34,4465$% 0.3
36,3032€% 0.16
43,4559£% -0.34
2.836,84%0,10
2.562,19%-0,20
9.389,62%-0,33
Sakız ağacı, dünya genelinde yalnızca Yunanistan’ın Sakız Adası’nda ve Türkiye’nin İzmir iline bağlı Çeşme bölgesinde yetişmektedir. Yunanistan’da büyük bir ekonomik değer taşıyan sakız ağacının Türkiye’de de yaygınlaştırılmasına yönelik çeşitli çalışmalar devam etmektedir. Bu bağlamda, Çeşmeli sakız üreticileri Hasan Ege Tütüncüoğlu ve İbrahim Topal, havai köklendirme metodunu kullanarak sadece 3 yıl içinde 30 bin sakız fidanı yetiştirmiştir.
Tütüncüoğlu, konuyla ilgili olarak şunları ifade etti: “İlk başladığımızda elimizde yalnızca bin anaç sakız ağacı vardı. Bu bin anaç ağaçtan, havai köklendirme yöntemiyle 30 bin adet fidan ürettik. Yetişmiş ağaçlardan hem fidan hem de damla sakızı elde ediyoruz. Coğrafi işarete sahip olan ‘Çeşme damla sakızı’ üretimimiz, anaç ağaçlarımızdan yaklaşık 100 kilo civarındadır. Şu an toprakla buluşturduğumuz yeni fidanlarımız, 5 yıl sonra sakız vermeye başlayacak. 5 yıl içinde bin ton civarında damla sakızı üretimi yapmayı öngörüyoruz ve bu rakam her yıl artarak devam edecek.”
Her yıl yeni 20 bin fidan üretmeyi planladıklarını belirten Tütüncüoğlu, “İlk sene 5 bin fidanla başladık, ardından sırasıyla 10 bin ve 15 bin fidan üreterek toplamda 30 bin fidan yetiştirdik. Şu anda yüzde 1 fire ile üretim gerçekleştirebiliyoruz. Üretimimizi artırmayı hedefliyoruz; ancak bunun için dikecek alanların tahsis edilmesi gerekiyor. Şu an 30 bin fidan saksıda bekliyor. Çeşme, bir turizm bölgesi olduğu için arazi fiyatları oldukça yüksek. Tahsis süreçleri zorlu geçiyor. En büyük talebimiz, sakız ağaçlandırması için hazine ve orman arazilerinin üreticilere tahsis edilmesi.” dedi. Bu tahsisler sağlandığında her yıl yeni 30 bin fidan üretebilecek kapasiteye sahip olduklarını vurgulayan Tütüncüoğlu, dünya pazarında rekabet edebilmek için en az 200-250 bin sakız ağacına ulaşmaları gerektiğini ifade etti.
Tütüncüoğlu, ‘Sakız köyü’ kurma hedefleri olduğunu belirtti: “Şu anda tahsis aldığımız 120 dönümlük bir araziye yaklaşık 10 bin sakız ağacı diktik. Bu ağaçlar 1-2 yıl içinde büyüyerek bir sakız ormanı oluşturacak. 5 yıl sonra buradan hasat yapmayı planlıyoruz. Çeşme turizm bölgesi olduğu için tarım turizmini önemsiyoruz. Sakız, dünyada sadece Çeşme ve Sakız Adası’nda yetişen bir ürün. Bu nedenle, sakızın bu topraklarda yetişmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, turistlere sakız hasadı deneyimletmek ve gastronomi ile kozmetik alanında atölye çalışmaları düzenlemek istiyoruz. Tüm bunların bir araya geleceği bir ‘Sakız köyü’ hayalimiz var. Bu süreç uzun bir zaman alacak, ancak 10 bin ağacı toprakla buluşturarak projemizin ilk aşamasını başlatmış bulunuyoruz.”
Sakız ağaçlarını eylül ayında hasat ettiklerini belirten Tütüncüoğlu, “Mart ayında havai köklendirme yöntemiyle elde ettiğimiz yeni fidanlarımız kök salmaya başladı ve şu anda saksılama dönemindeyiz. Fidanlar, bir yıl boyunca saksılarında olgunlaştıktan sonra toprakla buluşacak.” dedi.
Uzun yıllardır sakız ağaçları üzerinde çalışmalar yapan İbrahim Topal ise, “1995 yılında Orman Bölge Müdürlüğü, bulunduğumuz bölgede sakız ağacını yerinde çelikten yetiştirme fikriyle geldi. Sakız ağacından dal keserek toprağında yetiştirmeye çalıştık, ancak 200 ağaçtan hiçbirini tutturamadık.” sözleriyle deneyimlerini paylaştı. 30 yıldır çeşitli yöntemlerle sakız fidanı üretme denemeleri yaptıklarını belirten Topal, en etkili üretim yönteminin havai köklendirme yöntemi olduğuna inandıklarını söyledi.
Topal, her yıl Sakız Adası’ndan 12 ton resmi, 8 ton gayriresmi olmak üzere toplamda 20 ton sakız ithal edildiğini ifade ederek, “Yılda yaklaşık 250-300 milyar lira sakız ithalatına para ödüyoruz. Biz bunu ülkemizde yetiştirebiliriz. 5 yılda 100 bin, 7-8 yılda kendi ihtiyacımızı karşılayabiliriz.” dedi. Sakız üreticileri olarak bir araya gelme ve güç birliği yapma hedefinin önemine değinen Topal, “Doğayla deneyip yanılarak doğru sonuca ulaşıyoruz. Üreticilerin ilgisi yoğun ve sakıza talep büyük. Yeni üretim alanları açılmak isteniyor. 250-300 milyon lirayı başka ülkelere kaptırmamak için kendi ülkemizde üretim yapmalıyız; daha sonra ihracatı düşünmeliyiz.” şeklinde konuştu.
Ustanın Zihinsel Keskinliği: Zorlukların Üstesinden Gelmek