36,4592$% 0.37
38,1983€% -0.2
46,1445£% -0.09
3.437,53%0,26
2.934,68%-0,10
9.602,16%-2,09
Demirhan Demircioğlu: “Karantina” filmindeki karakterlerimiz, Beyza Alkoç’un eseri sayesinde bir araya geldi. Yazarın, sadece 16 yaşında böyle bir eser ortaya koyması ve büyük bir kitleye hitap etmesi gerçekten etkileyici. Bu durum, bizim için de büyük bir sorumluluk getirdi. Bir araya gelmemizde büyük bir etken oldu.
Meltem Akçöl: “Karantina”nın film olacağı henüz belli değildi ki, kitabın okurları beni başka bir projede görüp, Zeynep Akay karakteri için beni seçmişti. Bu, filmde yer almamda büyük bir etken oldu. Film projesinin olduğunu öğrendiğimde hemen menajerimi arayıp “Film çekiyoruz” dedim. O an iş henüz bana gelmemişti ve menajerim de şaşırmıştı. “Bu rol bana gelecek” dedim ve öyle de oldu. Yapımcı da “Eğer sen bu role onay vermezsen, başka Zeynep yok” dedi. Beyza’nın okurlarına ve seyircimize Zeynep Akay olarak bir borcum vardı. Bu nedenle anlaşmamayı düşünmedim. 2024 senesinde uzun bir süre bazı sağlık sorunlarıyla mücadele ettim ve sete çıktığımda her şeyin değiştiğini hissettim. Geçmişteki enerjime geri döndüm, bu nedenle bu proje benim için çok özel.
Onur Bay: Film projesi ile ilgili ilk geldiğinde “Karantina” dünyasını ve Beyza Alkoç’u hiç tanımıyordum. Bu tamamen benim hatamdı çünkü “Karantina”nın inanılmaz büyük bir evreni var. İlk görüşmeye gitmeden önce, nasıl bir dünyaya hitap ettiğimizi anlamamıştım. Bu biraz gerginlik yaratmıştı ama sonrasında birlikte bu işin keyfini çıkarmaya çalıştık. Beyza, 16 yaşındayken bu hayali kurdu ve bizi de hayaline ortak etti.
Taha Baran Özbek: Yönetmenimizle daha önce çalışmıştım, bu nedenle oyunculuk tarzımı biliyordu. Beni yapımcılara göstermiş. Gittiğimde “Karantina”yı bilmiyordum ama öğrendiğimde çok beğendim. Senaristlerimiz ve yapım şirketimiz, sadece kitabı okuyan kitleye değil, her yaş grubuna hitap edebilecek kaliteli bir iş ortaya koymak istediklerini söyleyince çok etkilendim. O sırada düşüncelerimi ve fikirlerimi paylaştım. Konuşma tarzım ve hareketlerim onlarda Mert karakterini uyandırmış.
Meltem Akçöl: Yazılı bir eseri görsele dönüştürmek elbette risk taşıyor. Bu durum hepimizi tedirgin etti.
Onur Bay: Hepimizin en büyük tereddüt ettiği nokta buydu. Okurlar karakterleri kafalarında canlandırıyor ve bizden çok daha iyi biliyorlar. Biz de okurların kafasındaki karakterlere uymaya çalışıyoruz. Kitabı senaryoya dönüştürmek ve film yapmak her zaman kolay değil ve büyük riskler barındırıyor. Hem kitabın ruhunu korumak hem de senaryo formatında sinema sahnesine taşımak oldukça zordu. Ancak bunu güzel bir şekilde başardığımızı düşünüyorum.
Demirhan Demircioğlu: Beyza, 16 yaşındayken tüm karakterleri saç ve göz rengine kadar tarif etmiş. O dünyanın atmosferini de muhteşem bir şekilde yansıtmış. Her sahnenin havası, rengi ve müziği okuyucuların kafasında canlanıyor ve okuyucunun kendi duygularıyla birleştiğinde, 110 milyon okuyucu varsa, aslında 110 milyon film çekilmiş demektir. İzlendiğinde bazılarının hayal ettiği gibi olmayabilir ama umarım çoğunluk beğenir.
Meltem Akçöl: Hepimizin ilk sinema filmi deneyimi. Sinema çok büyük bir konfor alanı. Dizi setleri dışarıdan görünen ışıltısının aksine, içinde bulunduğunda hem fiziksel hem de mental olarak oldukça yorucu bir yer. Filmi 4 haftada çektik ve gerçekten gerginlik yaşamadan, krizi fırsata çevirebilen ekip arkadaşlarıyla çalıştık. Dizi setine geri döndüğümde bir afalladım.
