Kayıplar, Romantizm ve Şöhret Üzerine Düşünceler
Anne Olmak İsterdim
Yıllar önce, 9 yıl arayla annem ve babamı kaybettim. O dönemde sadece 32 yaşındaydım. En çok annemi anlayabileceğim, onunla daha yakın olabileceğim yıllarda kaybettim. Annemin eksikliği içimde bir ukte olarak kaldı.
Eşime Sakın Bir Daha Bana Çiçek Alma Dedim
Romantizm benim tarzım değil. Çiçekler, hediyeler bana pek anlam ifade etmiyor. Bir gün eşim Murat, elinde çiçekle eve geldi. Ona, "Sakın bir daha bana çiçek alma," dedim. Hediye almak da benim için lüzumsuz bir şey. Sevgililer günü ya da doğum günümde bana hediye almak zorunda değil. Evlilik yıldönümümüzü de karşılıklı olarak unuttuğumuz için, bu konularda pek bir hassasiyetimiz yok.
Şöhret Benim Ayağıma Dolanmıyor. Keyfini Çıkarıyorum, Halimden Memnunum
Şöhret, bulunmaz bir Hint kumaşı değil. Kendi açımdan, her hafta televizyonda bir yerlerde yer alıyoruz ve tanınıyoruz. Seyirciler, yaptığımız projeleri takdir ediyor, sokakta karşılaştığımızda güzel duygularını ifade ediyorlar. Bu durum, insanı mutlu eden bir şey. Bazı insanlar için şöhret zorluklar getirebilir, ama benim için öyle değil; ben bu durumu keyifle yaşıyorum. Herkes bu durumu aynı şekilde karşılayamayabilir, ama ben şu anki halimden memnun ve mutluyum.
Kaynak: Hürriyet