapmaktadır ve tıbbi müdahalede bulunmamıştır. Suç oluşmadığı için tutuklama talebinin reddini talep ediyoruz. 112 ambulansının devre dışı bırakıldığı iddiası asılsızdır; her şey kanunlara uygun bir şekilde yapılmıştır. Müvekkilim, olay sonrası emekli oldu ve memleketine döndü. Duruşmaların başından beri burada bulunması, kaçma ihtimali olmadığını göstermektedir.” dedi.

Diğer bir tutuklu sanık Sümeyye Özdemir’in avukatı ise, “Müvekkilim 20’li yaşlarının başında Bağcılar Medilife’ta tıbbi sekreter olarak çalışan bir birey. Dosyada yer alan epikriz yazma ve SGK’yı dolandırma iddiaları gerçeği yansıtmıyor. Epikriz konusunda, Hasan Basri Gök, ‘Sümeyye Özdemir’i tanırım, epikriz yazar’ demiştir; ancak kendisi tanımadığını ifade etmiştir. Müvekkilim doktor veya hemşire değil, epikriz yazacak bilgiye sahip değil. Örgüt hiyerarşisi içinde yer almadığı açıktır. Müvekkilim, sadece Fırat Sarı’ya bilgi vermiştir. Savcılık mütalaasında tutuklamadan bahsedilmiş, ancak dosyada müvekkilim hakkında herhangi bir delil yoktur. Duruşmalar boyunca takip etmiştir; dolayısıyla kaçma durumu yoktur.” şeklinde konuştu.

Deniz Korkmaz’ın avukatı ise, “Müvekkilimle gurur duyuyorum. Nitelikli dolandırıcılık ve örgüt üyeliği suçlamaları söz konusu, ancak burada bir örgüt üyeliğinden bahsedilemez. GMZ şirketinin sahibi olduğu söyleniyor; ancak müvekkilim emniyetle çalışmış olsaydı buraya sanık olarak gelmezdi. Delil karartma şüphesinin olmadığı, telefonlarını teslim ettiği ve tutuklu kaldığı süre göz önüne alındığında, müvekkilimin salıverilmesini talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Özel Talepler ve İddialar

Dursun Eryılmaz’ın avukatı, “Müvekkilim, 2023 Haziran ve Temmuz ayında 5 bebeğin ölümünden sorumlu tutuluyor. Somut delil bulunmamakta ve amir-memur, alt-üst örgüt hiyerarşisi mevcut değildir. Savcının mütalaasına katılmıyoruz; esas olan tutuksuz yargılamadır. 8 aydır tutuklu olan müvekilim için ev hapsi talep ediyoruz. Ayrıca, Kadan bebek, Karakoç bebek ve Helvacı bebek için adli tıp kurumundan ölüm raporu alınmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu.

Emine Avcı’nın avukatı, “Uzman görüşünün dosya ile bir ilgisi yok. Müvekkilim neden bu kadar süredir tutuklu? Adli kontrol şartıyla tahliye edilmesini talep ediyoruz.” dedi. Fehmi Alperen’in avukatı ise, “Suç örgütüne üye olma suçunu kabul etmiyoruz. Müvekkilim yalnızca sanıklardan Gıyasettin Mert’i tanımaktadır. MASAK incelemesinde, müvekkilimin herhangi bir suç geliri elde etmediği anlaşılmıştır. Delil karartma durumu yoktur ve tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz.” şeklinde ifade etti.

Fırat Sarı’nın Durumu

Fırat Sarı’nın avukatı, “Kamu hastanelerine hasta sevki ile ilgili rapor talep ediyoruz. Müvekkilim örgüt kurma ve yönetme suçlamasıyla yargılanıyor. Soruşturma aşaması hatalı; usulsüzlükler mevcut. Örgüt ile ilgili tüm detayları açıkladık ve müvekkilimin örgüt lideri olamayacağı açık. 15 gündür örgüt var mı yok mu tartışılıyor. Müvekkilimin 3 bebeğin ölümü ile suçlandığını kabul etmiyoruz.” dedi.

İlker Gönen’in avukatı ise, “Müvekkilimin yoğun bakıma katkısı olmadı. Devlet Hastanesi’nden çocuk çalma durumu söz konusu değil, hastaneler kendileri yönlendirir. Tahliye talep etmeyeceğim, fakat Karakoç bebeğin ailesine yazık. 7-8 bin lira ile örgüt üyesi yapılmaya çalışılıyor. Tahliye etmeyeceğinizi biliyorum ama endişelerim var.” şeklinde duygularını ifade etti.