Suriyelilere Yönelik Nefret Paylaşımlarına Tepkiler
Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, ülkelerine dönmeye başlayan Suriyelilere yönelik artan nefret söylemlerini ve bu durumla ilgili açıklamaları masaya yatırdı. Yazısında, insanların duygularını ifade ederken ne denli aşırılığa gittiğini ve bunun toplum üzerindeki etkilerini ele aldı.
İnsanların Dönüşü ve Haksız Hakaretler
Bazı insanlar, Suriyelilerin geri dönmesini kutlamak yerine, onlara karşı öfke ve nefret dolu ifadelerle karşılık veriyor. Babaoğlu, bu durumun düşündürücü olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
- “İnsanlar, kendi ülkelerinin insanlarına karşı nasıl bu kadar ‘kötücül’ olabiliyor?” Bu soruyu kendine sormayan var mı?
- “Suriye’den gelen göçmenlere söylenmedik söz bırakılmadı, şimdi de geri dönerken yine aynı hakaretler devam ediyor.”
İngilizlere, Ruslara ve Ukraynalılara Ses Yok
Babaoğlu, Suriyelilere yönelen nefretin aslında daha derin bir sorunun yansıması olduğunu savundu:
- “Aynı hakaretleri Didim’e yerleşen emekli İngilizlere veya Antalya’daki Rus ve Ukraynalılara söylemiyorlar.” Bu durum, nefretin kaynağının sadece göçmenlerden ibaret olmadığını gösteriyor.
- “Aslında bu sosyal kesimin derdi, Müslümanlara karşı besledikleri düşmanlık.”
Kahrolan Bir Toplum
Babaoğlu, toplumda yaygınlaşan bu nefretin, bireylerin psikolojisini olumsuz etkilediğine dikkat çekti:
- “Bu coğrafyada doğdukları için kahrolan insanlar var.” Bu tür bir düşünce tarzı, toplumun sağlığı açısından son derece tehlikeli.
- “Bu hastalık bulaşıcı olabilir; bu noktayı da göz ardı etmemek lazım.” Çocuklarımızı bu tür düşüncelerden korumak adına dikkatli olmalıyız.
Mansur Yavaş ve Siyasi İkiyüzlülük
Babaoğlu, siyasetçilerin bu konudaki tavırlarını da eleştirdi. Özellikle Mansur Yavaş‘ın yaptığı bir açıklama dikkat çekti:
- “Esad’ın zulmünü bahane ediyorlardı, o bahane kalmadığına göre, gitsinler.” Bu tür bir yaklaşım, toplumda daha fazla kutuplaşmaya neden oluyor.
- “Esad’ın zulmü, bir bahane değil, gerçek bir olgudur.” Bu gerçeği görmezden gelmek, büyük bir sorumsuzluk.
Toplumun Geleceği Üzerine Düşünceler
Babaoğlu, bu durumun daha geniş boyutlarda ele alınması gerektiğini belirtti:
- “CHP, büyükşehir belediyelerini kazandığında ülke yönetimine de ortak olsaydı, bu tür tartışmaların ne yönde gelişeceğini kim bilebilir?”
- “Zalim Esad’a ikamet izni verme ihtimali bile düşünülmelidir.” Bu durum, siyasi fiksiyonların ne kadar karmaşık hale gelebileceğini gösteriyor.
Sonuç olarak, bu mesele toplumun genel yapısı ve geleceği için son derece kritik bir durum arz ediyor. Bu tür düşüncelerin yayılması, sadece sığınmacılara karşı değil, tüm topluma karşı büyük bir tehdit oluşturuyor.