Resim ve Sembollerin Psikolojik Etkileri Üzerine Değerlendirmeler
Resim ve Sembollerin Psikolojik Etkileri
Sanatsal çalışma olarak değerlendirilen resim ve semboller, zaman zaman bilinçaltına hitap eden çizimlerle ortaya konmaktadır. Bu perspektifle oluşturulan bazı figürlerin taşıdığı karmaşık mesajlar, özellikle çocukların ve gençlerin zihin dünyasına derin etkiler yapmaktadır. Uzmanlar, farklı ve karmaşık görünen her resim ve sembolün şiddet ya da olumsuz bir mesaj taşımadığını ancak bu şekilde algılanmaya çalışılan figürlere de dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Burak Doğangün'ün Açıklamaları
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Burak Doğangün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, psikoz ve madde etkisi altında olan bireylerin korkutucu ve agresif figürler ile beden algısının bozulduğu çizimler yapabileceğini ifade etti. Doğangün, ergenlik dönemindeki ruhsal yapılaşmanın bebeklikten, çocukluktan ve aileden başladığını belirterek, "Her bireyin bu yapıları oluşturmada sosyologlara, siyasilere ve bireylere görevleri vardır. İyi bir bebek, iyi bir anne ve babanın ruhsal zemininde gelişir. Bu ruhsal zeminin sağlıklı olabilmesi için ebeveynlerin ruhsal yapısının da sağlam olması gerekmektedir." dedi.
Ailelerin ve Sağlık Sisteminin Rolü
Günümüzde yoğun bir yaşam süren yetişkinlerin, çocukları ekran karşısında bıraktığını ve bunun anne-babalık fonksiyonlarını zedelediğini belirten Doğangün, ekran aracılığıyla tehlikeli alanlarda bir araya gelen çocukların gelişim yapısının zarar gördüğünü dile getirdi. Genetik faktörlerin de bu konuda önemli bir rol oynadığını ifade eden Doğangün, psikopatik yatkınlığın üzerine derinlemesine düşünülmesi gerektiğini vurguladı.
Bu bağlamda, okula, aileye, politikacılara ve sağlık sistemine önemli görevler düştüğünü belirten Doğangün, "Her atipik resim çizen ya da davranışsal sorunlar yaşayan bireyin 'katil' gibi algılanması yanlıştır. Kişinin yaşadığı sorunları ifade edebileceği güvenli bir ortam yaratılmalı ve 'Sana yardımcı olabiliriz.' mesajı verilmelidir." şeklinde konuştu.
Duygu Karışıklığı ve Psikolojik İhtiyaçlar
Duygu karışıklığına neden olan bazı simgelerin ve resimlerin yalnızca bir sonuç olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Doğangün, bu tür çizimlerin çocuk ve gençlerin dış dünyadan yardım arayışı olarak da yorumlanabileceğini belirtti. Bu nedenle, agresif davranış sergileyen ve hayvanlara zarar veren çocukların yakından izlenmesi gerektiğini vurguladı.
Psikolog Ceyda Yılmazçetin'in Görüşleri
Gelişim ve Psikolojik Travma Uzmanı Psikolog Ceyda Yılmazçetin, "Absürt, sıra dışı resimler çizen her gencin caniye dönüşeceği" algısının yanlış olduğunu belirtti. Yılmazçetin, ergenliğin zaten sınırları zorlamak ve toplumun kurallarına karşı çıkma çabası olduğunu vurgulayarak, "Her farklı resim çizenin sonu felaketle bitmez. Bu tür resimlerde, çizen kişinin benlik ve dünya algısıyla ilgili kafa karışıklığı yaşadığını düşünebiliriz. Bu, kendisine ve dünyaya dair isyanını ifade etme biçimidir." dedi.
Çocukların Duygusal İhtiyaçları
Çocukların bazen yetersiz ve değersiz hissettiğini, bunu kültürel değerler üzerinden ifade ettiklerini ifade eden Yılmazçetin, bazı gençlerin bu durumu şarkılarla, bazılarının ise suça yönelerek gösterdiğini belirtti. Dışlanmış gençlerin, zamanla suça yönelim gösterebileceğine dikkat çeken Yılmazçetin, bu sürecin gelişimlerinde ciddi kırılmalara yol açtığını söyledi.
Resim ve çizimlerin duygusal ifadeyi yüceltmek için bir araç olduğunu belirten Yılmazçetin, "Öfke, cinsellik, üzüntü ve yıkım içeren çizimler, o kişilerin yakın takipte olmaları gerektiğine dair önemli ipuçları sunar." dedi.
Ailelerin Rolü ve Takip Önerileri
Yılmazçetin, ailelere duygu bozukluğu yaşayan çocuklarını yakından izlemeleri gerektiği önerisinde bulundu. Çocuklara yönelik geç kalınmış kontrollerin ve yasakların çoğunlukla sonuç vermediğini belirten Yılmazçetin, ebeveynlerin çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmesinin önemine vurgu yaptı.
Ailelerin çocukların ne tür videolar izlediği ve neleri takip ettiğini bilmesinin iletişimde bir yol haritası olabileceğini belirten Yılmazçetin, "Eğer ebeveynler içerikten haberdar olmazsa, sosyal ve kültürel anlamda konuşma şansını kaybeder." dedi.
Şiddet ve Toplumsal Değerler
Son dönemde toplumsal değerlerde bir çürüme yaşandığını belirten Yılmazçetin, "Her dönemde genç kuşak, bir öncekinin değerlerine karşı çıkmıştır. Ancak günümüzde suça ve şiddete eğilim artmış, bu durum daha estetik bir şekilde algılanmaya başlanmıştır. Şiddet, klipler, videolar, resimler ve şarkılarla empoze edilmektedir." dedi.
Prof. Dr. Nilüfer Narlı'nın Değerlendirmeleri
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, toplumsal anominin yükseldiğini ve insanların içsel çatışmalarını resimlerle ifade ettiğini söyledi. Ayrıca, gençlerin dijital platformlarda şiddet ve cinsellik üzerine yoğun uyarılar aldığını belirtti. "Gençler, başkalarına özenerek ve sahip olamadıkları şeylere ulaşamamanın getirdiği olumsuz duygularla karşı karşıya kalıyorlar." diye ekledi.
Influencer kavramının gençler üzerinde olumsuz etkileri olduğunu vurgulayan Narlı, gençlerin emek vermeden ünlü olmanın peşinde koştuğunu dile getirdi. TikTok'ta video çekerek ve çok sayıda takipçi edinerek para kazanma hayalleri kuran gençlerin, bu durumun etkisiyle şiddetin pornografisinden faydalandığını ifade etti.
Ebeveynlere çocuklarının sağlıklı bir şekilde yetişmesi için görevler düştüğünü belirten Narlı, çocuk sahibi olmak isteyenlerin "anne baba okulu" eğitimi alması gerektiğini savundu. Sosyal medya içeriklerinin özendirici etkisini değerlendiren Narlı, "Kariyerinde emin adımlarla ilerleyen, iyi bir aileye sahip olan genç, bu tür işlerle uğraşmaz. Ancak, kendini değersiz hisseden ve hızlı bir şekilde para kazanmak isteyen bireylerin sayısı artmaktadır." diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: Timetürk