Page 197 - Evos Angels Kasım 2021 Sayısı
P. 197
Genel olarak nasıl bir hayat felsefen var? Bugüne kadar edindiğin en kıymetli
ve adeta hayat dersi olarak benimsediğin bilgi nedir?
Derin köklere sahip güçlü bir milletiz. Fakat birbirimizi yargılamaktan, kendimizi geliştirmeye
fırsat yaratmaz, iki adım öteye gidemeyiz. Herkes bir diğeri hakkında hep en iyisini bilir. Hal-
buki herkes kendi işine baksa, enerjiyi iyi, doğru, yararlı işler yapmaya harcasa, kimse kim-
seye karışmasa, ilişkilerimiz sevgi, saygı ve anlayışa daha fazla dayansa kim tutabilir bizim
kadar güçlü bir toplumu? İnsanlar sana yapamayacaksın der, yaparsın! Bu sefer neden öyle
yaptın der, şekli değiştirir bir daha yaparsın! Bu sefer de: ‘’Onu herkes yapar’’ der... Kalırsın.
Ayranım ekşidir diyen olmaz. Dinlersen lafın onunu kesilmez. Kimseyi takma, bildiğin yoldan
şaşma. İyilik, doğruluk, samimiyet varsa ispat çabasıyla vakit harcama, bas gaza devam et
yoluna. Ağırlığın, samimiyetin, inancın, güzel düşüncelerin ve azmin her şeyindir aslında. Bir
gün toplumca öteki olana saygı, az konuşup çok dinleme, kendine dönüp gözlemleme, hatayı
kendinde görebilme, çuvaldızı dost bilip iç dünyamızda olup bitenleri kabullenme zenginliğine
ulaşırız inşallah biz de… Dolayısıyla hayat felsefem: ’’Hoşgörülü, sevgi dolu, samimi ve pozitif
olmak, farklı olanı yargılamamak, iyiye, doğruya, güzele yönelmek ve kendi işine bakmak’’.
Sizi aşağı çeken, enerjinizi emen, gelişiminize hizmet etmeyen insanlardan ve durumlardan
ivedilikle kurtulun. Hayat enerjinizi arttıran, size bir şeyler katan, yüzünüzü güldüren, mutlu-
luğunuzdan ve başarınızdan keyif alan insanlarla olun. Anı yaşamayı unutmayın ve kendinizi
sevdiğiniz şeylerden ve kişilerden mahrum bırakmayın. Hastalıklar gelir geçer esas mesele ha-
yattan geri ve sevdiklerinden mahrum kalmamaktır. Alkolden yakalanmış, ehliyetinden mah-
rumsundur, diyettesindir yemeden içmeden mahrumsundur, anlamadığın sebeplerle sevdi-
ğinden mahrumsundur. Bir Türk filmi kıvamında, ‘’Nayır nolamaz’’ kafasında yaşıyorsundur.
Yaramazlık sebebiyle sokağa çıkmaktan, acımasız bir eş yüzünden çocuğunu yetiştirmekten,
işlediğin suç yüzünden gökyüzünü görmekten, belki aşırı gururdan, belki bazen hırstan, ken-
dine güvensizlikten, yenemediğin öfkenden belki de kim bilir kimseye söyleyemediğinden sen
de bir şeylerden mahrumsundur. Hatta ve hatta belki de dünyayı saran bir pandemi sebebiy-
le dışarıya çıkmaktan mahrum, evine hapsolmuşsundur. Ama asil kendi kendini boş yere bir
şeylerden mahrum ediyorsan bu hayatına yaptığın en büyük komplodur. Hiçbir lafını sözünü
anlamadan Fransızca bir şarkıyı sevmek gibi, çocukken İngilizce şarkıları ata tuta söylerken
eğlenmek gibi, insanı mucizelere inandıran kutsal bir kitap gibi, bilmeden, görmeden, duy-
madan hissettiğimiz sezgiler gibi, koskoca dertlere, belalara, afetlere, musibetlere karşı sığın-
dığımız minicik dualar gibi, hiç olmayan şeyleri hayal edebilmek gibi, elinden kaçıracağını bile
bile o ufaklığa uçan balon alıp vermek gibi mantık dışı, tutarsız, yersiz, zamansız ve açıklama-
sız mutluluklar da var bu hayatta! Tıpkı en doğrusunu yaptığını hissederken en yanlışı, yanlış
yaptığını zannederken en doğru olanı yapıyor olabileceğin gibi. Bazen fazla ölçüp tartma,
bırak akışına…Olması gereken olması gerektiği için öyle oluyordur sonuçta. Fazla takılma.
Yık bendine ördüğün şu Çin Seddini, kendine engeller yaratma. Bırak içindeki okyanus aksin
dünyana ait adacıklar olmayı bekleyen kara parçalarının etrafına. Sevgi gerçek, inanç sağlam,
kendine güven tamsa, mahrumiyet hakimiyete dönüştürülmeli o saatten sonra! Yoksa yazık
olur geçen her ana! Anda yaşa. Mutlu Ol. Şu an mutluysan geleceğini de mutluluğa çekersin
frekansı yüksek tutmayı unutma…