35,2367$% -0.02
36,8218€% 0.01
44,2057£% -0.21
2.968,47%0,01
2.622,79%0,01
9.724,50%-0,42
2009 yılında vahşi bir cinayetle hayatını kaybeden Münevver Karabulut, Türkiye’de büyük bir infial yarattı. Bu cinayetle ilişkilendirilen Cem Garipoğlu, cezaevinde intihar ettiği iddialarıyla gündemden düşmedi. Ancak, Garipoğlu’nun yaşamına dair spekülasyonlar, ölümünden sonra da devam etti. En son olarak, Garipoğlu’nun mezarı, ailesinin talebi üzerine açıldı ve buradan alınan DNA örnekleri, ailesiyle karşılaştırılmaya başlandı.
Mezardan çıkan bulguların yanı sıra, dikkat çeken bir unsur da yaklaşık 30 cm boyutlarında düğümlenmiş bir poşet oldu. Bu poşet üzerinde yapılan detaylı incelemeler, kamuoyunda yeni bir merak uyandırdı. İnceleme sonucunda, poşette bulunan kan örneğinin insan kanı olmadığı tespit edildi. Bu durum, cinayetle ilgili soru işaretlerini daha da derinleştirdi.
İlgili haberler, Sabah Gazetesi tarafından geniş bir şekilde ele alındı. Mezardan çıkan poşetle ilgili yapılan adli tıp incelemesi, birçok kişinin gözlerini yeniden bu olaya çevirdi. Adli rapor, poşetin dış yüzeyinde herhangi bir vücut sıvısına rastlanmadığını ve içindeki kan örneğinin insan kanı olmadığını belirtti. Bu bulgu, cinayetle ilgili gizemleri daha da derinleştirdi.
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, “Sonuç olarak, mezar içindeki poşetle ilgili yapılan çalışmalarda sağlıklı bir sonuca ulaşılamadı. Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü‘nün bu poşet üzerinde gerekli incelemeleri gerçekleştirmesi için talep göndereceğiz” şeklinde bir açıklamada bulundu.
Mezardan çıkarılan poşetle ilgili inceleme sürecinde, içindeki kan örneği üzerinde titiz bir çalışma yürütüldü. Adli tıp uzmanları, kanın insan kanı olmadığını belirlediler. Ancak bu bulgu, Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili şüpheleri gidermekten çok, daha fazla soru işareti doğurdu. Olayın başından beri birçok gizemli detayla dolu olduğu bilinirken, bu yeni gelişme, soruşturmanın derinleşmesine sebep oldu.
Poşetle ilgili elde edilen bu yeni bilgi, Cem Garipoğlu’nun gerçekten cezaevinde intihar edip etmediğine dair uzun süredir devam eden tartışmaları yeniden alevlendirdi. Açılan mezardan çıkan poşetin içeriği ve poşetteki kanın insan kanı olmaması, yeni ve çarpıcı soru işaretlerini gündeme taşıdı. Avukat Epözdemir, kamuoyunu bilgilendirecek açıklamaların yapılması için Adli Tıp‘ın daha kapsamlı bir inceleme gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladı.
Mezardaki sır perdesi, daha fazla araştırma yapılması için yetkililerin kapısını çalmaya devam ediyor. Bu olay, yalnızca bir cinayet davası olmanın ötesinde, toplumsal bir merak ve adalet arayışını da beraberinde getiriyor.
Kaynak: Timetürk
Ersin Tatar’ın Avustralya Vize Krizi ve Diplomatik Mücadele