35,3723$% 0.05
36,6646€% 0.17
44,1987£% 0.17
3.011,95%0,03
2.649,31%-0,02
9.972,03%-1,13
Dizinin önceki bölümünde; Hasan, işten arta kalan zamanını Zuhal ile birlikte halk ekmek bayiinde geçirirken, eski eşinin doğum gününü unutmamıştı. Ona, çocuklarının fotoğraflarının yer aldığı özel bir kolye hediye etti. Ancak Zuhal’in doğum gününü hatırlayan tek kişi Hasan değildi; Burak ve Başar da anneleri için güzel bir pasta alarak sürpriz yapmak istediler. İki kardeş, tüm evi süsleyip hazırlıkları saatler öncesinden tamamlamıştı. Kutlamanın tam ortasında çalan kapı zili, tüm hazırlıkları bir anda kesintiye uğrattı. Gelen kişi, Zuhal’in yakın arkadaşı Nazan’dı ve ona düğün davetiyesini sundu. Arkadaşının evlenme haberine sevinen Zuhal, zarfı açtığında bir kez daha derin bir üzüntüye kapıldı; çünkü Nazan, Hasan ile evleniyordu. Burak, annesinin üzüntüsünü görünce, babası ile annesinin arkadaşlığı arasındaki ilişkiyi bildiği için sessizce gözyaşı dökmekten başka bir şey yapamadı.
Dizinin yeni bölümünde; Zuhal, çocukları için içindeki ateşi bastırmaya çalışırken, Hasan’ın kendisine yolladığı eşyalar, onu dindirmek için büyük çaba harcadığı yangından nasiplenmişti. Anne-oğul, günler sonra nihayet konuşma fırsatı buldu. Ancak Zuhal, Burak’ın intiharının arkasındaki gerçeği öğrenince derin bir pişmanlık hissetti. “Bugün 45 yaşına bastım… 45 yıldır kimse bana bu kadar güzel bir hediye vermedi. Sen bana canımı, oğlumu, dünyaları verdin, annem…” diye düşünüyordu. Ayça’nın annesi Seçil, kızının Burak ile olan ilişkisine duyduğu rahatsızlığı eşiyle paylaştı. Babasının da işin içine girmesi, Ayça ile Burak’ı çıkmaza soktu.
Sabah, ilk iş olarak ekmek bayiine giden Hasan, küle dönmüş eşyaları görünce yıkıldı. Çocuklarını okuldan almaya gittiğinde, Burak’ın beklenmedik tepkisi karşısında neye uğradığını şaşırdı. İkili arasındaki gerginlik bir anda patlak verdi; öfkesine yenilen Hasan, oğluna tokat attı. Ayça’nın bu duruma tanıklık etmesi, Burak’ı daha da derin bir üzüntüye sürükledi. “Eve davetiyen yerine, cenaze haberin gelseydi keşke… Neden ölmüyorsun sen?” diye haykırdı. Baba-oğul arasındaki tartışmaya ilk müdahale Ayça’nın babası Önder’den geldi. Kısa süre sonra, kurtardığı çocuğun Burak olduğunu öğrenen Önder, sert bir karar aldı: “Seni de, oğlunu da kızımın yanında görmek istemiyorum!”
Oğlunun tavırlarının Nazan yüzünden olduğunu öğrenen Hasan, ondan hesap sormak için ofisine gitti. Zuhal’in annesi Recai ve Vahide de yanına alarak torunlarını ziyarete çıktı. Akşam yemeği, Hasan’ın ani gelişiyle bölündü. Yükselen sesler, abla-kardeş arasındaki gerginliği yeniden alevlendirdi. Vahide, annesiyle abisini alarak eve dönmeye karar verdi. Anne ve babasının baskısına dayanamayan Ayça, “Sen kazandın” yazılı bir not bırakarak evi terk etti.
Zuhal ile konuşmak için ekmek büfesine giden Hasan, eski eşinin karşısına çıkmayı başardı. “Düzelmek istiyorum” dediğinde, Zuhal’den yardım istedi. Ayça’nın evde olmadığını gören Seçil, Önder’i yanına alarak okula gitti. Aynı dakikalarda Burak da Ayça’yı görmek için sınıfına girmişti. Öfkesine yenilen Önder, Seçil’in de yönlendirmesiyle Burak’a saldırdı. Polisler, Önder ve Burak’ı karakola götürmek üzereyken, duruma müdahale eden Ayça, Burak’ı savundu. Ancak Burak genç kızı reddetti: “Sen ve ailen bizden uzak durun.” Okul yönetimi, Hasan’ı arayarak Burak’ın başına gelenleri anlattı. Bu haber, çok geçmeden Zuhal’e de ulaştı.
Hasan ofisten çıkmak üzereyken, Nazan’ın abisi ve kardeşleri tarafından saldırıya uğradı. Bağış’ı yanına alarak okula giden Zuhal, rehberlik öğretmenine üç seçenek sundu. Öfkeli anneyi durduramayacağının farkında olan İclal, Önder’in ev adresini ona verdi. Aile, farklı zorluklarla baş etmeye çalışırken, Hasan’ın annesi ve abisi, gelinleriyle konuşarak Soydaşlı Ailesi’ni kurtarmak için Ankara’ya geldi. Kayınpeder ve gelin geçmiş üzerine sohbet ederken, kapı çaldı. Gelen, çocukların kahramanı, cesur dayıları Suphi’ydi… Ablasıyla birlikte Önder’in evine giden Suphi, yeğeninin intikamını aldı: “Kırdığın yerden kırılırsın!”
Dizinin final sahnesinde; Zuhal, eve döndüğünde kayınpederinin yola çıkmak üzere hazırlandığını gördü. Misafirleri uğurlamak için kapıyı açtığında, karşısında polisleri görünce büyük bir şok yaşadı. “Eşinizin ofisine girip etrafı dağıtmışlar. Darp edip, göl kenarına bırakmışlar. Akşam saatlerinde Hasan Bey’e ulaştık. Maalesef durumu kritik,” dediler. Bu sözler, Zuhal’in dünyasını bir kez daha alt üst etti.
Annem Ankara: Hasan’ın Duygusal Vedası ve Gerçek Hikaye