35,2116$% 0
36,8578€% 0.19
44,4654£% 0.24
2.969,88%0,07
2.624,74%0,09
9.724,50%-0,42
Her yıl 21 Kasım’da kutlanan Dünya Balıkçılık Günü, sağlıklı beslenmenin temel unsurlarından biri olan balığın önemini ve sürdürülebilir balıkçılığın gerekliliğini vurgulamak amacıyla düzenlenmektedir. Uzmanlar, Türkiye’nin zengin deniz kaynaklarına sahip olmasına rağmen, balık tüketiminde dünya ortalamasının altında kalmasını eleştiriyorlar. Bu durum, halk sağlığı açısından önemli bir mesele olarak gündeme gelmektedir.
Av yasaklarının sona ermesiyle birlikte sardalya, hamsi, palamut ve lüfer gibi mevsim balıkları tezgahları doldurmaya başladı. Bu balıkların tazeliği ve lezzeti, sofralarda çeşitliliği artırmakta ve sağlık açısından birçok fayda sunmaktadır. Balık, içeriğindeki Omega-3 ve Omega-6 yağ asitleri, amino asitler ve vitaminler sayesinde hem bedensel hem de zihinsel sağlık için eşsiz bir besin kaynağı oluşturmaktadır.
Balık yağı, yüksek orandaki Omega-3 yağ asitleri ile kanser, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi pek çok hastalığın önlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca A, B1, B2 ve D vitamini bakımından zengin olan balık eti, vücudun mineral ihtiyacını karşılamakta ve sağlıklı bir yaşam için gerekli olan besin maddelerini sunmaktadır.
Son dönemde artan kırmızı et fiyatları, kültür balıklarını hesaplı bir protein kaynağı haline getirmiştir. Ege Üniversitesi’nin yaptığı araştırma, kültür balıklarının besin değerlerinin doğal balıklara oldukça yakın olduğunu ve bazı vitamin değerlerinin ise daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu durum, kültür balıklarının sağlıklı beslenme açısından önemli bir alternatif olabileceğini ortaya koymaktadır.
Uzmanlar, “Kültür balıklarında Omega-3 bulunmaz” düşüncesinin bilimsel bir gerçeklik taşımadığını belirtmektedir. Yapılan araştırmalara göre Türk somonu, Atlantik somonuyla eşdeğer Omega-3 değerlerine sahiptir. Ayrıca, hiçbir balık türünde ağır metal bulgularına rastlanmamıştır, bu da tüketiciler için bir güvence oluşturmaktadır.
Dünya nüfusunun 30 yıl içinde 10 milyara ulaşması beklenirken, uzmanlar balık üretiminin düşük karbon salınımı ve yüksek verimliliğiyle gıda krizine çözüm olabileceğini ifade etmektedir. Örneğin, 50 dönümlük bir alanda bin ton balık üretilebiliyor, ancak aynı miktarda kırmızı et üretimi için çok daha fazla doğal kaynak tüketimi gerekmektedir. Bu durum, balıkçılığın sürdürülebilirliği açısından büyük bir fırsatı işaret etmektedir.
Kaynak: Timetürk
Kumköy Sahili’nde Yıkım Süreci ve Tepkiler