Havuzda Tesettürlü Mayo Giyen Çocukların Engellenmesi: Ayrımcılık Davası

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Havuzda Ayrımcılık: Çocukların Tesettürlü Mayo Giydikleri İçin Engellenmesi

Kurumun aldığı karara göre, 2011 doğumlu H.K. ve 2016 doğumlu S.K, yaz tatillerini geçirmek üzere anne ve babalarıyla birlikte akrabalarının Tekirdağ’daki tatil sitesinde bulunan yazlıklarına misafir olarak gitmişlerdir. Ancak, çocukların “tesettürlü mayo” giymeleri nedeniyle havuza girmeleri engellenmiş ve güvenlik görevlileri tarafından havuz alanından uzaklaştırılmışlardır.

Bu durumu ebeveynlerine aktaran çocuklar, site yönetimiyle görüşerek söz konusu uygulamadan vazgeçilmesini talep etmişlerdir. Ancak, site yönetimi, “mayo, bikini, şort haricinde tişört ve elbise türü kıyafetle havuza girilmesinin yasak olduğu” yönündeki yönetim kurulu kararını gerekçe göstererek ailelerinin talebini reddetmiştir.

Yaşanan olay neticesinde tatillerini yarıda kesmek zorunda kalan aile, çocuklarının ayrımcılığa maruz kaldığını savunarak Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) başvuruda bulunmuştur. TİHEK, başvuruyu değerlendirerek din ve inanç temelli ayrımcılık yasağının ihlali nedeniyle site yönetimine 204 bin 285 lira tutarında üst sınırdan idari para cezası kesmiştir.

Kararın Gerekçesi

TİHEK’in ihlal kararında, Anayasa’da herkesin eşit olduğunun güvence altına alındığı ve her türlü ayrımcılığın yasaklandığı hatırlatılmıştır. Anayasa’nın 24. maddesine atıfta bulunarak, herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğu belirtilmiştir. Başvuru konusu olayda hukuki düzenlemelere aykırı hareket edildiği ifade edilmiştir.

Somut olayda ayrımcılık yasağının ihlal edildiği vurgulanan kararda, şu ifadelere yer verilmiştir:

Site yönetiminin, ayrımcılık yasağını ve eşit muamele ilkesini ihlal etmediğini ispat edemediği dikkate alınmıştır.
Tesettürlü mayo giyenlerin havuzdan yararlandırılmaması şeklindeki uygulama, 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilen doğrudan ayrımcılık olarak değerlendirilmiştir.
Başvuranların din ve inancı nedeniyle sunulan hizmetten diğer kişilere göre eşit bir şekilde yararlanmasının engellenmesi, ayrımcılık yasağının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.

Bu olay, toplumsal normlar ve insan hakları açısından önemli bir tartışma başlatmış ve kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır.