36,1065$% 0.17
37,4755€% 0.24
44,9579£% 0.19
3.354,39%-0,09
2.888,50%-0,31
9.835,73%-0,48
Bilgen, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin geleceği, İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırıları ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi birçok kurum tarafından bildirilen Suriyelilerin ülkelerine dönüşü konularında Baran Dergisi’ne önemli açıklamalarda bulundu.
“BİZİ ‘PEYGAMBER EVLATLARI’ GİBİ KARŞILIYORLAR”
Peki Türkiye? Türkiye ile olan ilişkileri bundan sonra nasıl şekillenir? Bilgen, Türkiye ile Suriye ilişkilerinin Azerbaycan örneğinden daha güçlü bir gelişim göstereceğini belirtti. “Azerbaycan’a kıyasla, Suriye’yle olan ilişkiler Türkiye için yeni ve çok daha kuvvetli bir boyut kazanmıştır. Bir ay öncesine kadar Esad rejimi, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı büyük bir düşmanlık besliyordu. İlk olarak, Osmanlı’ya hakaret ediliyordu. Ancak bugün, bir ay içerisinde, Osmanlı’nın ve Türkiye’nin tarihî ya da gelecekle ilgili en ciddi müttefiki Suriye’de ortaya çıkmıştır. Bu durumun bozulacağını düşünmüyorum. Ümitler zaten bunun için heyecanlanıyordu. Şam’a gittiğimizde, gazetecilerin aktardığına göre yerel halk, bize ‘peygamberin evlatları’ gibi muamele ediyor. Her yerde… Ekmek ve su getiriyorlar, yolumuzu açıyorlar. Arabamızın lastiği patladığında hemen koşup yardım ediyorlar. Bu, İslam’ın ruhunda var. Kardeşlik hukukunu son 14 yıl boyunca daha da etkili bir şekilde uyguladık ve bunun meyvelerini herkes toplayacak.”
İSRAİL’İN SURİYE TOPRAKLARINI İŞGALİ
İsrail’in Suriye’deki hamlelerine dair nasıl bir tahlilde bulunabilirsiniz? Bilgen, devrimin yaşandığı dönemi fırsata çevirmek isteyenlerin, devrimin bileşenlerini, özellikle HTŞ ile arası iyi olmayan grupları provoke etmeye çalıştığını ifade etti. “Devam eden bir pragmatizm var. Golan’da ve Kuneytra’da bazı bölgelerde, ‘Bak, bu devrim değil, biz de bunu fırsata çevirdik’ mesajı vermek istiyorlar. Ama gerçekler öyle değil. İsrail, burada kalma şansına sahip değil! Eğer iç yapı, ordusunu, ekonomisini, yönetimini düzgün bir şekilde stabilize ederse, İsrail çok geçmeden burayı terk etmek zorunda kalacak. Burası Lübnan değil.”
TÜRKİYE’DEN ÜLKELERİNE DÖNEN SURİYELİLERİN SAYISI
Suriyelilerin geri dönüşü ile ilgili hükümetin telaşlı bir tutum sergilediğini söyleyen Bilgen, bu durumun kaygı verici olduğunu belirtti. “Hükümet, kamuoyuna sürekli olarak geri dönen Suriyelilerin sayılarını açıklıyor. Ben bu yaklaşımı yanlış buluyorum. Değişen durumu doğru okumak gerekiyor. Üç-beş ırkçının veya bozguncunun tatmini için bu rakamların açıklanmasını doğru bulmuyorum. Yeni bir Suriye var ve bu insanlara farklı bir perspektiften bakmalıyız. Şu anda bu meseleyi bir ‘milli güvenlik sorunu’ olarak değerlendirmeliyiz. PKK-PYD meselesi… Herkes bu tehlikenin ve kuşatmanın farkında. Ancak hâlâ ‘20 bin gitti, 50 bin gitti’ gibi açıklamalar yapmak, durumu anlamamak demektir. Eğer Suriye’de istikrar sağlanırsa, insanlar geri dönmek ister. Almanya’da dört yıl yaşadım, kimse başka bir ülkede kalmak istemez. Normal şartlarda Halep’te yaşamak isteyenlerin oranı çok yüksektir. Bizim artık Suriye’nin kendi istikrarına odaklanmamız gerekiyor.”
“ÜÇ-BEŞ IRKÇININ GÖNLÜ HOŞ OLSUN DİYE…”
Geri dönüş meselesinin mevcut durumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bunun için gerekli imkânlar hangi seviyede? Bilgen, geri dönüşlerin sağlanabilmesi için öncelikle insanların kendi vatanlarına dönmeleri gerektiğine dikkat çekti. “İnsanlar yurtlarına dönerse, Suriye’nin gelişimi mümkün olur. Ama şu an yapılan rakam açıklamaları, insanları incitmekten başka bir işe yaramaz. En büyük sorun, bu insanların evlerinin olmaması. Bu nedenle bence rakamlar vermek yerine, insanların ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretilmeli. Ekonomik düzeyde olan bu sorunların üstesinden gelinmediği sürece, insanları geri döndürmek zor olacaktır. Bu, kötü bir yönetim şekli ve göç meselesinin yönetimi ilk günden itibaren yanlış yapıldı. Elbette insanlar geri dönecek ama bunu doğru bir şekilde yönetmek gerekiyor. Eski sorunları geride bırakarak yeni bir sayfa açma çabasında olan bir toplumla, hâlâ geçmişin argümanlarıyla hareket etmek doğru değil. Üç-beş ırkçının gönlünü hoş tutmak için, durmadan ‘o gitti, bu gitti’ demek, sağlıklı bir yaklaşım değil!”
Kaynak: Timetürk
Sanal Dünyada Artan Siber Suçlar ve Güvenlik Önlemleri