Korkunun Bilimsel ve Psikolojik Yüzleri

Korku, birçok insan için eğlenceli bir deneyim olarak kabul edilirken, bu keyfin arkasında yatan bilimsel nedenler oldukça ilginçtir. Korku deneyimlerinin sağlık üzerindeki faydaları ve psikolojik etkileri üzerine yapılan araştırmalar, bu fenomenin çeşitli yönlerini aydınlatmaktadır. Peki, neden korkmaktan hoşlanıyoruz? Uzmanlar, bu sorunun cevabını çeşitli açılardan ele alıyor.

Korku, genellikle gerçek tehlikelerden uzakta deneyimlendiğinde, bireyleri olumlu yönde etkileyebilir. Gelişim psikoloğu Sarah Kollat, korkunun aslında evrimsel bir tepki olduğunu ve güvenli bir ortamda korku hissetmenin, bireyleri gerçek tehditlere karşı hazırlayarak hayatta kalmalarına yardımcı olduğunu vurguladı. Kollat, korkunun tetiklediği adrenalin artışının, vücudun hayatta kalma içgüdüsünü harekete geçirdiğini, ancak bu tepkilerin zararsız bir şekilde yaşandığında kişilere keyif verdiğini ifade etti.

Kontrollü korku deneyimleri, kalp atış hızını artırmakta ve daha hızlı nefes alma ihtiyacını tetiklemektedir. Bu durum, vücudun gerçek bir tehdit karşısında nasıl tepki vereceğini göstermektedir. Ancak, bu korkular gerçek bir risk taşımadıklarından, deneyim sonrasında vücut rahatlar ve dopamin salgılar. Bu da bireylere zevk ve rahatlama hissi sağlar. Yapılan araştırmalar, korku dolu deneyimlerin, beynin daha az kaygı ve stresle tepki vermesini sağladığını ortaya koymuştur.

Uzmanlar, kontrollü korku deneyimlerinin insanların sosyal bağlarını güçlendirdiğini de belirtmektedir. Özellikle grup halinde yaşanan korku, bireyler arasında güçlü bir bağ oluşturur. Kollat, bu durumu örneklerle pekiştirerek, korku deneyimlerinin "eğilim ve arkadaş olma" tepkisini tetiklediğini ve bu durumun insanların birbirlerine daha yakın hissetmelerine yol açtığını söyledi. Korku, sadece fiziksel bir tepki değil, aynı zamanda sosyal bağları da güçlendiren bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kontrollü korku deneyimleri, aynı zamanda bireylerin en kötü senaryolarla başa çıkabilme yeteneklerini geliştirebilir. COVID-19 pandemisi sırasında, korku filmi izleyenlerin psikolojik olarak daha dayanıklı oldukları gözlemlenmiştir. Aarhus Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir araştırma, korku türü hayranlarının, pandemi gibi tehditlere karşı daha güçlü bir psikolojik dayanıklılığa sahip olduğunu ortaya koymuştur. Korku, zihinsel hazırlık ve duygusal dayanıklılığı artırma konusunda da önemli bir rol oynamaktadır.

Sonuç olarak, korkunun hem eğlence hem de hayatta kalma stratejileri geliştirme konusunda önemli bir işlevi olduğu söylenebilir. Kontrollü korku deneyimleri, bireylerin, topluluklarının ve toplumlarının bağlarını güçlendirirken, hayatta kalma içgüdüsünü de pekiştirmektedir. Kollat, korku filmleri izleyerek zihinsel olarak tehditlere karşı hazırlıklı olmanın, hayatı daha iyi anlamamıza yardımcı olduğunu belirtiyor.

• Korku, sağlığımıza fayda sağlayabilir: Kontrollü korku deneyimlerinin stresle başa çıkmada etkili olduğu belirtiliyor.
• Sosyal bağları güçlendirir: Korku deneyimlerinin insanlar arasındaki bağları derinleştirdiği tespit edilmiştir.
• Hayatta kalma stratejisi: Korku, kişiyi psikolojik olarak zorlayıcı durumlara karşı hazırlıklı hale getirebilir.

Kaynak: Timetürk