36,4592$% 0.37
38,1983€% -0.2
46,1445£% -0.09
3.547,77%3,54
2.934,68%-0,10
9.602,16%-2,09
İstiklal Marşı Derneği’nin resmi web sitesinde yazılarına devam eden şair Özel, “Müminin Firaseti” başlığında gençlik ve olgunluk çağına dair derin düşüncelerini paylaştı. Özel, bu yazısında gençlik yıllarındaki ideolojik tercihlerini ve ruhsal yolculuğunu ele alıyor.
“Eğer müminin firâseti bahsinde ihata edici bir kavrayış sahibi olmasaydım, Müslüman olarak anılmak hiç hoşuma gitmezdi.” diyen şair, çocukluğundan itibaren İslam’a yönelişinin kendisine kazandırdığı iman gücünü vurguluyor. Gençliğinin ilk yıllarında sosyalizme karşı duyduğu ilginin, imanla derin bağlılığına dayandığını ifade ediyor. 80 yaşında bile bu düşüncelerden vazgeçmediğini belirtiyor.
O dönemde, siyasi bir konum seçme zorunluluğu hissettiğini dile getiren Özel, sağcıların samimiyetsiz görünümünden rahatsızlık duyduğunu, solcular hakkında ise net bir düşünceye sahip olamadığını belirtiyor. “Solcu denince ne anlaşılıyordu?” sorusunu sorarak, kendi içsel çatışmalarını ve toplumdaki ideolojik bölünmeleri yansıtıyor.
Devletin, Türk siyasetinde güçlü bir şekilde etkili olduğunu savunan şair, bu durumun sosyalist düşüncelerin gelişimini nasıl etkilediğine dair düşüncelerini paylaşıyor. “Türklerin hayat sahasında siyaset, III. Selim saltanatından itibaren devletin tekelindedir.” diyerek tarihsel bir perspektif sunuyor. Mehmet Ali Aybar’ın TİP’in kuruluşundaki rolünü ve bu süreçteki zorlukları detaylandırıyor.
Aybar’ın Genel Başkanlığı sırasında yaşanan olayların, sosyalist düşünce içinde nasıl bir etki yarattığını anlatan şair, bu dönemde sol çevrelerde yaşanan değişimleri gözler önüne seriyor. “Aybar Sovyetlere Çattı” manşetiyle medyada yer alan haberlerin, Aybar’a karşı oluşturulan olumsuz algıyı nasıl pekiştirdiğini vurguluyor.
Özel, Türkiye Cumhuriyeti’nin geçirdiği değişimlerin, ilericilik fikriyle nasıl iç içe geçtiğini ve bunun sonuçlarını değerlendiriyor. “Devletin tekelciliği ilericilikle kenetlenince hakka ve hakikate imtiyaz tanıyanlar bir iletişimsizliğe mahkûm oldular.” ifadesiyle, toplumun inançlarına olan yaklaşımını sorguluyor. Bu iletişimsizlik, onun inancını derinleştirirken, siyasal İslam tuzağına düşmemesini sağladığını belirtiyor.
Şair, “Müslümanın Müslümana canı da malı da haramdır” ilkesinin önemine dikkat çekiyor. Bu ilke üzerinden günümüz Müslümanlarının durumunu eleştirerek, toplumun bu değerlerden ne denli uzaklaştığını vurguluyor. “İtiraf edelim ki, günümüz Müslümanları bu cevherden mahrumdur.” diyerek, toplumsal bir öz eleştiri yapıyor.
Kaynak: İstiklal Marşı Derneği, Timetürk
İmralı Cezaevi’nde Abdullah Öcalan İçin Ev Hapsi Tartışmaları