Toplumun Çürümesi ve Karşılaşılan Tehditler

Habervakti sitesi yazarı Abdurrahman Dilipak, toplumda yaşanan çürümenin giderek derinleştiğine dikkat çektiği yazısında, insanlığın karşı karşıya olduğu çeşitli tehlikeleri ele aldı. İşte Dilipak'ın yazısından önemli bir bölüm:

BİR 'HAYAT'A ÇATTIK Kİ...

Dost acı söyler. Bugün sizlere acı gerçeklerden bahsedeceğim. Lütfen beni bağışlayın. Gidişat hiç iç açıcı değil. Herkes bir kurtarıcı bekliyor, ancak herkes kabahati başkalarında arıyor. Hayır, “vel asr…”da bahsedilenlerin dışında, biz hepimiz itiraf edelim ki zalimlerden ve cahillerden olduk.

Gelin tevbe edelim. Herkes önce kendi nefsine, sonra mensup olduğu sosyal çevresine baksın. Kendi gözündeki merteği çıkarıp, başkasının gözünde çöp aramadan önce kendine dönmelidir.

Bir Kur'an Kursu'ndan gelen çocuğun öldürülmesine yardım eden ve cinayeti işledikten sonra gidip abdest alıp namaz kılan birini anlamak için biri bana açıklasın. Ne oluyor? İnsanın Şeytanları her yerde, köşe başlarını tutmuş durumda; çoğu da VIP, CIP.. Çaresiz ve çözümsüz değiliz ama gidişatın sonu hayır değil. Son pişmanlık fayda sağlamaz. Yokuş aşağı koşar gibi gidiyoruz.

Bakın, biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. O, “alemlere rahmet” olarak gönderildi ama geldiğimiz noktada kendimize, ailemize, topluma ve ümmete hayrımız yok. Gazze'de ve diğer İslam beldelerinde yaşananlara dikkat edin!

Öyle bir zaman gelecek ki, zamanın ve paranın bereketi kalmayacak. Sözlerin de değeri, insanın insana, kadının kocasına, kocasının karısına, kardeşlerin, akrabaların ve komşuların birbirine güveni kalmayacak. Yiyecekler doymayacak, hasta olanlar şifa bulamayacaklar. Kendileri başkalarının çığlığını duymayacak, kendi çığlıklarını da başkalarına duyuramayacaklar. Gözleri olacak ama göremeyecekler, kulakları olacak ama duymayacaklar, kalpleri olacak ama hissetmeyecekler. İhtirasla işledikleri şeylere kavuştuklarında pişmanlık yakalarını bırakmayacak.

MEHDİ, MESİH DE İNDİREBİLİRLER GÖKLERDEN

Şizofreni, erken bunama, kalp hastalıkları, kanser ve alerji hastalıkları artacak. Daha çok kehanet, daha çok cinni olaylar ve hulul hadiseleri yaşanacak. Daha çok ezoterik olay, daha çok uzayla ilgili kozmik hikâyeler duyacaksınız. TeknoMucizeler yaşayacaksınız. Gen implantı, genetik manipülasyon haberleri gündeme gelecek. BioHacker’lerin adının daha çok geçeceği söylentileri dolaşacak. Hayvanlaşan insanlar, insanlaşan hayvanlar, ara form bitkiler ve diğer canlılar karşımıza çıkacak. Hologramik yöntemlerle Mehdi ve Mesih gökten indirilebilir. Lucid dream'da yeni aşamaya geçildi; eş zamanlı farklı yerlerdeki insanlar ortak rüyalar görüp süreci etkileyebilirler. Astral yolculuğa çıkarak gerçek dünya ile sanal dünya arasında sıkışıp kalabilirler. Boyutlararası yolculuk yapma arzusu ile hangi alemde yaşadıklarını şaşırabilirler.

DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Biliyorum, söylediklerim pek hoş değil. Buna hazırlıklı olmalısınız. İş işten geçtikten sonra yapacak bir şey kalmayacak. Çocuklarınızın elinde akıllı telefonlar ve tabletler var. Her yerde bilgisayar ve bilgisayar oyunları, dizi filmler mevcut. Çocuklarınız evde yanınızda zannederken, birileri onlara subliminal mesajlar, bio rezonans yöntemleri ve MK Ultra dedikleri beyin kontrol ve manipülasyon teknikleri ile müdahale edebilir.

Sadece siber kumar yok, siber uyuşturucu da var. 5G'lerle “Dijital altyapı”yı siz kuruyorsunuz ama unutmayın, onlar “Dijital dönüşüm”ü sizden önce sağlıyorlar. Birileri bu gerçekleri görmek, duymak ve bilmek istemiyor sanki. Hep söylüyorum, siber işgal başladı. Beynimiz, kalbimiz, midemiz ve damarlarımız işgal altında. Bir siber savaşın içindeyiz. Yediklerinizin, içtiklerinizin farkında mısınız? Dünyanın en büyük mafyası ilaç ve gıda mafyasıdır. Yediklerimiz ve içtiklerimiz sistemin kontrolünde. Modern hastaneler artık şifahane değil. Her doktor “tabib”, “hekim” değil; konularına hâkim değil. Her eczacı “ecza” yapmıyor, ürün satıyor. Doğru insanlar ve yöntemler elbette var ama tek gerçek bu değil. İlaç, gıda ve sağlık, hem ekonomik hem de toplumun akıl ve beden sağlığı açısından ciddi bir bağımlılık sorunu. Bunun eğitimi, teknolojisi, mevzuatı ve mesleki örgütlenmesi de bu şeytani oyuna zemin hazırlıyor.

AİLENİN KAYBEDİLMESİ

Tek başına savunma sanayi ile bir şeyler yapıyor olmanız, mutluluk ve güvenlik için yeterli mi? Bunu sorgulamak gerek. Tek başına toprak yeterli mi? O toprağa girdiğimizde anlayacağız ama o zaman çok geç olacak. Aileyi kaybederseniz, diğer kazanımlarınızın bir anlamı kalmaz. Unutmayın ki, toplumun temeli ailedir. Eğer ailede huzur yoksa, diğer kazanımlar da yetersiz kalır.

Bizim kendimizi değiştirmemiz gerektiğini düşünmedik. Allah'ın ipini bıraktık, O da bizim ipimizi bıraktı ve şimdi geldiğimiz yerin sonucu bu. ABD, Batı ve zengin ülkelerin arka sokakları, yarın kendi şehrinizin arka sokaklarına benzeyecek. Zaten benzemeye başlamadı mı? Her sokakta şeytanın kölesi olmuş fahişeler, sosyal medya üzerinden sizi davet ediyor. Uyuşturucu, fuhuş ve intihar çığ gibi artıyor. Bu gidişat nereye?

SONUÇ

Eğitim, medya, sivil toplum, bilim ve sanat gibi alanlar, insanlığın ufkunu aydınlatma adına yeniden yapılandırıldı. Din, dil, bilim, ahlak, tarih, ideoloji ve gelenek yeniden tanımlandı. Bunun için ansiklopediler yazıldı, akademiler kuruldu. Din ve yasalar yerine normlar ve standartlar belirlendi. Kendilerine Judeo-Grek temelli yeni bir uygarlık referansı icat ettiler. Marks, Darwin, Freud ve Liberalizm gibi kavramlar, yeni dünyanın paradoksal görünümlü kaotik düzeninin temelini oluşturdu. Şimdi bu durumu anlamadıkça, çözüm üretemeyiz. Teşhis yanlışsa, tedavi de sonuç vermez.

Kaynak: habervakti.com

Kaynak: Timetürk