Demirhan Demircioğlu: Ekip olarak o kadar çok sorumluluk aldık ki herkes işine daha çok odaklandı. Dizi setlerinde haftalık yorumlar alıyorsun ve bu bir döngüye dönüşüyor. Ama filmi yazın çektik, aradan uzun zaman geçti. O heyecan, vizyondan bir süre önce başladı.
Taha Baran Özbek: Heyecandan çok korku hissettim. Çünkü Mert karakterini o kadar iyi yansıtmalıyım ki, hem iyi bir performans sergilemeliyim, hem kitaba uygun olmalı hem de bu bir sinema filmi. Dizi gibi yayarak çekebileceğimiz bir durum yoktu. Başlarda Beyza’ya ve yönetmenimize sürekli sorular sordum. Kitabı okumamın sonucunda Mert karakterini benimsedim.
Onur Bay: Taha’ya katılıyorum. Bir karakteri iyi oynamak, bu film özelinde yeterli olmamalıydı. Bu, kitapla ve senaryoyla bir bütünlük içinde olmalıydı. Kendimizden bazı şeyler katarken Beyza’ya ve yönetmenimiz Ahmet Topuz’a sürekli danıştık. Hepimiz işimize, karakterlerimize saygılı ve sorumlu bir şekilde çalıştık.
Meltem Akçöl: Okul yıllarımda ailem bana “Lütfen disipline gelmeyelim” derdi. 6. sınıftan lise 3’e kadar oldukça yaramazdım. Sürekli belalı tiplerle takılırdım ve başım belaya girerdi.
Demirhan Demircioğlu: Liseyi Ankara’da okudum. Birçok kavganın içinde bulundum ama hiçbiri benim yüzümden olmadı. Başkalarını ayırmaya çalışırken hep ben darbe aldım.
Taha Baran Özbek: Kırklareli’nde okudum. Liselilerin birbirine sataşması sonucu, polisle başım belaya girmesi gibi durumları çok yaşadım. Filmde de bu tarz tedirginlikler yaşadık ve bu beni o yıllarıma götürdü.
Onur Bay: Ben bu konuda çok sıkıcıyım. Başım belaya soktuğum bir durum yaşamadım.
Hedeflerim:
Demirhan Demircioğlu: Dizideki karakterimle ilgili olarak insanların kendi hayatlarından yorum yapması çok hoşuma gidiyor.
Onur Bay: Yaptığımız işlerle ve performanslarla ilgili geri dönüş almak isteğimiz doğal. Ne kadar çok insana ulaşabilirsek, o kadar mutlu oluyoruz. Tanınmak bazen zorlayıcı olsa da, işin güzel tarafları da var. Bu nedenle mutluyum.
Meltem Akçöl: Daha geniş kitlelere ulaştığım işim “Duy Beni” oldu. Şanslıyım ki sektöre girdiğim ilk yıl bunu yaşadım. Tanınmak elbette mutluluk veriyor ama en önemlisi ekranda gördükleri karakterin sevilmesi. Bunu unutmamalıyız.
Demirhan Demircioğlu: Böyle bir hikayeye Türkiye’de cesaret edilmedi. Sinemanın pandemiden sonraki değeri azaldı. Bu da hayal gücünün sağlıklı kullanılamaz hale gelmesine yol açıyor. Gerçekten etkileyici bir iş oldu.
Meltem Akçöl: Kaliteli bir iş çıkardık. “Madem böyle çekilebiliyordu, neden daha önce yapmadık?” dedirtti.
Onur Bay: Bu işin dinamik olduğunu düşünüyorum. Enerjimiz de o dinamiği çok iyi etkiledi.
Taha Baran Özbek: Bu film sadece gençlik filmi değil, yol arkadaşlığının başlangıcını anlatan bir yapım. 5 kitaptan oluşan, liseden yetişkinliğe uzanan bir hikaye anlatıyoruz. Biz hikayenin ilk bölümünü çektik ve devamını çekmeyi ümit ediyorum.
Demirhan Demircioğlu: Film çekerken, dizisinin de çekilme ihtimalini düşündük.
Taha Baran Özbek: Çok istiyoruz!
Kaynak: Hürriyet
Ünlü Çift Michelle Keegan ve Mark Wright’ın Bebek Bekleyişi