35,0518$% 0.02
36,3947€% 0.06
44,2684£% 0.33
2.940,93%0,73
2.608,61%0,65
9.915,76%-0,95
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Elazığ’da 8 Kasım tarihinde meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremin etkilerini ve nedenlerini değerlendirdi. Kırılan fay uçlarındaki enerji transferinin, yeni depremlerin tetiklenmesine yol açabileceğini vurgulayan Sözbilir, önemli bilgiler paylaştı.
Prof. Dr. Sözbilir, “Doğu Anadolu Fayı’nın Pütürge segmentinin kırılmasıyla meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki 24 Ocak 2020 Elazığ depreminin tetiklemesi sonucunda, 3 yıl sonra 6 Şubat 2023 tarihinde Maraş depremleri yaşanmıştı. İlk depremde Pütürge fayının hemen güneybatısındaki Erkenek, Pazarcık, Narlı ve Amanos segmentleri 7,8 büyüklüğünde bir deprem üreterek Hatay Havalimanı’na kadar kırılmıştı.” şeklinde hatırlatmalarda bulundu.
Bu depremin, 20 Şubat 2023’te Hatay Havalimanı güneyinde meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki Antakya-Defne depremini tetiklediğine dikkat çeken Sözbilir, “16 Ekim 2024 tarihinde ise 6 Şubat depremi yüzey kırığının kuzey ucu ile 24 Ocak 2020 yüzey kırığının güney ucu arasında 5,9 büyüklüğünde Malatya-Kale depremi gerçekleşti. Yaklaşık bir ay sonra, bu kez de Pütürge segmentinin kuzeydoğu ucundaki Palu segmentinde yeni bir deprem meydana geldi.” dedi.
8 Kasım’da meydana gelen 5 büyüklüğündeki Elazığ depreminin, 2020 yılında Pütürge segmenti üzerinde meydana gelen Elazığ depreminin tetiklediği bir olay olarak değerlendirilebileceğini belirten Sözbilir, “2020’deki Elazığ depreminde Doğu Anadolu Fayı’nın Pütürge segmentinin kırıldığını biliyoruz.” ifadesini kullandı.
Sözbilir, “O bölgenin 995, 1789 ve 1874 yıllarında 7 ve üzeri büyüklükte yıkıcı depremler yaşandığı kayıtlara geçmiştir. Ancak Palu segmentinin son 100 yılda belirli aralıklarla çok sayıda 5 civarında deprem ürettiğini unutmamak gerekir. Palu segmentinin, 200 yılı aşkın süredir yıkıcı nitelikte büyük depremler üretmediği gözlemlenmiştir.” yorumunda bulundu.
“Palu segmentinin asismik nitelikte krip yaptığına dair ölçümler de mevcuttur. Yani, sismik boşluk sınıfında değerlendirilen ve büyük depremler üretmesi beklenen faylardan biri olarak dikkate alınmalıdır.” diyen Sözbilir, “Ayrıca Palu ilçesinden başlayıp güneybatıya doğru Adıyaman iline ilerleyen Adıyaman fayının da diri bir fay olduğunu tespit ettik. Bu fayın da 7’ye varan büyüklükte deprem üretme potansiyeli bulunuyor. Bu nedenle Adıyaman fayının sismolojik ve jeodezik anlamda sürekli izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.” şeklinde sözlerine devam etti.
6 Şubat 2023’teki 7,8 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depremi sonrası 9 saat içinde kırılan Çardak ve Doğanşehir faylarının uçlarındaki Malatya fayı ile Savrun ve Saimbeyli faylarının da stres biriktirmeye devam ettiğini belirten Prof. Dr. Sözbilir, “Benzer şekilde, 6 Şubat 2023 depreminde bir kısmı kırılan Narlı fayı güneyindeki Sakçagöz, Yesemek ve Hacıpaşa gibi Ölüdeniz fayına ait segmentler üzerinde de stres birikimi devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Sözbilir, “Henüz kırılmamış sismik kaynakların varlığı nedeniyle özellikle Bingöl, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Hatay ve Adana illerinde depreme hazırlık konusunda acil önlemler alınması gerekmektedir. Ayrıca halkın bilinçlendirilmesi de hayati derecede önemlidir.” diyerek bu konudaki endişelerini dile getirdi.
Kaynak: Timetürk
Astana’da Suriye Konulu Zirve Başladı