35,0596$% 0.03
36,3366€% -0.12
44,1955£% 0.1
2.912,25%-0,24
2.584,81%-0,25
9.915,76%-0,95
Atlas Sineması’nda düzenlenen anma töreninde konuşan ünlü oyuncu Halil Ergün, duygularını ifade ederek, “Gerçekten çok üzgünüm; çünkü sinema hayatım boyunca her zaman yanımda dost, arkadaş, usta ve yönetmen olarak var olan birini kaybettim.” dedi. Ergün, Yeşilçam sinemasının derin bir yolculuk olduğunu vurgulayarak, “Türk halkının toplumsallaşmasında büyük bir rol oynamış, devasa bir süreçtir. Bu sürecin en önemli kahramanlarından biri de hiç şüphesiz Şerif Gören’dir.” ifadesini kullandı.
Oyuncu Necmettin Çobanoğlu, Gören ile Diyarbakır’da çekimlerde yaşadığı anılardan birini paylaşarak, “Geçmişle ilgili konuşmak gerçekten çok acı veriyor.” dedi. Çobanoğlu, Gören’in kendisini oyuncu olarak seçtiğini aktararak, “Ömer’i sen oynayacaksın, dedi. Mecburen kabul ettim. ‘Tamam.’ dedim. Şerif ağabey, bende ışığı görmüştü. Oyunculuk serüvenim Yol filmiyle başladı. İyi ki bana böyle bir fırsat sundu. Onu çok seviyorum. Gerçekten, çok değerli bir kaybımız oldu. Uğurlar olsun, Şerif ağabey, erken gittin.” şeklinde konuştu.
– “Sinemanın son yönetmen temsilcisi Şerif Gören’i kaybettik”
Oyuncu Nur Sürer, üzüntüsünü dile getirerek, “Muhsin Ertuğrul’un sert açtığı kapıyı, en son temsilci Şerif Gören yumuşacık kapadı.” dedi. Sürer, sinemanın zorlu koşullarda çekildiği yıllarda Gören ile tanıştığını belirterek, “Eksi 30 derecede sadece bir kamera ve basit bir şaryo ile o filmleri çekiyorduk. Sekiz metre kar, 40 gün boyunca… Hayran kalmıştım. Şerif, sert bir yönetmendi ve oyuncular ondan oldukça çekinirdi. Sinemanın son yönetmen temsilcisi Şerif Gören’i kaybettik, bu durum beni derin bir üzüntüye boğuyor.” ifadelerini kullandı.
Yönetmen Muzaffer Hiçdurmaz ise Gören ile 70 yıllık dostluğundan bahsederek, “Sendikalar ve dernekler kurduk; borçlanma yasaları çıkardık. Sinema emekçilerinin büyük bir kısmını emekli ettik, fakat kendimizi emekli yapmadık. Şerif, gerçekten bu övgüleri hak eden bir arkadaşımızdı, ancak bir film tek bir kişiyle çekilmez. Bir film, bir ekiple yaratılır ve bu ekipteki emekçilerin de hakkını vermek gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.
Oyuncu Menderes Samancılar ise başsağlığı dile getirerek, “Bizim işimiz, bu arkadaşlarımızı sürekli yolcu etmek ve acılarını yaşamak… Bu da bizim payımıza düşmüş. Şerif ağabey, sinemamızın iyi kalpli ve iyi niyetli bir abisiydi. Yüreğiyle yaptığı işlerle hepimize önderlik etti. Çalıştığımız setlerde, oturduğumuz masalarda, mücadelelerimizde hep yanımızdaydı. Hep eli sırtımızdaydı.” dedi.
Anma törenine katılanlar, Gören ile ilgili hatıralarını ve duygularını paylaşmak üzere kürsüye çıktılar. Törene İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Hüseyin Keskin, yönetmenler Ömer Vargı, Yüksel Aksu, Nebil Özgentürk, Gani Şavata, senarist Hüseyin Kuzu, sanatçı Orhan Gencebay ve oyuncu Sibel Turnagöl gibi sinema dünyasının tanınmış isimleri ile Gören’in ailesi ve sevenleri katıldı. Şerif Gören’in cenazesi, Hüseyin Ağa Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Kozlu Mezarlığı’na defnedildi.
14 Ekim 1944 tarihinde Yunanistan’ın İskeçe şehrinde dünyaya gelen Şerif Gören, 1956 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın verdiği bir bursla Türkiye’ye geldi ve İstanbul Erkek Lisesi’nde eğitimine devam etti. Liseden mezun olduktan sonra kurgucu olarak sinemaya adım atan Gören, 18 yaşında sinema ile tanıştı.
Yılmaz Güney ile Çalışmaları
1966 yılından itibaren Yılmaz Güney ile çalışmaya başlayan Şerif Gören, uzun süre senaryo denemeleri yazdı ve Güney’in asistanlığını üstlendi. 1971 yılında İbret, Kaçaklar, Vurguncular gibi Yılmaz Güney yapımı filmlerin yönetmenliğini yaptı. 1975 yılında 12. Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen” ödülünü kazanarak kariyerinin en önemli başarılarından birine imza attı.
Yol Filmi ile Kazandığı Altın Palmiye
Şerif Gören, Köprü (1975), Deprem (1976) ve Nehir (1977) gibi filmlerin ardından 1981 yılında Yılmaz Güney’in senaryosunu hapiste yazdığı ve onun direktifleri doğrultusunda yönettiği Yol filmini çekti. Yol, 1982 Cannes Film Festivali’nde “En İyi Film” ödülünü kazanarak Altın Palmiye ile onurlandırılan ilk Türk filmi olma özelliğini taşıyor. Tarık Akan, Şerif Sezer, Halil Ergün, Necmettin Çobanoğlu ve Meral Orhonsay gibi önemli isimlerle çalışarak Türk sinemasının en önemli yapımlarından birine imza attı.
Sinemaya Ara Veriş
1980’li yıllar boyunca birçok başarılı projeye imza atan Gören, 1993 yılında Amerikalı filminden sonra bir daha film çekmeyeceğini açıkladı. Bu kararının gerekçesi olarak filmin beklenen ilgiyi görmemesi ve sinema dilinin toplumla uyuşmaması gibi etkenleri gösterdi.
Televizyona Yöneliş
2000’lerin başında sinemadan uzaklaşarak televizyon projelerine yönelen Şerif Gören, Serseri Aşıklar, Kırık Ayna ve Ahh İstanbul gibi dizilerin yönetmenliğini üstlendi. 2011 yılında tekrar sinemaya dönen Gören, Necati Cumalı’nın kitabından uyarlanan Ay Büyürken Uyuyamam filmini yönetti. Ancak bu film de eleştirmenler tarafından pek beğenilmedi ve gişede beklenen başarıyı elde edemedi. Bu, Gören’in son yönetmenlik deneyimi oldu.
Toplumsal Gerçekçilik Akımının Temsilcisi
Şerif Gören’in yönetmen olarak kariyeri, Türkiye’nin sinema ve kültür sanat alanındaki katkıları birçok kitap, tez ve makale konusu olmuştur. 1980 öncesi Türk sinemasını etkilemiş olan Gören, toplumsal gerçekçilik akımının ikinci kuşağını temsil eden başlıca yönetmenlerden biri olarak kabul edilir. Gören’in sinemasının temel temaları, güncel sorunlar, bireylerin sistemle çatışması, toplumsal sorunlar, kentleşme ve göçle doğan kimlik bunalımları ile kişisel ve toplumsal normların çatışmaları olarak özetlenebilir.
Jay-Z ve Diddy’ye Yönelik Tecavüz İddiaları