35,3599$% 0.03
36,6034€% 0.25
43,8256£% 0.18
3.022,21%-0,13
2.660,17%-0,11
9.890,76%-0,82
Prof. Dr. Gencer, cemaatleri hedef alan son operasyonlardan birinin Cübbeli Ahmet Hoca üzerinden gerçekleştirildiğini ileri sürdü. Gencer, cemaatte bölünme yaşanmadan önce gerçekleşen diyalogları da paylaştı. Cemaatler üzerinde oynanan oyunları derinlemesine bildiğini ifade eden Gencer, Cübbeli’nin yanında yer alan iki ismi nasıl uyardığını “Operasyon Hocaları” başlıklı yazısında anlattı.
“Mahmud Efendi Son Şeyhtir Yalanı”
Mahmud Efendi Hazretlerinin vefatından sonra İsmailağa’da yaşanan fitnenin, cemaat içi bir ihtilaf olmadığı netlik kazanmıştır. İstanbul’da ekümenik, Anadolu’da ise Siyonist projelerin önünde bir sed olarak görülen İsmailağa’yı, İsmail Saymaz ve Cübbeli Ahmet ikilisinin uydurduğu “Mahmud Efendi son şeyhtir” yalanıyla çökertme operasyonuna karşı çıkmak, İsmailağa mensubu olsun olmasın, Allah’a ve ahiret gününe iman eden her müminin vazifesidir. Biz de bu batıl oyuna karşı haktan yana tavır aldık.
Cübbeli’ye Destek Veren Vanlıoğlu ve Kalender’e İkaz
Tarih: 8 Mayıs 2024. İsmailağa Külliyesi’nde yaptığımız kahvaltı sonrası derse girmeden önce, şahitler huzurunda Hüsamettin Vanlıoğlu ile Fatih Kalender’e hak adına özetle şu ikazı yaptım: “Ömer Nasuhi Bilmen, ‘Ben, İsmailağa’yı İstanbul’daki Mescid-i Nebî olarak görüyorum’ demiştir. Mahmud Efendi ise İsmailağa’nın faziletine binaen, ‘İsmailağa Camisinde namaz kılmak, Ravza-i Mutahhara’da namaz kılmak gibidir; İsmailağa, Nuh’un gemisi gibidir, asla İsmailağa Camisini boş bırakmayın’ diyor. Siz, benden daha âlimsiniz. Cenab-ı Hakk’ın bize, ‘Sadıklarla beraber olun’ emrini bilmiyor musunuz? Bunlara rağmen, bu mübarek kapıdan ayrılırsanız, Cübbeli’nin peşine düşerseniz hayatınızın en büyük pişmanlığını yaşarsınız. Ben, Allah için sizi uyarıyorum. Sonra uyarmadı demeyin.” Böylece onlara şu mesajı vermiştim: “Cübbeli’nin ipiyle kuyuya inen o kuyuda boğulur.”
“Oynanan Oyunları Derinlemesine Biliyorum”
Fakir, Fatih Kalender’in henüz 4 yaşında olduğu 1982 yılında İsmailağa yaz kursunda okurken Mahmud Efendi Hazretlerinin sohbetlerine katıldım. Aynı yıl Hasan Efendi, Kumrulu Mescid’in imamı iken ablamın nikâhını kıymıştı. Bu nedenle Mahmud Efendi ile hayrul-halefleri Hasan ve Fikri Efendilere olan bağlılığım tarif edilemez. Bu şahsî bağımın yanı sıra, İslâm ve cemaatler üzerinde oynanan oyunları derinlemesine bilen bir akademisyenim. Bu sebeplerle İsmailağa üzerinde oynanan oyunun vahametini gördüğüm için Allah adına Hüsamettin Vanlıoğlu ve Fatih Kalender’e ikazda bulundum.
“Yakında Bize Büyük Hocalar Katılacak”
Peki, onlar bana ne cevap verdiler? Vanlıoğlu, “Sen nereden çıktın?” dercesine, “Dostum, biz Cübbeli’nin yanında falan değiliz” dedi. Ben de o günlerde Cübbeli’nin “Yakında bize büyük hocalar katılacak” tweetini hatırlattım. Vanlıoğlu, “Yani Cübbeli’nin bahsettiği o ayrılacak hocalardan bizi mi anlıyorsunuz?” deyince, “Başka kim anlaşılıyor?” dedim. Vanlıoğlu, “Ben, Ömer Nasuhi Bilmen’in İsmailağa’nın fazileti hakkındaki sözünü bizzat Efendi Hazretlerimizden duydum” dedi. Ancak buna rağmen, Vanlıoğlu ve Kalender, “Binanın ne fazileti olacak, fazilet, mescidle değil, imamın ve cemaatin kalitesiyle alakalıdır” diyerek, Mahmud Efendi’nin İsmailağa’nın faziletine dair beyanına itiraz ettiler.
