Büyükçekmece’de Bebek Ölümleri ve Soruşturma Detayları

Büyükçekmece'de Bebek Ölümleri: Soruşturma ve İddialar



Gazeteci Emrullah Erdinç, Büyükçekmece Başsavcılığı'nın yürüttüğü bir soruşturmanın detaylarını kamuoyuna açıkladı. Soruşturma, aralarında doktorlar, hemşireler ve 112 acil sağlık çalışanlarının da olduğu bir çetenin, 12 bebeğin ölümüne sebep olduğu iddialarını içeriyor. İddialara göre bu çete, Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) günlük 8 bin lira fatura kesebilmek için iki ana yöntem izliyor.

Erdinç'in aktardığına göre, savcılığın soruşturmasına giren ses kayıtları ve uzman görüşleri, bu ünitelerde görevli olması gereken doktor ve hemşirelerin hastaneye gitmediğini gösteriyor. Bebeklerin bakımları, deneyimsiz hemşire yardımcıları gibi niteliksiz personele bırakılıyor. Ayrıca, savcının tehdit edildiğine dair sosyal medyada yayımlanan bir video, durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu'da yürütülen soruşturmanın sonuçlarına göre, şüphelilerin bu yöntemle 1 milyar lira üzerinde kazanç elde ettikleri iddia ediliyor. Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı rapora göre, inceleme altına alınan 12 bebek ölümünde, birçok bebekte protein ve multivitamin eksikliği tespit edildi. Diğer bebek ölümlerinin çoğunda, sorumlu doktorların hastanede olmadığı ve mesleğe yeni başlayan hemşirelerin, doktorlarla telefon görüşmeleri yaparak bebekleri kurtarmaya çalıştığı ortaya çıktı. Hemşirelerle doktorların telefon görüşme kayıtları da soruşturma dosyasına eklendi. Müfettişler, hastanelerde yeterli cihaz ve malzemenin olmadığını da belgelerle kanıtladı.

Nisan ayından bu yana süren operasyon kapsamında, aralarında doktor ve sağlık çalışanlarının da bulunduğu toplam 41 kişi gözaltına alındı, bunlardan 14'ü tutuklandı.

Bebeğini Kaybeden Baba: "Tansiyon Şikayeti ile Gittik, Sezaryen Yaptılar"

Gazete Duvar, hayatını kaybeden bir bebeğin babası Mehmet Hanifi Kaya'nın yaşadıklarını aktardı. Kaya, kendilerine bilgi verilmeden sezaryenle doğan bebeklerinin sağlık durumunun iyi olduğu bilgisini aldıklarını, ancak üçüncü gün sonunda ölüm haberinin kendilerine ulaştığını anlattı. İşte Mehmet Hanifi Kaya'nın ifadesi:

"13 Kasım 2023'te eşimin tansiyonu yükseldi. Esenyurt'taki Esencan Özel Hastanesi'ne gittik. Oranın hastasıydık ve düzenli olarak buraya geliyorduk. Ancak burada yoğun bakımda yer olmadığını, Esenler Özel Güney Hastanesi'nde bir kişilik yer bulunduğunu söylediler. Eşimi ambulansa bindirip oraya götürdüler. Biz de hemen peşlerinden hareket ettik. Yarım saat geç gittik ama hastaneye vardığımızda bebeği sezaryenle almışlardı bile. Erken doğum riski olduğu için tüpe yerleştirdiler. İlk gün bebeğin durumunun iyi olduğu bilgisi verildi. Üçüncü gün, 16 Kasım sabahı saat 04.00 sıralarında tekrar arayarak çocuğumuzun öldüğünü söylediler. Eşimde erken doğum belirtileri yoktu; sadece biraz tansiyonu yüksekti. Annenin sağlığı önemli diyerek sezaryene karar verdiklerini belirttiler."

'Emniyetten Aradılar'

Kaya, olaydan yaklaşık 5 ay sonra polis tarafından ifadesinin alındığını belirterek, "Olaydan sonra 26 Nisan 2024'te emniyetten aradılar. Gittim ifade verdim. Gerekli evrakları da teslim ettim. Ben, bize yoğun bakımda yer olmadığını söyleyen, bizi 3 saat beklettikten sonra Esenler'e gönderen hastaneden de şikayetçiyim. Bunu emniyette verdiğim ifademde de belirttim." dedi.

Kaynak: GazeteDuvar