35,2171$% 0
36,8068€% 0.08
44,4788£% 0.26
2.968,33%0,01
2.624,64%0,08
9.724,50%-0,42
Uzun zamandır, ana dilin yanı sıra bir yabancı dil öğrenmenin yaşlı yetişkinler için çeşitli bilişsel faydalar sağladığı bilinmektedir. Araştırmalar, Alzheimer hastalığının başlangıcının, tek dilli yetişkinlere göre beş yıla kadar geciktirilebileceğini göstermektedir. Çift dil konuşan bireylerde, beyinlerindeki bazı kritik bölgeler arasında daha fazla işlevsel bağlantı tespit edilmiştir.
Bu konuda önemli bir açıklama yapan Profesör Daniela Perani, “Her iki dil de ne kadar uzun süre kullanılırsa, beyin üzerindeki olumlu etkisi o kadar artar. Yani mesele yalnızca iki dil bilmek değil, ömür boyunca sürekli ve aktif olarak her iki dili de kullanmaktır” ifadelerini kullanmıştır.
Araştırmalar sonucunda, “Demansın başlangıcının geciktirilmesi, modern toplumların önceliklerinden biridir” vurgusu yapılmış ve Alzheimer’a karşı mücadelede çok dilliliği teşvik eden sosyal programların hayata geçirilmesi çağrısı yapılmıştır.
Bilingualism dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, Concordia Üniversitesi araştırmacıları, beynin dil ve yaşlanmayla bağlantılı bölgelerindeki beyin direncini incelemek için nörogörüntüleme yöntemlerini kullanmıştır. Bu araştırmada, Alzheimer hastalığına sahip olan iki dil bilen kişilerin hipokampüslerinin, yaş, eğitim, bilişsel işlev ve hafıza açısından eşleştirildiğinde, tek dil bilenlere göre belirgin şekilde daha büyük olduğu bulunmuştur.
Çalışmanın baş yazarı olarak görev yapan doktora adayı Kristina Coulter, “Beyinde öğrenme ve hafıza için ana bölge olan ve Alzheimer’dan oldukça etkilenen hipokampüste daha fazla beyin maddesi vardı” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Araştırmacılar, bilişsel olarak normal olan, öznel bilişsel gerileme veya hafif bilişsel bozukluk riski taşıyan ya da Alzheimer teşhisi konan tek dil ve iki dil bilen yaşlı yetişkinlerin beyin özelliklerini karşılaştırmışlardır.
Coulter, “Alzheimer ile ilgili alandaki beyin hacmi; sağlıklı yaşlı yetişkinlerde, iki risk durumunda ve iki dil bilen katılımcılardaki Alzheimer hastalığı grubunda aynıydı. Bu, iki dil bilmenin beyin sağlığı üzerinde olumlu bir etkisi olabileceğini göstermektedir” şeklinde bir görüş bildirmiştir.
Araştırmacı Phillips, “Birden fazla dil konuşmak, beyin sağlığını destekleyen bilişsel ve sosyal olarak meşgul olmanın çeşitli yollarından biridir. Bu araştırma, bilişsel olarak normal bireylerden Alzheimer’a yakalanma riski daha yüksek olanlara ve gerçekten hastalığa yakalanmış olanlara kadar, demans riskinin sürekliliği boyunca iki dil bilmenin beyin yapısı üzerindeki potansiyel etkisini inceleyebildiği için benzersizdir” demiştir.
Concordia araştırmacılarının gelecekteki çalışmaları, çok dilli olmanın beyin ağları üzerinde benzer bir olumlu etkiye sahip olup olmadığını araştırma hedefindedir.
Kaynak: BBC, NTV, Timetürk
THE Market Restoran: Boğaz’ın Eşsiz Lezzet Duraklarından Biri