35,2963$% -0.03
36,7478€% 0.01
44,2553£% -0.05
2.994,89%0,16
2.637,93%0,14
10.085,50%0,10
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, beklenmedik bir çıkış yaparak doğrudan Abdullah Öcalan‘ı muhatap almayı gündeme getirdi. Bahçeli, Öcalan‘ın TBMM’ye gelip konuşmasını istemesiyle birlikte bu konu, Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer edindi. PKK’nın liderinin hapiste olması nedeniyle, Demokratik Bölgeler Partisi (DEVA) milletvekillerinin İmralı’ya götürülmesini ve Öcalan ile görüşmelerini talep etti. Bu çerçevede, DEVA’dan Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan gibi isimlerin Öcalan ile görüştüğü bilgisi ortaya çıktı.
Görüşmelerin detayları henüz kamuoyu ile paylaşılmadı. Ancak, 2013-2015 yılları arasında Öcalan ile yapılan müzakerelerde PKK uzantısı milletvekillerinin İmralı’ya gidip gelmeleri ve Öcalan‘ı “Başkanım” diyerek selamlamaları, bu süreçteki asıl maksadı sorgulamamız için yeterli bir zemin oluşturuyor. Sonuç olarak, PKK’nın özerklik talepleri, hendek kazmaları, yol kesip kimlik sormaları ve asayişi sağlamaya kalkışmaları, devletin valilerinin bu duruma karşı kayıtsız kalmalarını da beraberinde getirdi. Bu süreç, ülkemizde kanlı çatışmalara ve 800’den fazla şehidin verilmesine neden oldu. PKK ile topyekûn mücadele kararlılığı da bu bağlamda ortaya çıktı.
Devlet Bahçeli ve Abdullah Öcalan ile ilgili yaşanan bu gelişmeler, MHP’nin PKK’ya yönelik kapı aralayan teklifleri ile birlikte tartışmalara neden oldu. Saray yönetimi, Öcalan’a itibar edilmesine sıcak bakmadı; fakat destekçisi Bahçeli’yi de üzmemek adına dolaylı yoldan bazı destek açıklamaları yaptı. Aynı zamanda, MHP’nin temeli üzerine kurulu olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Devlet Bahçeli’ye, Turgut Özal döneminde Öcalan’a yönelik yapılan şirin görünme hamlelerinin sonuçlarını hatırlattı. Bildiğiniz gibi, bu süreçte 33 askerimiz şehit edilmiş ve ardından büyük çatışmalar yaşanmıştı.
Ümit Özdağ, sosyal medya üzerinden şu ifadelere yer verdi: “Sayın Bahçeli, siz rakamlarla oynamayı çok seversiniz. 33×55 sizce neyi ifade eder? Acaba bu rakam konusunda neler diyeceksiniz? 33, Bingöl yolunda PKK tarafından şehit edilen 33 askerimizi ifade ediyor. 55 ise her askerimizin üzerinden çıkan PKK kurşununu temsil ediyor. Hadi hesabınızı tekrar yapın. Nasıl bir denklem çıkartacaksınız, çok merak ediyorum Sayın Bahçeli…” Bu ifade, Bahçeli ve çevresindekilerin nasıl bir yanıt vereceği sorusunu gündeme getirdi.
33 askerimizin şehit edilmesi konusundaki Abdullah Öcalan’ın tavrını hatırlamakta fayda var. Suriye’ye kaçtığında kendisine ev sahipliği yapan Celal Talabanî ile olan diyalogları, önemli bir referans noktası. Öcalan, Anadolu’daki militan lideri Şemdin Sakık’ın askerlerimizi şehit etmesini zımnen kabul etti. Eğer bu durumu eleştirmiş olsaydı, “Şemdin sen ne yaptın! Turgut Özal bize kapı açıyordu!” diyebilirdi.
Kenya’dan Türkiye’ye getirildikten sonra Jandarma’ya verdiği ifadede, Öcalan, “Örgüt hangi siyasi partiyi, gazeteyi ve dergileri desteklemektedir?” sorusuna verdiği yanıtta, 1992 yılı sonunda Talabanî ile gerçekleştirdiği görüşmelerin detaylarını aktardı. Öcalan, “Özal Hükümeti ile Talabanî’nin görüşmeleri vardı. Bitlis Paşa’nın Kürt politikasına yaklaşmaları iyiydi. Sanıyorum onlar yaşasaydı, bugün bu sorun çözüme kavuşmuş olacaktı.” ifadeleriyle, mevcut sorunların çözümü için atılan adımları anlattı.
33 askerimizin şehit edilmesiyle ilgili olarak Celal Talabanî ile Öcalan arasında geçen diyalog, Öcalan’ın gerçek yüzünü gün yüzüne çıkarıyor. Talabanî, “Şemdin Sakık’ın, izinden dönen 22 askeri kaçırıp öldürmesi suçuyla beraber anlaşma da bozulmuş oldu. [Öcalan’a] Bu cinayeti kınayan bir açıklama yapması konusunda nasihat ettim. Ancak o bunu reddetti. Bunları söylediğim için ilişkilerimiz gerildi.” sözleriyle Öcalan’ın tavrını açıkça ortaya koyuyor.
Bu cümleler, Abdullah Öcalan ile ilgili olarak dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor. Üstelik, bu durumu dile getiren kişi de Öcalan’ın destekçilerinden biri olan Celal Talabanî’dir.
Yeniçağ
Nilüfer Yalçın’ın Boşanma Süreci ve Akıl Sağlığı Davası