Bakırköy Adliyesi’nde İlker Gönen’in Savunması ve Duruşma Süreci

Bakırköy Adliyesi Duruşması

Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi, salon kapasitesinin yetersizliği nedeniyle duruşmaları konferans salonunda gerçekleştirmektedir. Duruşmaya, Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu toplam 22 tutuklu sanık ve 14 tutuksuz sanık ile taraf avukatları katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandılar.

İlker Gönen'in Savunması

Duruşmanın beşinci gününde, doktor İlker Gönen savunmasını yaptı. Gönen, 2017 yılında Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çalıştığını belirterek, “Melih Çetinkaya hocam beni odasına çağırdı. Gittiğimde Fırat Sarı da oradaydı. Esenyurt Devlet Hastanesi'nde birlikte çalıştıklarını söyledi. O günden sonra kendisiyle bir daha görüşmedim. 2022 yılının Temmuz ayında Fırat Sarı beni aradı ve Medisense isimli bir firma kurduğunu, buraya danışman ihtiyacı olduğunu ifade etti. Özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde doktor ve hemşire bulmakta zorlandıklarını, hasta bulmak için aracılık ettiklerini anlattı. Telefonu kapattıktan sonra bir süre düşündüm ve kamu hastanelerine, özel hastanelere göz attım. Neredeyse tüm hastanelerin dış firmalardan hizmet aldığını fark ettim. Bu nedenle Medisense'de danışman hekim olarak çalışmaya başladım. 2023 Kasım ayının sonunda kendi isteğimle devlet hastanesinde çalışmak üzere ayrıldım,” dedi.

Sevk Bekleyen Bebekler

Doktor Gönen, “112 personeli olan Gıyasettin Mert ile Fırat Sarı aracılığıyla tanıştım. Bir gün beni arayan bir doktor, Çam Sakura Şehir Hastanesi'nde yenidoğan ünitesinde çalışıyordu. Çok kötü bir hasta olduğunu, 112'ye bildirdiğini ama yer bulamadığını söyledi. Bunun üzerine 'Başka hasta var mı?' diye sordum. 'Doğumhane dolu, sevk bekleyen birçok bebek var,' dedi,” ifadelerini kullandı.

Kamu Hastanelerinin Durumu

Gönen, "2010 yılından bu yana yenidoğan ve çocuk hastalarına bakıyorum. İddianame, bir belge veya bilgiye dayanıyorsa doğrudur, ancak duyuma bağlıysa gerçek göremedim. İstanbul Avrupa yakasında 26 tane doğum yapılan kamu hastanesi bulunmaktadır. Hastanelerdeki kuvöz oranları da oldukça düşük. Bebek doğduğunda sağlık problemi varsa takip edilmeye başlanır. Eğer bebek iyileşmezse, yenidoğan doktoruyla görüşülür ve yer varsa yatış yapılır, yoksa sevk işlemi başlatılır. 112'ye mail atılır ve hasta bilgileri paylaşılır. Kamu hastanelerinde yer bulmak zordur, genellikle yer doludur,” dedi.

Ötenazi İddiaları

İlker Gönen, “İkinci hastam Mehmet Muhammet bebek, kalp masajı yaptırmama Türkiye'de ilk kez ötenazi yaptırmakla suçlanıyorum. Oksijensiz doğduğu için, çocuğa başındaki doktorlar 2 saat uğraşıyor, sonra 'bıraktık' diyorlar. Bende ‘20 dakika daha göster’ dedim ama yaptırmadılar. Kalp masajı epikrize 1 saat görünüyor. Nerede ötenazi, nerede kalp masajı yaptırmama, bu kelimeler savcının önüne konuluyor. İnsanların vicdanıyla oynanıyor, hastaneler taşlanıyor, sağlık bakanı tehlikeye atılıyor, benim yüzümden 47 kişi bebek katli ile suçlanıyor,” şeklinde konuştu.

Otopsi ve Uzman Görüşleri

Bir başka bebeğin ölümüne de değinen Gönen, “Bebek Kadan, kimse annesinden çıktığı gibi toprağa girmez' dedim. Suçum olabilir ama bebek katili değilim. İleri düzey ultrason istendi, aile kabul etmedi. Bebek vefat ettikten sonra, akciğer patlaması olduğunu söyleyen uzman görüşü alındı ancak ben bunun farkında değildim. Kimse otopsiye götürme gereği duymadı,” ifadelerini kullandı.

Medya ve Kamuoyuna Yansımalar

Gönen, “Medya tarafından yapılan bu tür açıklamalar, insanların hayatlarını mahvediyor. Ben burada çocuk katili olarak suçlanıyorum. Adli Tıp Kurumu'na evrak incelememi sağlanmadı,” dedi.

Son Sözler

İlker Gönen savunmasının son kısmında, “Benim kurduğum değil, emek verdiğim bir sistem. Hiçbir örgüt yöneticisi değilim ve ne örgüt içinde bulundum, ne de böyle bir amaçla hareket ettim. Bu süreç içerisinde yaşadıklarım oldukça zor. Benim gibi birçok insanın hayatı bu süreçte mahvedildi,” diyerek duruşmasını tamamladı.

Kaynak: DHA, Timetürk