Muhterem Nur: Türk Sinemasının Unutulmaz Yüzü

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bir Zamanların Parlayan Yıldızı: Muhterem Nur

Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden biri olan Muhterem Nur, yaşadığı zorluklarla dolu hayatı ile birçok insana ilham kaynağı oldu. Kendi hikayesi, hayal gücünün ötesinde bir trajedi ve başarı öyküsüydü. Hayatına istenmeyen bir bebek olarak başlayan bu yıldız, yaşadığı acılarla dolu çocukluğu sayesinde Türk sinemasının en sevilen yüzlerinden biri haline geldi. İlk başta kimse onun ismini bile anmak istemedi; doğduktan sonra bir mahzende dünyaya gözlerini açtı, annesini küçük yaşta kaybetti ve bir cami avlusuna terk edildi. Sonunda, çocuğu olmayan bir kadına satıldı ve adı bile değiştirildi. Türkiye’de milyonlarca kişi onu bambaşka bir isimle tanıdı ve kalplerinde yer açtı.

İlk Yıllar: Hayatın Zorluklarıyla Mücadele

Hayatına trajik bir başlangıç yapan Muhterem Nur, 1932 yılında Makedonya’da dünyaya geldi. Doğduğunda kimse ona bir isim vermek istemedi. Zor bir hayat, daha doğmadan önce başlamıştı. Annesi, evli olduğunu bilmediği bir öğretmenle kısa bir ilişki yaşamış ve bu ilişki sonrasında hamile kalmıştı. Annesi hamile olduğunda, babası onu bir mahzene kilitledi. Muhterem Nur, penceresi bile olmayan bu karanlık mahzende dünyaya geldi. Annesinin durumu da oldukça trajikti; evlilik dışı doğum yaptığı için onu cezalandıran babası, yeni doğum yapmış olmasına rağmen ona yemek vermiyordu. Bu zorlu koşullara daha fazla dayanamayarak annesi henüz 16 yaşında hayata veda etti.

Dedesi ve Camii Avlusu: Terk Ediliş

Doğumdan sonra, Muhterem Nur’un dedesi, ona doğumda yardımcı olan ebeyi çağırarak, küçük bebeği alıp bir cami avlusuna bırakmasını istedi. Remziye adındaki ebe, küçük bebeği alıp cami avlusuna bıraktı; ancak daha sonra yaptığından pişman oldu ve onu çocuk isteyen bir dul kadına sattı. Ne yazık ki, bu kadının da hayatı kısa sürdü ve Muhterem Nur, henüz iki yaşındayken onu alan kadın vefat etti. Ardından teyzesi onu yanına aldı, ancak bu durum bile ona sıcak bir yuvaya kavuşmasını sağlamadı. Babasını tanımayan Muhterem Nur, onunla tanışmak bile istemediğini ifade etti.

Türkiye’ye Kaçış: Zorlu Bir Yolculuk

Muhterem Nur, çocukluğunun bir kısmını Makedonya’da geçirdi. Teyzeleri Türkiye’ye göç ettiğinde, onun Türkiye’ye gelmesi için birkaç yıl daha geçmesi gerekti. İkinci Dünya Savaşı’nın zorlu günlerinde, bir kamyon kasasında Türkiye’ye kaçırıldı. Türkiye’ye geldiğinde, Muhterem Kısa adıyla nüfusa kaydedildi. Okul hayatı da onun için pek kolay geçmedi; dışlandı, zorbalığa uğradı. Teyzesinin arkadaşına gittiği bir gün sokakta saklambaç oynarken tecavüze uğradı ve bu olay sonrası hastaneye kaldırıldı. O kadar utandı ki bir daha okula gidemedi.

Erken Evlilik ve Sinema Kariyeri

Muhterem Nur, Eyüp’teki ilkokuldan sonra 14 yaşında bir dokuma fabrikasında çalışmaya başladı. Bu sırada bir subayla evlenerek bir çocuk sahibi oldu. Sinema hayatına girişi ise bir gazete ilanı ile başladı. Muhterem Nur, “Gazetede ‘artist aranıyor’ ilanını gördüm. Otobüse bindik, gittik…” diyerek başlangıcını anlattı. Yıldızlar Revüsü filminde figüran olarak sinema hayatına 1951 yılında adım attı. İkinci filmi ise 1952 yılında Osman Seden’in yönettiği “Kanun Namına” oldu. Bu filmlerdeki adı Aysel Utku’ydu; daha sonra Ümit Utku’nun önerisiyle Muhterem Nur ismini kullanmaya başladı. “Boş Beşik” başrol oynadığı ilk film oldu ve 1958 yapımı “Üç Arkadaş” ile gerçek bir yıldız haline geldi.

Aşk ve Zorluklar: Memduh Ün ile İlişki

Muhterem Nur, ünlü yapımcı Memduh Ün ile yaşadığı aşk sırasında birçok zorlukla karşılaştı. “Ayrılırsan şöhretin biter” diyen Memduh Ün, ona karşı kıskançlık besledi. Film kadrosuna alınmadığında gerçeklerle yüzleşti; kadroya alınan Fatma Girik oldu ama o, ayrılmayı başardığı için üzülmedi.

İkinci Evlilik ve Müslüm Gürses

Muhterem Nur, ikinci evliliğini gazeteci-aktör Işın Kaan ile yaptı, ancak 1963’te ayrıldılar. 1986 yılında Müslüm Gürses ile evlendi ve bu ilişkio kadar derin bir aşk hikayesine dönüştü ki, Gürses henüz tanışmadan önce Nur’un filmlerini izleyerek ona aşık olmuştu. Muhterem Nur, Gürses’in ‘Ben İnsan Değil miyim’ adlı şarkısını dinlerken gözyaşlarına boğulmuştu. İkisi de birbirlerinin acılarını paylaştı ve 3 Mart 2013’te Müslüm Gürses’in vefatına kadar beraber oldular. Muhterem Nur, 2020 yılının Mart ayında, 87 yaşında dünyaya veda etti ve geride eşsiz bir yaşam öyküsü bıraktı.

Kaynak: Hürriyet