Page 19 - Evos Angels Kasım 2021 Sayısı
P. 19
Demansın tedavisi var mıdır?
Demansı iyileştiren bir tedavi ne yazık ki mevcut değil. Dolayısıyla demans iyileştirile-
mez. Çünkü demansta görülen hücresel kaybın telafisi yoktur. Mevcut tedavi stratejileri
hastalık belirtilerini düzenleme amacı taşımakta. Fakat ne yazık ki bu tedavilerin de
etkileri oldukça sınırlı. Bu nedenle, araştırmacılar yoğun bir hızla demansı iyileştiren ya
da önleyen ilaç tedavileri gelişmek için çalışmalar yapmakta.
Yapılan son araştırmalar, Alzheimer hastalığının demans belirtileri ortaya çıkmadan yak-
laşık 15-20 yıl önce başlayabildiğini göstermekte. Bu nedenle Alzheimer hastalığı şu an
üç dönemle tanımlanmakta: preklinik, prodromalve demans. Unutkanlık gibi şikayetleri
bulunmayan (ya da klinik olarak mevcudiyetleri kanıtlanmayan şikayetleri olan), günlük
işlerini sorunsuz bir şekilde yerine getiren yani genel olarak sağlıklı kişilerin bazılarında
yapılan ileri tektiklerde beyinlerinde Alzheimer hastalığı ile ilgili patolojik değişimlerin
başladığı saptanmaktadır. Ve bu kişilerin yıllar içinde izlendiğinde bu kişilerin bilişsel
bozulmalar ve demans açısından riskli grupta yer adlıkları bulunmuştur. Bu nedenle bu
kişiler preklinik dönem içinde sınıflandırılmaktadır. Diğer bir yandan, klinik olarak an-
lamlı bilişsel şikayetleri olan, daha rutin tetkiklerde (MRG gibi) patolojik beyin değişim-
leri gösteren fakat hala işlevselliğini devam ettiren kişiler prodromal dönemde yer al-
maktadır. Klinik olarak Hafif Kognitif Bozukluk tanısı alan bu kişilerin yaklaşık yarısının
bilişsel bozulmaları demansa dönüşmektedir. Dolayısıyla, klinik ilaç çalışmaları preklinik
ve prodromal dönemde beyindeki patolojiyi iyileştirerek demansta görülen hücre ölü-
münü ve dolayısıyla beynin küçülmesini önleyen tedavi yöntemleri geliştirmeye yönelik
çalışmalar yapmaktadır.
Demans önlenebilir mi?
Sağlıklı beslenme, fiziksel olarak aktif olma, sosyal olarak aktif olma ve tabii ki bilişsel
olarak aktif olma demans için koruyucu faktörlerdir. Yani, sebze ve balık ağırlıklı bes-
lenen, kötü kolestrol seviyesi düşük olan, kilosu fazla olmayan, düzenli egzersiz yapan,
geniş bir sosyal çevresi olan, sosyal desteği güçlü olan ve kendini zihinsel açıdan geliştir-
meye devam eden kişilerin demans geliştirme ihtimali daha düşük bulunmaktadır.
Bu nedenle, yaşlanan kişilerin kendilerine bu açılardan dikkat etmeleri demans risklerini
azaltmaktadır. Ama tabii ki yüzde 5-10 oranındaki vakalar aileseldir. Örneğin, bir kişinin
hem anneannesi hem teyzesi hem de kendisi 65 yaşından önce demans tanısı almış ola-
bilir. Bu tarz aile hikayesine sahip kişilerin bir nörolog ile görüşmesi önemlidir. Bu nok-
tada, özellikle belirtmek isterim ki ailede 65 üzerinde bir yaşta demans tanısı alan bir
kişinin var olması ailedeki diğer kişilerin de demans geliştireceği anlamına gelmemekte-
dir. Ailesel vakaların oranı diğer vakalara kıyasla oldukça düşüktür. Fakat yine de ailesel
yatkınlığı olsun olmasın orta yaşlı kişilerin hem fiziksel hem de zihinsel olarak sağlıklı
yaşlanmaya dikkat etmeleri gereklidir.