Vanlıoğlu’nun Cemaatle İlgili Sözü
Duyduğuma göre, kısa bir süre sonra Vanlıoğlu, ayrılma söylentilerine karşı İsmailağa Vakfı idarecilerine, “Vallahi siz beni kovmadıkça İsmailağa’dan ayrılmayacağım” diyerek söz vermişti. Tüm bu sözlere rağmen, Vanlıoğlu kısa bir süre sonra Kalender ve diğer adamlarıyla birlikte Cübbeli tarafına geçti. İnsan sormaz mı? Bütün o sözler, yeminler nereye gitti? Hangi güç sizi aniden sözlerinizi, Mahmud Efendi’nin hatırını çiğneyerek İsmailağa’dan ayrılmaya ikna etti? Hangi derin hesaplar bu kararda etkili oldu? İnsan, 28 Kasım 2022’de “Ya Rabbi! Mahmud Efendi’nin bize bıraktığı emaneti Hasan Efendi ile devam ettirmeyi nasip eyle. Bu cemaati başsız bırakma” dedikten sonra 6 Eylül 2024’te nasıl “Biz, Şûrâ kurulmadan önce de sonra daima Mahmud Efendi’nin son şeyh olduğuna inandık” diyebilir?
Vanlıoğlu’ndan Yeniden Kardeşlik Mesajı
Şimdi de Vanlıoğlu kalkmış, İsmailağa’ya kardeşlik mesajı veriyor: “Asıl olan şeriattır, tarikat ve hakikat, şeriatın hadimidir. Tarikat bahane edilerek Müslümanlar arasında ayrılık olmamalıdır.” Buna “Günaydın, ba’de harabi’l-Basra” (Basra’nın harabından sonra) denir! Kardeşliği bozan, fitne-fesat üreten kim? Aylardır “Sahte şeyh, rabıtayı bozuyorlar, büyü yaptırıyorlar” iftiralarıyla İsmailağa camiasına saldıran Cübbeli değil mi? Karşılık olarak, Fikri Efendi başta olmak üzere onun ismen saldırdığı hocalardan hangisi Cübbeli ve cemaatine kötü bir laf söyledi?
Vanlıoğlu’nun Amacı Ne?
Dahası, Cübbeli’nin sürekli kışkırtmalarıyla İsmailağa’yı tehdit eden Sefer Kancıoğlu’nun oğlu, İsmailağa Camisine silahlı saldırıda bulundu. İsmailağa’dan herhangi biri, karşı tarafa herhangi bir saldırıda bulundu mu? Vanlıoğlu’nun bu çıkışının sebebine dair üç ihtimal öne sürülebilir:
Operasyon Çocukları Olan Büyük Hocalar
Yaklaşıyor yaklaşmakta olan. Mahmud Efendi Hazretlerinin de hep hatırlattığı tasavvufta kaideler vardır:
Her şey gibi tarikat da nasib işidir. İsteyen İsmailağa’dan ayrılabilir. Ancak, Mahmud Efendi aşkına, onun “Asla ayrılmayın” dediği İsmailağa’dan ayrılmakla kalmayıp, Siyonist gücün onu şeyhli cemaatten abili örgüte dönüştürme operasyonuna destek verenler, iki cihanda da bunun hesabını veremezler. Ne hazin! “Operasyon çocukları” olan “büyük hocalar”! İsmail Saymaz, Cübbeli’den önce, Mahmud Efendi’nin vefat ettiği 23 Haziran 2022 akşamı, “Mahmud Efendi son şeyhtir” yalanını ortaya attı. Elinde yetişen “büyük hocalar”, “Bu tarikat, Allah Teâlâ’nındır. Bugüne kadar geldiği gibi kıyamete kadar elden ele devam edecektir” diyen Mahmud Efendi’nin yolundan değil, “Mahmud Efendi son şeyhtir” yalanını uyduran İslâm düşmanı bir gazetecinin peşinden gittiler. Efendi Hazretleri, yaşasaydı demez miydi? “Allah, sizi ahirette benimle değil, adıma yalan söyleyen İsmail Saymaz ile haşr etsin!” Allah muhafaza, değil âlim, Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş ümmî bir mümin bile böyle bir hıyanete düşebilir mi?
Suriye’de PKK/YPG’nin Halep’ten Kaçışı ve ABD Desteği