35,1935$% -0.04
36,7193€% -0.11
44,3202£% 0.7
2.966,94%-0,04
2.622,74%1,01
9.724,50%-0,42
Tarih: 08.11.2024
﷽ …رَبَّـنَٓا اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَۚ .
وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ لاَ يَرْحَمُ لاَ يُرْحَمُ.
MERHAMET EDEN MERHAMET BULUR
Muhterem Müslümanlar! Peygamber Efendimiz (s.a.s), çocuklara olan sevgisiyle tanınırdı. Bir gün, sahabeleriyle birlikte otururken torunu Hz. Hasan yanlarına geldi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), onu hemen kucağına alıp, bağrına bastı ve öptü. Bu durumu gören bir sahabe, “Benim on tane çocuğum var, ben onlardan hiç birini öpmedim.” dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.s) şu müthiş ifadeyi kullandı: مَنْ لاَ يَرْحَمُ لاَ يُرْحَمُ “Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz.”[1]
Aziz Müminler! Yüce Allah, insanın fıtratına yerleştirdiği en değerli duygulardan biri de merhamettir. Merhamet; Cenâb-ı Hakk’ın Rahmân ve Rahîm isimlerinin gönüllerdeki tezahürüdür. Merhamet, sıradan bir acıma duygusu değil; yaralı gönüllere merhem olmak, mahzun yüreklere dokunabilmektir. Merhamet, “Bana ne!” anlayışını reddedip, “Bana düşen ne?” sorusunu sormaktır. Merhamet, yalnızca insanların maddi sıkıntılarını gidermekle kalmayıp, ilim ve hikmetle zihinleri donatmak, şefkat ve muhabbetle kalpleri doldurmaktır. Merhamet, kötülüğe karşı durmak değil, iyilikle insanları birleştirmektir.
Kıymetli Müslümanlar! Mümin, öncelikle kendisine, ailesine, çevresine ve tüm mahlûkata merhamet etmelidir. Allah Resûlü (s.a.s), bir hadisinde şöyle buyurmuştur: اِرْحَمُوا مَنْ فِى الأَرْضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ فِى السَّمَاءِ “Yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.”[2]
Ancak ne acıdır ki, günümüzde şiddet sarmalının her tarafı kuşattığı, merhametsizliğin yaygınlaştığı günlerden geçiyoruz. Nice insan, kin, nefret ve öfke duygularının esiri olmuş, merhametini kaybetmiş durumda. Bu sebeple, toplumumuzda birçok aile dağılmakta, basit bahanelerle nice can hayatından koparılmaktadır. Oysaki inananlar; sabrı ve takvayı kuşanmalı, iman ve güzel ahlakla donatılmış bir yaşam sürmelidirler ki merhameti toplumda hâkim kılabilsinler. Rabbimizin af ve mağfiretine sığınarak, günahlarına bir daha dönmemek üzere tövbe edenler ilâhî rahmete ulaşacaklardır.
Değerli Müminler! Bizler, rahmet elçisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in ümmetiyiz. Merhameti kendisine rehber edinen bir medeniyetin temsilcileriyiz. Bize düşen; anne babamıza “Öf!” bile dememek, onların üzerine rahmet kanatlarımızı germek, eşimize sevgi ve muhabbetle, çocuklarımıza ilgi ve şefkatle yaklaşmaktır. Akraba ve komşularımızla iyi ilişkiler kurmak, güven ve huzurun teminatı olmaktır. Mesleğimiz ve işimiz gereği hizmet sunduğumuz veya hizmet aldığımız herkese saygı ve nezaketle davranmak, birbirimize yardımcı olma konusunda gayret göstermektir. Kin ve nefreti kalbimizden söküp atmak, gönüllerimizi ilâhî rahmet ve nebevî merhametle donatmaktır. Kardeşliğimizi merhametle güçlendirip, birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirmek, cenâb-ı Hakk’ın rahmetinin geniş olmasına umut bağlayarak haramlara yeltenmemek, kul ve kamu hakkını ihlal etmemektir.
Yüce Rabbimizin şu ayetlerini asla unutmamalıyız: نَبِّئْ عِبَاد۪ٓي اَنّ۪ٓي اَنَا الْغَفُورُ الرَّح۪يمُۙ “Resûlüm! Kullarıma, benim, çok bağışlayan ve çok esirgeyen olduğumu haber ver.”[3] وَاَنَّ عَذَاب۪ي هُوَ الْعَذَابُ الْاَل۪يمُ “Azabımın da çok elem verici olduğunu bildir.”[4]
Hutbemi Kur’an-ı Kerim’de yer alan şu dua ile bitiriyorum: “…Rabbimiz! Biz iman ettik. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Merhamet edenlerin en hayırlısı Sensin.”[5]
Kaynak: Timetürk
2024 Yılı Pastırma Sıcakları ve Beklentiler