Recai Kutan’ın Anısı ve Millî Görüş Hareketine Katkıları

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Recai Kutan’ın Anısı ve Milli Görüş Hareketine Katkıları

Selime Sümeyye Abatay, vefat eden Recai Kutan’ın sadık bir dava adamı olduğunu vurguladı. Milli Görüş hareketinin öncülerinden olan Kutan’ın mütevazılığı ve devlet adamlığı ile herkesin kalbinde yer edineceğini belirten Abatay, Kutan’ın Erbakan Hoca ile olan dostluk ve yol arkadaşlığı sürecindeki sadakatiyle de büyük takdir topladığını ifade etti. Kutan’ın hayatı boyunca dava adamı kimliğini asla kaybetmediğini ve bu mirası genç nesillere aktardığını dile getiren Abatay, Milli Gazete’deki yazısında şunları kaydetti:

“Recai Kutan…
Millî Görüş çınarlarının önemli bir parçasıydı…
Erbakan Hocamızın yol ve dava arkadaşıydı…
Oğuzhan Asiltürk ile Malatya’dan başlayan köklü bir dostlukları vardı…
Kendisi, önemli bir devlet adamı olarak tanınıyordu…
Eğer iki kelimeyle özetleyecek olursak, tanıyan herkes “sadakat ve nezaket” diyecektir.
Son ziyaretimizde, Hakşinas Oğuzhan Asiltürk kitabımızın takdimi için ESAM’da kendisini ziyaret etmiştik. Bizleri büyük bir ilgiyle karşılamış ve Oğuzhan Asiltürk ile Malatya’daki dostluklarıyla ilgili pek çok anekdot paylaşmıştı.
Millî Görüş çınarlarının gölgesinde gölgelenmek, ne büyük bir lütuf… Çınarlarımızı bir bir kaybettikçe, bu nimetle nasıl şereflendiğimizi daha iyi anlıyoruz. Erbakan Hocamızın dava ve yol arkadaşı, kıymetli büyüğümüz Recai Kutan Ağabey’in Hakk’a yürüdüğünü öğrendiğimizde bir kez daha bu gerçeği idrak ettik…”

“Milli Görüş öncülerinin hemen hemen hepsinde mevcut olan nezaket, kibarlık ve beyefendilik Recai Kutan’da da mevcuttu. Bu kuşağın en belirgin özelliklerinden biri de mütevazı olmalarıydı. Türkiye ve İslam dünyasında isimlerinden sıkça söz ettiren bu insanlar, mesleklerinde yükselseler de, devlet kademelerinde önemli görevler alsalar da, herkesle alçakgönüllülükle muamele ederlerdi. Recai Kutan ile ilk tanışmamda, genç bir gazeteci olarak bana gösterdiği ağabeylikten sonra bu anıları özel bir şekilde saklamak istemiştim. Bu ilk görüşmemizde, kendisiyle Millî Gazete bünyesinde çıkan Maaile Dergisi için bir aile röportajı yapmıştık. Genç bir gazeteci olarak bizleri karşısında görmekten duyduğu mutluluğu dile getirmiş, Millî Gazete ve yayınlarımızın önemine vurgu yapmıştı. Röportajımız sırasında ailesi, üniversite yılları ve mühendislik kariyerine dair pek çok anı dinlemiştik. Ancak bence bu röportajın en kıymetli kısmı, Erbakan Hocamız ile yaptığımız sohbetti.”

