34,5018$% 0.05
36,5194€% -0.17
43,8020£% 0.06
2.909,87%-0,34
2.621,77%-0,45
9.268,27%0,38
İstanbul’da, yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine haksız kazanç sağlamak amacıyla sevk ederek, kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen’in de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava, ikinci gününde devam ediyor. Duruşma Bakırköy Adliyesi, 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nda gerçekleştiriliyor. Mahkemeye mağdur ve müştekilerin yanı sıra tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları da katılıyor.
Duruşma, hemşire olarak görev yapan tutuklu sanık Hasan Basri Gök’ün savunmasının alınmasıyla başladı. Gök, Mahkeme Başkanı’nın savunmasını yapıp yapmayacağına dair sorusuna yanıt verirken, “Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olma suçlarından açılan dava hakkında, savcılık ve emniyette anlattım. Tekrar anlatmaya gerek yok. Gözümle gördüğüm bildiğim şeyler.” ifadesini kullandı. Gök, Fırat Sarı’nın bir süre normal hemşiresi olduğunu ve son altı ayda epikrize yardım ettiğini belirtti.
Gök, SGK’dan fazla para alındığını ve tüm hemşirelere para verildiğini itiraf ederek, “Üçüncü basamaktan en üst düzeyden rapor ediliyordu bebekler. Bütün hemşirelere epikrize yardım ettikleri ve diğer işlemler için para veriliyordu.” dedi. Ayrıca, dolapta bulunan fazla ilaçların 3-4 kez satıldığını da belirtti. “Birini gizli sattık, diğerlerini Fırat Sarı’ya verdik. Hakan Doğukan Taşçı ile birlikte toplam 30-40 bin lira kazandık.” diye konuştu.
Gök, Fırat Sarı’nın bazı hastaların basamak oranlarını düşürmesini istediğini iddia ederek, hastane ortamında aylık 85-90 entübenin dikkat çektiğini söyledi. İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği de iddianamede adı geçen doktorlar hakkında soruşturma başlattı. Hemşire Gök, “Bebeği öldür” diyaloğu hakkında ise “Çirkin bir cümle. Bebeğin sürekli kalbi durup geri getiriliyordu o yüzden.” ifadesini kullandı.
Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile eşi doktor Sare Davutoğlu, duruşma salonuna gelerek davayı takip etti. Dünkü duruşmada yaşanan gerginlik nedeniyle Gelecek Partisi’nin avukatı salondan çıkarılmıştı. Sare Davutoğlu, yıllar önce kendisine yapılan bir ihbar nedeniyle davaya katılmak istediğini ifade etti.
Sanık avukatı, dinlemelerin usulsüz olduğunu iddia ederek müşteki avukatının bu konuda soru soramayacağını söyledi. Mahkeme Başkanı, sorunun sorulmasına karar verdi. Hasan Basri Gök, CİMER’e başvurduğunu da belirtti. Duruşma, avukatların soruları ile devam ediyor.
Duruşma, hemşire Deniz Korkmaz’ın savunmasıyla devam etti. Korkmaz, olayı CİMER’e şikayet ettiğini belirterek, “Devleti soymak, milleti soymaktan şereflidir.” cümlesinin Kurtlar Vadisi dizisinin repliği olduğunu söyledi. “Hastaneler, hastaları para olarak görüyordu.” ifadesini kullanan Korkmaz, sağlık sisteminin kuralları çerçevesinde hareket ettiğini belirtti.
Korkmaz, “Benim şikayet etme nedenim bu hastanelerin hastalara para muamelesi yapması.” diyerek, hiçbir pişmanlık hissetmediğini ve vicdani bir sorumluluğu olmadığını dile getirdi. Hem hastaneden hem de Fırat Sarı’dan para aldığını da ifade etti.
Hemşire Hüseyin Günerhan, savunmasında suçlamaları reddederek, “Böyle bir örgüt olduğuna inanmıyorum.” dedi. Günerhan, “Ben artan doz ilaçları yabancı hastalar için biriktiriyoruz.” diyerek, ilaç satışlarıyla ilgili suçlamalara karşı çıktı. “Kesinlikle epikriz yazmadım.” diyen Günerhan, suçlamaların haksız olduğunu savundu.
Duruşma, hemşire Hüseyin Günerhan’ın savunmasıyla devam ederken, Fehmi Alperen’in ifadeleri de dinlendi. Alperen, “Çalıştığım birimde bebek sevki yapılmıyor, yetişkin var.” diyerek, kendine yöneltilen suçlamaları reddetti.
Son olarak, duruşma hemşire olarak görev yapan tutuklu sanık Hasan Basri Gök’ün savunmasıyla başladıktan sonra, duruşma yarın sabah saat 09.30’a ertelendi.
Bayraktar TB3’ün TCG Anadolu’daki Başarıları ve İhracat Rekorları