37,9206$% -0.08
41,0838€% 0.1
49,1388£% -0.05
3.817,01%0,47
3.119,39%0,18
9.565,66%-0,97
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma çerçevesinde, gazeteci İsmail Saymaz’ın Gezi Parkı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Osman Kavala’nın web sitesinin hazırlanmasında ve eylemleri basın yoluyla yayma amacıyla kurmayı planladığı televizyon kanalının oluşturulmasında rol alan kişilerle olan konuşmaları tespit edildi. Bu kapsamda Saymaz’ın, Gezi Parkı sanıkları Mehmet Osman Kavala, Şerafettin Can Atalay, Çiğdem Mater Utku ve Ayşe Mücella Yapıcı ile olaylar sürecinde yoğun bir iletişim içinde olduğu belirlendi.
Soruşturma, Saymaz’ın sosyal medyada olaylara dair çok sayıda paylaşımda bulunduğunu ve bu süreçte aktif bir rol üstlenerek sosyal medyada gerçekle bağdaşmayan bilgiler vererek vatandaşları kolluk kuvvetlerine karşı kışkırtmaya çalıştığını ortaya koydu. Bu nedenle, Saymaz ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım’ suçlamasıyla gözaltına alındı. Saymaz, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Ev Hapsi Kararı
Gezi Parkı soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazeteci İsmail Saymaz, emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edildi. İfadesinin ardından, ev hapsi talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine yönlendirilen Saymaz hakkında, Sulh Ceza Hakimliği tarafından ev hapsi kararı verildi. Saymaz’ın hakimlikteki ifadesi de dikkat çekici bilgiler içeriyor.
İfadesindeki Vurgular
Saymaz’ın Sulh Ceza Hakimliği’ndeki ifadesinde, şu cümlelere yer verildi: “Hiçbir şekilde sokağa davet ve iktidara karşı protestoya ya da kanun dışı bir eyleme çağrı yapmadım. Bu tweetlerim arasında bazı şiddet olaylarını eleştirdim.” Saymaz, Gezi Parkı eylemlerini organize ettiği iddia edilen kişilerle herhangi bir bağının bulunmadığını savundu.
Saymaz’ın ifadelerinde ayrıca, “Osman Kavala, Can Atalay ve Mücella Yapıcı ile yalnızca gazetecilik çerçevesinde görüşmüşümdür. Osman Kavala ile görüşmem, Gezi Parkı eylemlerinden 1,5 yıl sonra gerçekleşmiştir. Bunun nedeni, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili haber yapmak istememdir; bu haber de 2 gün sonra yayımlanmıştır,” şeklinde ifadeler yer aldı. Saymaz, Can Atalay ile de Taksim’i yayalaştırma projesinde avukat olduğu için görüştüğünü belirtti.
Saymaz, dosyada bulunan tape kayıtlarının Gezi olaylarıyla alakalı olmadığını, bu görüşmelerin Gezi Parkı eylemlerinden 8 ay veya 1 yıl sonra yapıldığını ifade etti. “Bu görüşmelerde ben aranmıştım. Ben Gezi Parkı eylemlerinin ne organize edilmesinde ne de yaygınlaştırılmasında bulundum. Ben sadece gazetecilik faaliyeti çerçevesinde haber yapmak amacıyla görüşmeler yaptım,” dedi.
Sosyal medya paylaşımlarının Gezi Parkı eylemlerine ilişkin haber içerikleri olduğunu vurgulayan Saymaz, “Hiçbir şekilde sokağa davet ve iktidara karşı protestoya ya da kanun dışı bir eyleme çağrı yapmadım. Bu tweetlerim arasında bazı şiddet olaylarını eleştirdim,” ifadelerini kullandı. Ayrıca, “Hakkımda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma yürütüldüğünü haftalar öncesinden haber almıştım. Bu soruşturma 14 Şubat 2025 tarihinde başlamıştır. Bunu bilmeme rağmen Londra, Paris ve Frankfurt’a gidip geri geldim. Kaçma şüphem yoktur. Uzun yıllardır sabit ikametgah sahibiyim, bilinen ve tanınan bir gazeteciyim,” dedi.
Saymaz, hakkındaki adli kontrol tedbirinin reddine karar verilerek, derhal serbest bırakılmasını talep etti.
Bursa’da Trafik Kazası: 8 Yaralı