Recai Kutan’ın Alabileceği En Önemli Şey Neydi?
Recai Kutan, en zor zamanlarda sadakati ile davayı sırtlayan bir insan olarak biliniyordu. Kendisine Erbakan Hocamızla olan dostluğunu sorduğumuzda gözleri nemlenmiş, Hocamıza olan özlemiyle şu cümleleri sarf etmişti:

“Buraya gelirken çocuklar bir şey koymuşlar ekrana; Erbakan Hoca’nın beni anlımdan öpüşünün resmi. Ayrıca bana bir şey verdi, ‘şunu bir okur musun kızım? Senin sorunun cevabı burada. O benim alabileceğim en önemli şey.’
‘Camiamızın Şükran Duygularının Bir İfadesi Olarak
Fırtınalı Günlerde Millî Görüş Kadrolarının Önüne Düşen, Davasına Olan Vefa ve Sadakatiyle Herkese Örnek Olan Akil Adam ve Siyasetin Beyefendisi
Sevgili Kardeşim Recai Kutan’a
İki Cihan Saadeti Dileklerimle
Necmettin ERBAKAN
SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI’”

Kutan Sözlüğü
Maaile Dergisi’nde gerçekleştirilen röportajımızda Recai Kutan’a bazı kelimeler sunduk ve bu kelimelerin onun için ne ifade ettiğini sorduk. Bir Milli Görüş öncüsü olarak bu kelimelerin onun anlam dünyasındaki karşılığı bizlere ışık tutacak nitelikteydi. İşte Recai Kutan sözlüğünden bir kesit:

Genç: Büyük davalar ancak gençlerin omuzunda yükselir.
Dava: Dava, o kadar büyük ki! Onu bir cümle ile anlatmak mümkün değil. Şimdilerde sıkça kullanılıyor, ama içi boş. Erbakan Hoca, “Bizim davamız Allah’ın rızasını kazanmaktır” der. Dava dediğin odur; onun dışında kalanlar boş laflar.
Erbakan: Toplumun ancak belli sıkıntılar görüldükten sonra değerini anladığı ve Türk toplumunda büyük değişikliklere vesile olan, ama bunların hepsinin önünde gerçek bir Müslümandır.
Memleket: Bizim memleket tarifimiz farklıdır. İnancımızın hâkim olduğu ve ezanımızın okunduğu her yer bizim memleketimizdir.
Bayrak: Onu da çok istismar ettiler. “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır” diye bir şiir var ya, bu Allah rızası için şehit olmaya hazır gençlerin kanlarıyla ortaya çıkan bir şeydir.
Mescid-i Aksa: İçimizdeki büyük bir acıdır.
Mutluluk: İzafi bir kavramdır. Müslümanlar için mutluluk farklı anlamlar taşırken, dünyevileşmiş insanlar için apayrı bir şeydir. Bir kişi lüks içinde yaşıyor ve “ben mutluyum” diyorsa, diğerinin alnının teriyle kazandığıyla mutlu olması çok farklıdır. Mutluluk, insanın değerlerine bağlı olarak ortaya çıkan bir durumdur.

Recai Kutan’ın Gençlere Vasiyeti
Millî Görüş, bir hayat nizamını yaşama ve yeryüzünde hakkı hâkim kılma derdiyle dertlenen bir avuç insanın başlattığı bir harekettir. Bu hareketin öncülerinin fikirleri, düşünceleri ve nasihatleri, gelecek kuşaklar için son derece kıymetlidir. Recai Kutan’a gençlere nasihatte bulunmasını istediğimizde, “En başta benim nasihate ihtiyacım var” diyerek alçakgönüllü bir tavır sergilemiş ve şunları söylemişti:

“Gençlere şunu söylüyorum; öncelikle İslam’ı en iyi şekilde öğreneceksiniz. İkincisi öğrendiklerinizi hayatınıza uygulayacaksınız. Ardından bir mürşid-i kâmilin eteğine yapışacaksınız. Allah rızası için cihad yapacak ve cihad ordusuna da asker olacaksınız. Gençlere tavsiyem budur.”

Recai Kutan’ın bu sözleri, bir nasihatten öte, Millî Görüşçü gençler için birer vasiyet niteliğindedir. Erbakan Hocamız başta olmak üzere Millî Görüş öncülerinin her biri, davranışları, sözleri ve yaşamlarıyla bizlere örnek teşkil eden bir hayat sürmüşlerdir. Rabbim, onlardan ebeden razı olsun…”

Kaynak: Timetürk