Nilüfer Yalçın’ın Boşanma Süreci ve Akıl Sağlığı Davası

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Antalya’da 1999 yılında C.Ç. ile evlenen Nilüfer Yalçın, iddialara göre eşinin kardeşiyle gayrimenkul yüzünden bir tartışma yaşadı. Bu durum, mahkemeye de yansıyan bir olay olarak aile içinde gerginliklere neden oldu. C.Ç., dava sürecinden dört yıl sonra mülk anlaşmazlığından bıktığını ifade ederek evi terk etti. Yalçın, 2006 yılında eşinden ayrılma kararı aldı. Boşanma davası devam ederken, iddialara göre avukatlar, 2007 yılında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nden C.Ç.’nin akıl sağlığının yerinde olmadığını belirten bir rapor alarak, onun için kısıtlılık kararı çıkarttı. Dava süreci, bu kısıtlılık nedeniyle 2014 yılına kadar sürdü. 2014’te sonuçlanan dava sonucunda Yalçın, eski eşinin kısıtlılık kararı nedeniyle çocuğundan nafaka alamadı.

“Tazminat ve Nafakadan Mahrum Bırakıldım”

Nilüfer Yalçın, Adli Tıp Kurumu’ndan eşinin “Akıl sağlığı yerinde olup olmadığına yönelik” bir rapor talep etti. Adli Tıp Kurumu’ndan gelen yanıtta, “Sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyette herhangi bir akıl hastalığı tespit edilemediği” yönünde bir karar verildi. Bu gelişme sonrası Yalçın ve avukatı, aile mahkemesine başvurarak boşanma ve mal paylaşımı davasının yeniden görülmesini talep etti. Yaşadığı yasal süreci anlatan Yalçın, “Mal paylaşımı davası devam ederken eşim bir gece evden ayrıldı. 2006 yılında boşanma davası açtım. Boşanma davası sürerken, 2007 yılında eşim birden kısıtlandı, yani vasi tayin edildi ve tek başına karar veremez hale geldi. ‘Doğuştan akıl sağlığı yerinde değildir’ denildi. Ben de hem evlilikte kusurlu eş ilan edildim, hem de bu evliliği para için yaptığım iddia edilerek yoksulluk nafakasından mahrum bırakıldım.” şeklinde ifade etti.

18 yıldır adliyede sıkıntılar yaşadığını ve C.Ç.’nin akıl sağlığının yerinde olduğu yönünde suç duyurusunda bulunduğunu belirten Yalçın, “2018 yılında oğlum 18 yaşına girince, oğlum babasının vasisi olsun diye mahkemeye başvurduk. Akıl sağlığı yerinde olmayan eşim, bir ay içinde aynı kurulu akıl sağlığının yerinde olduğuna dair rapor aldı. Yani 2007’den 2018’e kadar akıl sağlığı yerinde değildi de, biz müracaat edince mi akıl sağlığı yerinde oldu? Bu çelişki giderilsin diye başvuruda bulunduk. İstanbul Adli Tıp Kurumu Kurulu, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları ve Akdeniz Üniversitesi’nden alınan raporların doğru olmadığını belirtti. Bu zaten yıllardır söylediğimiz bir gerçeğin tescilidir” dedi.

“Tazminat ve Tüm Hakları Raporla Bertaraf Edildi”

Yalçın’ın avukatı Musa Baş, 2007 yılında alınan raporla müvekkilinin tazminat ve diğer haklarının bertaraf edildiğini belirterek, “Müvekkilim Nilüfer Yalçın, 2006 yılında boşanma davası ve mal paylaşım davası açmıştır. 2007 yılında eşine akıl sağlığı yerinde olmadığı gerekçesiyle bir rapor alınıp boşanma davasında tazminat ve diğer hakları bertaraf edilmiştir. Çünkü akıl sağlığı yerinde olmadığı için kusurlu sayılamaz ve dolayısıyla da bir tazminata da hükmedilemez. Müvekkilim ne nafaka ne de tazminat alabilmiştir. 2007 yılında hem Akdeniz Üniversitesi’nden hem de Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden rapor alınmış ve kesin bir şekilde cezai ve hukuki ehliyetinin olmadığı, akıl sağlığının yerinde olmadığına dair belgeler düzenlenmiştir” şeklinde konuştu.

“Hayatın Akışına Aykırı”

Boşanma davasının sonuçlanmasının ardından 2018 yılında C.Ç’nin ağabeyi tarafından şahsın akıl sağlığının yerinde olduğuna dair başvuru yapıldığını belirten Baş, “2018 yılında boşanma davaları bitip kesinleşince, bu kez akıllandığı gerekçesiyle tekrar başvuru yapılıyor ve mahkeme aynı şekilde hem Akdeniz Üniversitesi’ne hem de Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk ediyor. Normalde hiçbir hastalığı olmadığının ve akıl sağlığının yerinde olduğu raporu veriliyor. Normal şartlarda hayatın olağan akışı içerisinde hiçbir insan akıl sağlığı yerinde değilken iyileşmez. Bu durum oldukça absürt bir durum oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

Adli Tıp Kurulu Kesin Kararı Verdi

Yargılanmanın yenilenmesi ve boşanma davasının tekrarı için müracaat ettiklerini belirten avukat Musa Baş, “Bir insan hem deli, hem akıllı olamaz ve deli bir insan asla iyileşmez. İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi, 2023 yılı Aralık ayında, 2003 yılından beri devam eden herhangi bir rahatsızlığı olmadığı ve akıl sağlığının yerinde olduğuna ilişkin rapor verdi. Buna rağmen mahkeme yargılamanın iadesi talebini reddetti. Bölge Adliye Mahkemesi, kararı tekrar bozdu ve raporlar arasında bir çelişki olduğunu ve bunların giderilmesi gerektiğini belirtti. 26 Kasım 2024 tarihinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu, şahsın 2007 yılından beri doğuştan gelen, düzelme ihtimali bulunmayan fiili ehliyetini ortadan kaldıran vesayet altına alınması gereken psikiyatrik bir rahatsızlığının bulunmadığına karar verdi. Bununla ilgili onlarca dava açıldı ve hala devam etmektedir” şeklinde konuştu.

Yeniçağ