Page 11 - Evos Angels Nisan 2022 Sayısı
P. 11
Salovey ve Mayer (1990) duygusal zeka tanımını 5 ana başlık altında toplamıştır.
1. Duygularının Farkında Olma: Belirli bir durumda ya da anda ne hissettiğinin farkına vara-
bilmek duygusal zekanın temelidir. İçgörü kazanabilmek ve kendini anlayabilmek için duygu-
ların her an farkında olmak çok önemli bir gerekliliktir. Duygularını tanıyan kişiler, ruh halle-
rinin farkındadırlar, kişisel karar gerektiren konularda daha sağlıklı kararlar verebilirler, daha
özerk davranabilirler, kendi sınırlarından emindirler ve hayata olumlu bir gözle bakabilirler.
2. Duygularla başa çıkabilmek: Farkına varılan duygularla uygun biçimde başa çıkabilmek
duygusal zekanın temel özeliklerinden bir diğeridir. Kendini yatıştırma, yoğun endişelerden,
karamsarlıktan, alınganlıklardan kurtulma yeteneği gibi yetenekleri kapsar. Bu yeteneği zayıf
olan kişiler sürekli huzursuzlukla mücadele ederken, kuvvetli olanlar ise hayatın tatsız sürp-
rizleri ve terslikleriyle karşılaştıktan sonra kendilerini daha kolay toparlayabilmektedirler.
3. Kendini motive etmek: İnsanın kendini motive edebilmesi için öncelikle duygularını bir
amaç etrafında toplayabilmesi gerekir. Duygusal özdenetim yani doyumu erteleyebilme ve
fevri davranışları engelleyebilme her başarının altında yatan çok önemli bir özelliktir. Kendi-
ni motive edebilme yeteneğine sahip kişiler yaptıkları her şeyde çok daha üretken ve etkili
olurlar.
4.Başkalarının duygularını fark etmek: Başkalarının duygularını farkedebilmek ya da başka
bir deyişle empati kurabilmek, duygusal zekanın vazgeçilemez özelliklerinden bir diğeridir.
Empatik kişiler başklarının neye ihtiyacı olduğunu, ne istediğini gösteren sinyallere karşı daha
duyarlıdırlar. Rogers’a (1970) göre empati, bir kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyarak
olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak an-
laması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesidir. Bu durumda empatinin 3 özelliği vardır:
* Empati kurabilmek için kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyması, olaylara onun bakış
açısıyla bakması gerekir. Başka bir deyişle empati kurmak isteyen kişi, karşısındaki kişinin
fenomenolojik alanına girmelidir. Fenomenolojik yaklaşım’a göre her insan gerek kendini ge-
rekse çevresini kendine özgü bir biçimde algılar. Bu algısal yaşantı özneldir, kişiye özgüdür ve
o kişinin fenomenolojik alanını oluşturur (Merleau-Ponty 1973).
* Empati kurabilmek için kişinin karşısındakinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak an-
laması gerekir. Her ne kadar empatinin bileşenlerinin neler olduğu konusunda araştırmacı-
lar arasında bazı görüş farklılıkları varsa da, bugün için çoğunluğun üzerinde uzlaştığı görüş,
empatinin bilişsel ve duygusal bileşenlerden oluştuğu yolundadır (Pecukonis 1990, Poresky
1990). Dolayısıyla karşıdaki kişinin sadece duygularını ya da sadece düşüncelerini anlamış ol-
mak empati kurabilmek için yeterli değildir.
* Empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye aktarılması gerekir.
Bu aktarım olmadan empati süreci tamamlanmamış sayılır. Empatik tepki vermenin başlıca
iki yolu vardır. Bunlardan birincisi yüzü ve bedenimizi kullanmak, ikincisi ise sözel ifadelerden
yararlanmaktır. Empatik tepki vermenin en etkili yolu bu ikisini birlikte kullanmaktır.