34,5105$% 0.05
36,5673€% -0.13
43,9499£% 0.1
2.921,56%0,07
2.632,08%-0,05
9.232,90%-1,73
Ülkemizde “Sümerolog” olarak tanınan Muazzez İlmiye Çığ, 110 yaşında Mersin’de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 28 Şubat sürecinin etkili isimlerinden biri olan Çığ, akademik unvanı olmadan dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu tarafından “Fahri Doktora” unvanına layık görülmüştü.
Muazzez İlmiye Çığ, “Sümerolog” olarak bilinse de, gerçekte akademik bir unvana veya doktora diplomasına sahip değildi. İlk önemli çalışması, 74 yaşında Türkçeye çevirdiği History Begins at Sumer adlı kitaptı. Dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun, akademik geçmişi olmayan Çığ’a “Fahri Doktora Unvanı” vermesi, tartışmalara yol açmıştı.
Çığ’ın bilinmeyen bir yönü de, CIA destekli HZİ Nöropsikiyatri Vakfı’nın yönetim kurulu başkanı olmasıdır. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası, bu vakıf zindandaki siyasi mahkumları kobay olarak kullanmıştır. 1984 yılı itibarıyla Türkiye’deki cezaevleri siyasi mahkumlarla doluydu ve Metris cezaevindeki bazı devrimciler, iradeleri dışında tıbbi muayenelere götürülmekteydi. Bu muayeneler HZİ Nöropsikiyatri Vakfı’nın Gayrettepe’deki merkezinde yapılmaktaydı ve burada, siyasi mahkumlar üzerinde ABD’de piyasaya çıkacak ilaçların denemeleri gerçekleştiriliyordu.
Muazzez İlmiye Çığ, başörtülü kadınlara yönelik skandal ifadeleriyle de dikkat çekmiştir. “Vatandaşlık Tepkilerim” adlı kitabında başörtülülere “fahişe rahibe-başörtülü kadın” şeklinde bir benzetme yaparak büyük tepki toplamıştır. Ayrıca, 2010 yılında katıldığı bir programda Kur’an kurslarının kapatılması gerektiğini savunmuş, başörtülü kadınları hedef alan açıklamalar yapmıştır.
Muazzez İlmiye Çığ’ın 110 yaşında hayatını kaybetmesinin ardından, Avukat Gönenç Gürkaynak sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Gürkaynak, “Muazzez İlmiye Çığ gibi bir dev bilim insanı öldü ama bir kelime etmediniz” şeklindeki eleştirilere yanıt verdi. Açıklamasında, “Geleneklerimize göre gidenin arkasından söyleyecek güzel şeylerimiz varsa söyleriz, ya da tereddütlerimiz varsa susarız” diyerek, Çığ hakkındaki tereddütlerini dile getirdi ve “güzellemeler yapmak yerine susmayı tercih ettim” ifadesini kullandı.
Çığ hakkında yapılan bazı yorumlarda, onun HZİ Nöropsikiyatri Vakfı’nın başında olduğu dönemdeki uygulamalar gündeme getirilmiştir. Nokta Gazetesi’nde yer alan bir haberde, “ABD’de henüz piyasaya sürülmemiş ilaçların Türkiye’de insanlar üzerinde denenmesi” konusu ele alınmış ve HZİ Vakfı’nın bu tür uygulamalarda rol oynadığı vurgulanmıştır. HZİ Vakfı’nın, insanları kobay olarak kullanma hedefiyle çalışmalar yürüttüğü belirtilmiştir.
Muazzez İlmiye Çığ’ın hayatı ve çalışmaları, akademik unvanı olmadan tanınması, başörtülü kadınlara yönelik söylemleri ve HZİ Nöropsikiyatri Vakfı ile olan bağlantıları, onun karmaşık bir figür olmasına neden olmuştur. 110 yıllık yaşamı boyunca birçok tartışmaya neden olan Çığ, son dönemlerde sosyal medya üzerinden de gündeme gelmiştir.
Tarsus’ta Boş Arazide Yüzlerce Ölü Tavuk Bulundu