Bakırköy Adliyesi’nde Yargılama Süreci ve Duruşma Gelişmeleri

Bakırköy Adliyesi'nde Yargılama Süreci

Bakırköy Adliyesi'nde 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonunun kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle, duruşma konferans salonunda gerçekleştirilmektedir. Duruşmaya, mağdur ve müştekilerin yanı sıra tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katılmaktadır. İddianamede adı geçen 19 özel hastane ile ilgili olarak sanıklar hakkında toplamda 17 bin yıl hapis cezası talep edilmektedir.

Duruşma Salonu Dışındaki Bekleyiş

Duruşma salonunun kapısında, basın mensupları ve mağdur aileleri bekleyişlerini sürdürmektedir. Aileler, zaman zaman "Aileler içeri" şeklinde sloganlar atarak duruşmaya katılma taleplerini dile getirmektedir. Ayrıca, savunma avukatları da salon girişinde beklemeye devam etmektedir.

Tutuklu Sanıkların Duruşmaya Katılımı

Yargılanan davada toplam 22'si tutuklu olmak üzere 47 sanık bulunmaktadır. Duruşmaya daha önce salona getirilen 2 sanığın ardından, 20 sanık daha duruşma salonuna alınmıştır. Duruşma, tutuklu sanıkların kimlik tespitinin yapılmasıyla başlamıştır. Başlangıçta duruşmanın saat 11.00'de başlaması bekleniyordu, ancak duruşma saat 12.00 civarında gecikmeli olarak başlamıştır.

Mahkeme Başkanı ile Avukatlar Arasındaki Gerginlik

Mahkeme başkanı, duruşmaya katılan bir avukata "Siz seyircisiniz, ya oturun ya da duruşma salonundan çıkın, taraf avukatı değilsiniz" diyerek uyarıda bulunmuştur. Bu durum, avukatlar ve mahkeme başkanı arasında kısa süreli bir gerginliğe yol açmıştır.

Sanıkların Kimlik Tespiti ve Aylık Gelir Açıklamaları

Duruşmada, çete lideri Fırat Sarı, kimlik tespiti için sanık kürsüsüne başındaki peruğunu cezaevinde çıkarmak suretiyle gelmiştir. Sarı, konuşmasında bekar olduğunu ve aylık ortalama gelirinin 400 bin lira olduğunu ifade etmiştir. Tutuklu sanıklardan İlker Gönen ise kimlik tespiti sırasında evli ve üç çocuk babası olduğunu belirtmiştir.

Duruşmaya Ara Verilmesi

Duruşma, saat 12.00'de başlamasından önce, mahkeme başkanı tarafından savunmalar alınmadan 45 dakikalık bir ara verilmiştir. Duruşma, saat 15.00 civarında yeniden başlamıştır.

Savunmaların Alınması ve Sanıkların İfadeleri

Mahkeme başkanı, baroların davaya doğrudan katılma taleplerini reddetmiştir. İddianamede isimleri yer almayan mağdur ailelerin davaya katılma talepleri de aynı şekilde geri çevrilmiştir. Hemşire olarak görev yapan sanık Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında şunları ifade etmiştir:

• "Savunmamı yapacağım. Öncelikle tutuklandıktan sonra kendime ait birkaç işlemi kabul ettiğimi belirtmek isterim. Soruşturmanın başından itibaren tüm dürüstlüğümle cevap verdim ve üzerime atılı suçları kabul etmiyorum."
• "Son 10 yıldır farklı hastanelerde yenidoğan yoğun bakımlarında çalıştım. Elebaşı Fırat Sarı'yı Reyap hastanesinden tanıyorum. Sanıkların çoğunu tanıyorum, bazılarıyla birlikte çalıştım, bazıları ise arkadaşım."
• "Bazı usulsüzlükler var ama bunlar sadece bu hastanelere özgü değil. Evrak üzerindeki oynamalar, daha fazla para almak için her zaman yapılıyordu. Bu kurumlar yılda 6-7 kez denetleniyor. Nasıl oluyor da denetimden sorunsuz geçiyorlar da suç bize kalıyor?"
• "İstanbul'daki özel hastanelerin yüzde 70'inde gece doktor olmaz. Doktor yoksa, biz müdahale ederiz. Müdahale etmezsek, 'Niye etmedin?' deniliyor. Her hastane sahibi para kazanmak ister."
• "Hastaya ücreti hastanenin istediğinden fazla söyleyip aradaki komisyonu kendisi alıyor. Hastanın kaç gün yatacağına biz karar vermeyiz; doktor karar verir. Hasta 5 gün entübeyse, hastanın 10 gün entübe olduğunu görmek gerçeği yansıtmıyor."
• "Normalde bebeklerin akciğer gelişimi için kullanması gereken bir ilaç var. Kullanılmayan fazlası imha ediliyordu. İlaçları hastaya vermemek gibi bir durum yoktu. SGK bu ilaç için 9 bin lira veriyor. Toplu olarak alındığında 7-8 bin lira ile kar ediliyordu."
• "Hastanenin çocuğun cenazesini vermediğini söylediler, para ödemesi yapılmadığı için. Çok şaşırdım, böyle bir hakları yok dedim. Sonra hastane yönetimiyle konuştum, cenazeyi teslim ettiler."
• "Cimer şikayetini yapmadan önce Fırat Sarı'dan delil topluyordum. Yoğun bakım ne kadar dolu olursa o kadar para kazanılıyor. Bebek düşünün, gözünüzün önünde, müdahale etmezseniz ölecek."

Bu ifadeler, duruşmanın ilerleyen aşamalarında önemli bir yer tutmakta olup, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmektedir.